Giriş

Bize Kuteybe, ona Leys b. Sa'd ona da Said b. Ebu Said el-Makburî'nin rivayet ettiğine göre Ebu Şüreyh el-Adevî şöyle demiştir:
Hz. Peygamber'i (sav) şöyle derken gözlerim görmüş ve kulaklarım işitmiştir: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kişi misafirine hediyesini vererek ikram bulunsun." Sahâbe "Misafire verilecek hediye nedir?" diye sordu. Hz. Peygamber (sav) de şöyle cevap verdi: "Onu bir gün ve bir gece güzelce ağırlamaktır. Misafirlik üç gün olup üç günden sonrası için misafire ikram etmek sadaka sevabı kazandırır. Allah’a ve ahiret gününe inanan kişi ya hayır söylesin ya da sussun.”
Tirmizî şöyle dedi: Bu hadis hasen-sahihtir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الضِّيَافَةُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ

    Öneri Formu
23649 T001967 Tirmizi, Birr ve Sıla, 43

Bize Ahmed b. Menî, ona Yezid b. Harun, ona Sadaka b. Musa, ona Ferkad es-Sebahî, ona Mürre et-Tayyîb, ona da Ebu Bekir es-Sıddîk Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Düzenbazlar, yaptığı iyiliği başa kakanlar ve cimriler cennete giremez."
Ebu İsa dedi ki: Bu hadis hasen gariptir.


    Öneri Formu
23618 T001963 Tirmizi, Birr ve Sıla, 41

Bize Kuteybe, ona Münkedir b. Muhammed b. Münkedir, ona babası, ona Cabir b. Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Tüm iyilikler sadakadır (sadaka yerine geçer). (Mümin) kardeşini güler yüzle karşılaman bir iyilik olduğu gibi kendi kabından (ihtiyacı olan bir şeyi) kardeşinin kabına boşaltman da (kardeşinin ihtiyaç duyduğu bir şeyi ona vermen de) bir iyilik olup sadaka yerine geçer."

Bu konuya ilişkin Ebu Zerr kanalıyla gelen başka bir rivayet bulunmaktadır. Ebu İsa, (Tirmizi) bu hadisin hasen olduğunu söylemiştir.


    Öneri Formu
23672 T001970 Tirmizi, Birr ve Sıla, 45


    Öneri Formu
23859 B006470 Buhari, Rikâk, 20

Bana Ebu Nua’ym –bu hadisin yaklaşık yarısı kadarını rivayet etti-, ona Ömer b. Zer, ona Mücahid, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsun ki, açlık sebebiyle ciğerimi (karnımı) yere dayardım. Yine açlık sebebiyle karnıma taş bağlardım. Bir keresinde insanların geçtikleri yol üzerine oturdum. Derken Ebu Bekir uğradı, kendisine Allah’ın kitabından bir âyet sordum. Tabi, ona sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Sonra Ömer uğradı. Ona da Kur’an’dan bir âyet sordum. Kendisine sadece beni doyurması için sormuştum. Asıl gayemi gerçekleştirmeden geçip gitti. Daha sonra da Ebu’l-Kâsım (sav) uğradı. Beni görünce gülümsedi, niyetimi ve yüzümdeki ifadeyi anlayıp "Ey Ebu Hirr" (kedi babası) dedi. Ben de “Buyur! Ey Allah’ın Rasulü” dedim. Benimle gel, buyurdu ve yürüdü ben de peşinden gittim. (Evine) girdi, ben de girmek için izin istedim ve bana izin verdi. Kendisi (sav) içeri girip bir bardak süt görünce "Bu süt nereden geldi" dedi. Onu, falan kimse veya falan kadın sana hediye etti, dediler. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Suffa mektebine git, onları bana çağır" buyurdu.
(Ebu Hureyre): Ashabı Suffe İslam’ın misafirleridir. Onların sığınacakları ne aileleri ne malları ne de dayanacakları bir kimseleri vardı. Rasulullah’a (sav) bir sadaka gelince Allah’ın Rasulü (sav), hiç bir şey almadan bunu, onlara gönderirdi. Bir hediye geldiğinde ise kendisine biraz alır, bunu onlara da göndererek hediyeye onları da ortak ederdi, dedi. Bundan dolayı (onları çağırma) konusu hoşuma gitmedi. Kendi kendime: “Bu kadarcık süt, Ashabı Suffe için neye yetecek ki? Zira ondan içerek kendime gelebilmem için onu içmeye en çok ben layığım. Onlar geldiğinde Rasulullah (sav), (sütü ikram etmem için) bana emredecek ben de onlara dağıtacağım. (Dolayısıyla) bu sütten bana ne kalabilir ki? Ancak Allah’a ve O’nun Rasulü’ne (sav) itaat gerekirdi” dedim. Onlara varıp kendilerini çağırdım. Onlar geldi, (içeri girmek için) izin istediler ve kendilerine izin verildi. Evde yerlerini aldılar. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Hirr" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Bunu al ve onlara dağıt", dedi.
Bardağı alıp dağıtmaya başladım. Birine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Arkasından diğerine veriyordum, doyasıya içiyor, sonra bardağı bana veriyordu. Nebî’ye (sav) varıncaya kadar bir başkası doyasıya içiyor, ardından bardağı bana veriyordu. Sonunda onların hepsi doymuştu. O (sav), bardağı alıp eline koydu, bana bakıp gülümsedi ve "Ebu Hirr!" buyurdu. Emrine amadeyim! Ey Allah’ın Rasulü, dedim. "Sen ve ben kaldık" dedi. Doğru diyorsun Ya Rasulallah, dedim. "Otur da iç" buyurdu. Oturup içtim. "Yine iç!" buyurdu. Ben de tekrar içtim. Sürekli iç, diyordu. Sonunda hayır, seni hak ile gönderene yemin olsun ki, artık süte gidecek bir yer bulamıyorum (doydum), dedim. "Bana ver" buyurdu. Bardağı kendisine verdim, Allah’a hamdedip, besmele çekerek geri kalan sütü içti.


    Öneri Formu
23777 B006452 Buhari, Rikâk, 17

Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:

"Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir."

Ebu İsa et-Tirmizî şöyle dedi: Bu konuda Abdurrahman b. Avf'dan, İbn Abbas'tan, Ebu Kebşe el-Enmârî'den – adı Ömer b. Sa’d’dır- hadis rivayet edilmiştir. Bu hasen sahih bir hadistir.


    Öneri Formu
24058 T002029 Tirmizi, Birr ve Sıla, 82


Açıklama: Ebu Bahterî ile Hz. Ali arasında inkıta' vardır.

    Öneri Formu
23617 T003760 Tirmizi, Menâkıb, 28


    Öneri Formu
23635 İM002294 İbn Mâce, Ticaret, 65


    Öneri Formu
23639 İM002295 İbn Mâce, Ticaret, 65


    Öneri Formu
23767 N000863 Nesai, İmâmet, 58