Öneri Formu
Hadis Id, No:
21772, N002440
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الْحَكَمِ عَنْ شُعَيْبٍ عَنِ اللَّيْثِ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ عَنِ ابْنِ أَبِى هِلاَلٍ عَنْ نُعَيْمٍ الْمُجْمِرِ أَبِى عَبْدِ اللَّهِ قَالَ أَخْبَرَنِى صُهَيْبٌ أَنَّهُ سَمِعَ مِنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَمِنْ أَبِى سَعِيدٍ يَقُولاَنِ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا فَقَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ » . ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ثُمَّ أَكَبَّ فَأَكَبَّ كُلُّ رَجُلٍ مِنَّا يَبْكِى لاَ نَدْرِى عَلَى مَاذَا حَلَفَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فِى وَجْهِهِ الْبُشْرَى فَكَانَتْ أَحَبَّ إِلَيْنَا مِنْ حُمْرِ النَّعَمِ ثُمَّ قَالَ « مَا مِنْ عَبْدٍ يُصَلِّى الصَّلَوَاتِ الْخَمْسَ وَيَصُومُ رَمَضَانَ وَيُخْرِجُ الزَّكَاةَ وَيَجْتَنِبُ الْكَبَائِرَ السَّبْعَ إِلاَّ فُتِّحَتْ لَهُ أَبْوَابُ الْجَنَّةِ فَقِيلَ لَهُ ادْخُلْ بِسَلاَمٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona Şuayb, ona el-Leys, ona Hâlid, ona İbn Ebu Hilâl, ona Nuaym el-Mucmir Ebu Abdullah, ona Suhayb’ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre’nin ve Ebu Saîd’in şöyle dediklerini dinlemiştir: Rasulullah (sav) bir gün bize bir hutbe verdi ve üç defa: “Nefsim elinde olana yemin olsun ki” dedi, sonra başını önüne eğdi. Bizden her birimiz başını önüne eğerek ağlamaya başladı. Ama onun da neden dolayı yemin ettiğini bilemiyorduk. Sonra yüzünde sevinç ifadeleri olduğu halde başını kaldırdı. Onun bu hali bizim için kırmızı tüylü develerden daha sevimli idi. Sonra şöyle buyurdu: “Beş vakit namazı kılan, ramazan orucunu tutan, zekâtını çıkartan (veren), yedi büyük günahtan uzak duran her bir kişiye mutlaka cennetin kapıları açılır ve ona: “Esenlikle gir denilir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 1, /2244
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Suheyb Mevla el-Utâridi (Suheyb)
3. Ebu Abdullah Nuaym b. Abdullah el-Mücmir Mevla Ömer b. Hattab (Nuaym b. Abdullah)
4. Said b. Ebu Hilal el-Leysi (Said b. Ebu Hilal)
5. Halid b. Yezid el-Cümehî (Halid b. Yezid)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
8. Muhammed b. Abdullah el-Balisi (Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem)
Konular:
Namaz, Farziyeti
Sahabe, Peygamber sevgisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21784, N002443
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُجَاهِدُ بْنُ مُوسَى قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ جَامِعِ بْنِ أَبِى رَاشِدٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ رَجُلٍ لَهُ مَالٌ لاَ يُؤَدِّى حَقَّ مَالِهِ إِلاَّ جُعِلَ لَهُ طَوْقًا فِى عُنُقِهِ شُجَاعٌ أَقْرَعُ وَهُوَ يَفِرُّ مِنْهُ وَهُوَ يَتْبَعُهُ » . ثُمَّ قَرَأَ مِصْدَاقَهُ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ ( وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَهُمْ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَهُمْ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Mücahid b. Musa, ona (Süfyan) b. Uyeyne, Cami' b. Ebu Raşid, ona Ebu Vail (Şakik b. Seleme), ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Malı olup ta zekatını vermeyen kimseye o malı kıyamet günü boynuzlu bir zehirli yılan suretiyle gelip onun boynuna dolanacaktır. Kişi ondan kaçmaya çalışacak fakat yılan onu kovalayacaktır." Sonra da Rasulullah (sav) Allah'ın Kitab'ından bu sözü doğrulamak için (delilini getirip) şu ayeti okudu: "Allah'ın lutfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilâkis bu onlar için kötüdür. Cimrilik ettikleri şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır...(Ali İmran/2-180)"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 2, /2245
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Cami b. Ebu Raşid el-Kâhili (Cami b. Ebu Raşid)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Mücahid b. Musa el-Hutteli (Mücahid b. Musa b. Ferruh)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
İbadet, Zekat Zekat, vermeyenin hali
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « فِى كُلِّ إِبِلٍ سَائِمَةٍ فِى كُلِّ أَرْبَعِينَ ابْنَةُ لَبُونٍ لاَ يُفَرَّقُ إِبِلٌ عَنْ حِسَابِهَا مَنْ أَعْطَاهَا مُؤْتَجِرًا فَلَهُ أَجْرُهَا وَمَنْ أَبَى فَإِنَّا آخِذُوهَا وَشَطْرَ إِبِلِهِ عَزْمَةٌ مِنْ عَزَمَاتِ رَبِّنَا لاَ يَحِلُّ لآلِ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم مِنْهَا شَىْءٌ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21797, N002446
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى قَالَ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « فِى كُلِّ إِبِلٍ سَائِمَةٍ فِى كُلِّ أَرْبَعِينَ ابْنَةُ لَبُونٍ لاَ يُفَرَّقُ إِبِلٌ عَنْ حِسَابِهَا مَنْ أَعْطَاهَا مُؤْتَجِرًا فَلَهُ أَجْرُهَا وَمَنْ أَبَى فَإِنَّا آخِذُوهَا وَشَطْرَ إِبِلِهِ عَزْمَةٌ مِنْ عَزَمَاتِ رَبِّنَا لاَ يَحِلُّ لآلِ مُحَمَّدٍ صلى الله عليه وسلم مِنْهَا شَىْءٌ » .
Tercemesi:
Bize (Ebu Hafs) Amr b. Ali (el-Fellâs), ona (Ebu Said) Yahya (b. Said el-Kattân), ona (Ebu Abdulmelik) Behz b. Hakim (el-Kuşeyrî), ona babası (Hakîm b. Muaviye el-Behzî), ona da (Behz b. Hakim'in) dedesinin (Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Zekata tabi olan develerin sayısı yüz yirmiyi geçince her bir kırk sâime devede bir tane iki yaşını dolurup üç yaşına basmış bir dişi deve zekat gerekir. Develer hesaplanırken cılız, yapılı gibi özelliklerine bakılarak ayırım yapılmaz. Her kim sevap kazanmak için develerininzekatını verirse verdiği zekatın ecrini alır. Kim de vermeye yanaşmazsa hem zekatını hem de Rabbimizin buyruklarından biri olmak üzere develerinin yarısını alırız. Bilinmelidir ki Muhammed'in (sav) soyuna zekattan bir şey almak helal değildir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 4, /2245
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
İbadet, Zekat Zekat, Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt'ine haram olması Zekat, mallarının nisabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21971, N002447
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ يَحْيَى ح وَأَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سُفْيَانَ وَشُعْبَةَ وَمَالِكٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ وَلاَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ ذَوْدٍ صَدَقَةٌ وَلاَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوَاقٍ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize (Ebu Kudame) Ubeydullah b. Saîd (el-Yeşkurî), ona (Ebu Muhammed) Süfyan b. Uyeyne (el-Hilâlî), ona Amr b. Yahya (el-Ensarî) T Muhammed b. Müsennâ T Muhammed b. Beşşâr, onlara Süfyan es-Sevrî T Şu'be T Malik, onlara Amr b. Yahya (el-Ensarî), ona babası (Yahya b. Umâre el-Ensarî), ona da Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Beş veskten az olan ürünlerde hurma, tahıl vb.zekat yoktur. Sayısı beşten az olan develerde zekat yoktur. Beş ukiyyeden az olan gümüşte zekat yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 5, /2245
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Yahya b. Umare el-Ensarî (Yahya b. Umare b. Temim b. Abd)
3. Amr b. Yahya el-Ensarî (Amr b. Yahya b. Umare b. Ebu Hasan b. Abduamr)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği Zekat, mallarının nisabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21789, N002444
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَبِى عَمْرٍو الْغُدَانِىِّ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ إِبِلٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا نَجْدَتُهَا وَرِسْلُهَا قَالَ « فِى عُسْرِهَا وَيُسْرِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا إِذَا جَاءَتْ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ بَقَرٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَغَذَّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ وَآشَرَهُ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا وَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ غَنَمٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَكْثَرِهِ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ ثُمَّ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا وَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا لَيْسَ فِيهَا عَقْصَاءُ وَلاَ عَضْبَاءُ إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Mesud, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arube, ona Katade (b. Diâme), ona Ebu Amr el-Ğudânî, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kimin develeri var da darlıkta ve bollukta (necdetihâ ve rislihâ) onların zekatını vermiyorsa..." Bunun üzerine sahabe: "Darlık ve bolluk ne demektir" dediler. Rasulullah (sav) da: "Kolaylık ve zorlukta" buyurdu. (Sonra şöyle devam etti) "Kıyamet günü o develer daha hareketli ve daha semiz bir halde gelirler ve geniş bir alana konulmuş olan sahiplerini çiğnerler, develerin sonuncusu gelince diğerleri tekrar başa dönerek çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene olan kıyamet gününde sürüp gider ve tüm insanların hesabı görülünceye kadar da devam eder. Daha sonra kişi gideceği yeri (Cennet veya Cehennem) mutlaka görür. Yine kimin sığırları olur da darlıkta ve bollukta onların zekatını vermezse o sığırlar kıyamet günü daha semiz daha hareketli ve daha haşin olarak getirilir ve sahiplerini ayaklarıyla çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve tırnaklarıyla onu çiğnerler sondakiler bitince baştakiler aynı şekilde yapmaya devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren kıyamet gününde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür. Yine kimin koyunları olur da bolluk ve darlıkta onların zekatını vermezse kıyamet günü o koyunlar daha hareketli daha semiz ve daha haşin olarak getirilir ve bu koyunlar sahiplerini toynağı ile çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve boynuzlarında da hiçbir eksiklik ve kırıklık yoktur. Son koyun çiğnemesini bitirince baştakiler tekrar başa dönüp çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren, kıyamet günlerinde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 2, /2245
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ömer el-Ğadânî (Ebu Ömer)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Zekat, fazileti Zekat, vermemenin cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21973, N002448
Hadis:
أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ قَالَ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى بْنِ عُمَارَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ ذَوْدٍ صَدَقَةٌ وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوَاقٍ صَدَقَةٌ وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize İsa b. Hammad (et-Tücîbî), ona (Ebu Haris) Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona (Ebu Said) Yahyâ b. Saîd (el-Ensârî), ona Amr b. Yahya b. Umâre (el-Ensarî), ona babası (Yahya b. Umare el-Ensarî), ona da Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Beşten az olan develerde zekat yoktur. Beş ukiyyeden az olan gümüşte zekat yoktur. Beş veskten az olan ürünlerde hurma, tahıl vb.zekat yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 5, /2245
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Yahya b. Umare el-Ensarî (Yahya b. Umare b. Temim b. Abd)
3. Amr b. Yahya el-Ensarî (Amr b. Yahya b. Umare b. Ebu Hasan b. Abduamr)
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. İsa b. Hammad et-Tücibi (İsa b. Hammad b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Zekat, mallarının nisabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21820, T003674
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ أَنْفَقَ زَوْجَيْنِ فِى سَبِيلِ اللَّهِ نُودِىَ فِى الْجَنَّةِ يَا عَبْدَ اللَّهِ هَذَا خَيْرٌ فَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الصَّلاَةِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الصَّلاَةِ وَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الْجِهَادِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الْجِهَادِ وَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الصَّدَقَةِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الصَّدَقَةِ وَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الصِّيَامِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الرَّيَّانِ » . فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى مَا عَلَى مَنْ دُعِىَ مِنْ هَذِهِ الأَبْوَابِ مِنْ ضَرُورَةٍ فَهَلْ يُدْعَى أَحَدٌ مِنْ تِلْكَ الأَبْوَابِ كُلِّهَا ؟ قَالَ « نَعَمْ وَأَرْجُو أَنْ تَكُونَ مِنْهُمْ » . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize (Ebu Musa İshak b. Musa) el-Ensarî, ona (Ebu Yahya) Ma’n (b. İsa el-Kazzâz), ona Malik b. Enes (el-Esbahî), ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman (ez-Zührî), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Kim Allah yolunda bir maldan çift çift verirse Cennette ‘Ey Allah’ın kulu! Bu yaptığın büyük bir hayırdır’ diye çağrılır. Her kim namaz kılanlardan olursa namaz kapısından çağrılacak, cihad edenlerden olursa cihad kapısından çağrılacak. Sadaka verenlerden ise sadaka kapısından çağrılacak, oruç tutanlardan ise Reyyan kapısından çağrılacak.” Bunun üzerine Ebu Bekir dedi ki: “Anam babam sana feda olsun (Ey Allah’ın Rasulü!) Kişinin (cennete girmek için) tüm bu kapılardan ayrı ayrı çağrılmasına gerek yoktur (sanırım.) Fakat bir kişi tüm bu kapılardan çağrılabilir mi?” Rasulullah (sav): “Evet, Senin o kişilerden biri olmanı dilerim” buyurdu. Tirmizî: Bu hadis hasen-saihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Menâkıb 16, 5/614
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
6. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
Namaz, Farziyeti Sadaka, fazileti Zekat, farziyeti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21775, N002441
Hadis:
أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ عُثْمَانَ بْنِ سَعِيدِ بْنِ كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ شُعَيْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى حُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ أَنْفَقَ زَوْجَيْنِ مِنْ شَىْءٍ مِنَ الأَشْيَاءِ فِى سَبِيلِ اللَّهِ دُعِىَ مِنْ أَبْوَابِ الْجَنَّةِ يَا عَبْدَ اللَّهِ هَذَا خَيْرٌ لَكَ وَلِلْجَنَّةِ أَبْوَابٌ فَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الصَّلاَةِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الصَّلاَةِ وَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الْجِهَادِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الْجِهَادِ وَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الصَّدَقَةِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الصَّدَقَةِ وَمَنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الصِّيَامِ دُعِىَ مِنْ بَابِ الرَّيَّانِ » . قَالَ أَبُو بَكْرٍ هَلْ عَلَى مَنْ يُدْعَى مِنْ تِلْكَ الأَبْوَابِ مِنْ ضَرُورَةٍ فَهَلْ يُدْعَى مِنْهَا كُلِّهَا أَحَدٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « نَعَمْ وَإِنِّى أَرْجُو أَنْ تَكُونَ مِنْهُمْ » . يَعْنِى أَبَا بَكْرٍ .
Tercemesi:
Bana Amr b. Osman b. Said b. Kesir, ona babası, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman rivayet etmiştir: Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim:
-Allah yolunda herhangi bir şeyden iki avuç infak eden bir kimse cennet kapılarından: Ey Allah’ın kulu, bu (kapı) senin için daha iyidir, diye çağırılır. Cennetin ise birçok kapısı vardır. Namaz ehlinden olan kimse, namaz kapısından çağırılır. Cihad ehlinden olan kimse, cihad kapısından davet edilir. Sadaka verenlerden olan kimse, sadaka kapısından çağırılır. Oruç tutanlardan olan kişi Reyyan kapısından davet edilir.
Ebu Bekr dedi ki:
-Bu kapılardan çağırılan herhangi bir kimse için, herhangi bir sıkıntı söz konusu olur mu ki? Ey Allah’ın Rasulü ya bütün bu kapılardan da çağırılacak bir kimse olacak mı? Rasulullah (sav):
-Evet, ben senin de onlardan biri olacağını ümit ederim, buyurdu.
Bununla Ebu Bekir’i kast ediyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 1, /2244
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Amr Osman b. Kesir el-Kuraşî (Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
6. Ebu Hafs Amr b. Osman el-Kuraşî (Amr b. Osman b. Said b. Kesir b. Dinar)
Konular:
Cihad, fazileti
İbadet, Namaz İnfak, Allah yolunda
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21779, N002442
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ فِى حَدِيثِهِ عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ جِئْتُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ فَلَمَّا رَآنِى مُقْبِلاً قَالَ « هُمُ الأَخْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ » . فَقُلْتُ مَا لِى لَعَلِّى أُنْزِلَ فِىَّ شَىْءٌ قُلْتُ مَنْ هُمْ فَدَاكَ أَبِى وَأُمِّى قَالَ « الأَكْثَرُونَ أَمْوَالاً إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا حَتَّى بَيْنَ يَدَيْهِ وَعَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ » . ثُمَّ قَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لاَ يَمُوتُ رَجُلٌ فَيَدَعُ إِبِلاً أَوْ بَقَرًا لَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهَا إِلاَّ جَاءَتْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْظَمَ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ تَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا وَتَنْطَحُهُ بِقُرُونِهَا كُلَّمَا نَفِدَتْ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ أُولاَهَا حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ » .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona el-Ma'rur b. Süveyd, ona da Ebu Zer'den (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) geldim. Kâbe'nin gölgesinde oturuyordu. Beni görünce bana dönerek: "Kâbe'nin Rabbi hakkı için onlar zararda olan kimselerdir," buyurdu. Kendi kendime: 'Eyvah benimle ilgili bir şey mi? indirildi diyerek; Anam-babam senin yoluna feda olsun, kimdir onlar Ey Allah'ın Rasulü!' dedim. O da şöyle buyurdu: "Malı çok olanlar ancak mallarını hayırlara ve iyilikle, sağındaki ve solundaki muhtaç ve fakirlere verenler müstesna," buyurduktan sonra şöyle devam etti: "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin olsun ki deve ve sığırlarının zekatını vermeyen bir kimse kıyamet günü getirilir de o hayvanlar daha bakımlı ve semiz olarak o kişiyi ayaklarıyla çiğnerler ve boynuzlarıyla toslarlar. Sığır ve develer bir sefer o kimsenin üzerinden geçtiler mi yeni baştan tekrar çiğnemeye ve toslamaya başlarlar. Bu böylece insanların hesabı görülünceye kadar devam eder gider."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 2, /2244
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Ümeyye Ma'rur b. Süveyd el-Esedî (Ma'rur b. Süveyd)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar İnfak, Allah yolunda
Mal, mal - mülk hırsı
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ لأَبِى بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ » . فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ رضى الله عنه لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ . قَالَ عُمَرُ رضى الله عنه فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21793, N002445
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ لأَبِى بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ » . فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ رضى الله عنه لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ . قَالَ عُمَرُ رضى الله عنه فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) vefat ettiğinde ve ondan sonra Ebu Bekir halife seçildiğinde Araplar'dan dinden dönenler dönüverdiler! Ömer, Ebu Bekir'e, "Rasulullah’ın (sav), 'Allah'tan başka ilah yoktur demelerine dek insanlarla savaşmakla emrolundum. Allah'tan başka ilah yoktur diyen malını ve canını benden korumuş olur. Allah'ın hakkı ise hariç. Onun hesabı Allah’a kalmıştır' buyurmuşken insanlarla nasıl savaşırsın?" dedi. Ebu Bekir de "Namaz ile zekâtı birbirinden ayıranlara karşı muhakkak savaşacağım. Zira zekât malın hakkıdır. Vallahi! Rasulullah'a (sav) verdikleri bir deve yularını bana vermeseler bunun verilmemesinden dolayı onlara karşı savaşırım" dedi. (Bunun üzerine) Ömer, "Vallahi! Allah'ın, Ebu Bekir'in gönlüne savaş için ilham verdiğini görünce onun hak üzere olduğunu anladım" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 3, /2245
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
İrtidat, Hz. Ebu Bekir'in uygulaması
KTB, TEVHİD
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği Zekat, farziyeti