3644 Kayıt Bulundu.
Bana Muhammed ve Sadaka, onlara Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona Abdullah b. Cafer, ona da Ali'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dünya kadınlarının (kendi döneminde) en hayırlısı Meryem, bu ümmet döneminde ise en hayırlısı Hatice'dir"
Bize Yahya b. Kazaa, ona İbrahim b. Sa'd, ona Zuhrî, ona Âmir b. Sa'd b. Mâlik, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) şöyle rivayet etmiştir:
Veda haccında, ölümcül ağrılar içinde kıvrandığım bir sırada Hz. Peygamber (sav) ziyaretime geldi. O'na “ey Allah'ın Rasulü, gördüğün gibi ağrılar içinde kıvranıyorum. Ben varlıklı bir insanım. Kızımdan başka da kimim kimsem yok. Servetimin üçte ikisini sadaka olarak versem olur mu?” dedim. Hz. Peygamber (sav) "olmaz" buyurdu. Ben “o zaman yarısını vereyim” dedim. Hz. Peygamber (sav) "hayır, üçte birini ver. Üçte biri de çok ya! Zürriyetini zengin bırakman" -Ahmed b. Yunus'un İbrahim'den yaptığı rivayette Hz. Peygamber (sav) “Zürriyetini (zengin) bırakman” ifadesini kullanmıştır-, "onları, başkalarına el açan yoksullar olarak ardında bırakmandan daha iyidir. Allah rızası için yaptığın tüm harcamaların mükafatını alacaksın. Hatta hanımının ağzına koyduğun bir lokmanın bile" Ben “ey Allah'ın Rasulü, ben arkadaşlarımdan geride (Mekke'de) mi kalacağım?” dedim. Bana "Hayır sen asla geride kalmayacaksın. Allah'ın rızasını kazanacak çok işler yapacak (kadar ömrün uzun olacak), bu sayede derece ve değerini artıracaksın. Belki de, kimileri senden fayda görecek, kimileri de zarar" buyurdu ve "Allah'ım! Ashabımın hicretlerini tamamlamalarını nasip et. Onları hicret ettikleri yurda gerisin geriye döndürme" diye dua etti. Ancak şu bahtsız Sa'd b. Havle dışında (kimse Mekke'de ölmedi). Hz. Peygamber onun (Mekke'de ölmesinden dolayı) hüzünlenirdi.
Râvi der ki: Ahmed b. Yunus ile Musa b. İsmail'in, İbrahim b. Sa'd'dan yaptıkları rivayette "Kendi vârislerini (zengin) bırakman" ifadesi kullanılmıştır.
Bana Yahya, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) döneminde güneş tutuldu. Rasulullah (sav) insanlara namaz kıldırdı. Namaza durunca, uzunca kıyam yaptıktan sonra rükûa vardı. Rükûu da oldukça uzattı sonra kalktı. Bu kalkışından sonraki kıyamı da uzun sürdü ama birinci kıyamdan daha kısa idi, sonra rükûa vardı ve uzunca rükûda kalmakla birlikte birinci rükûdan daha kısa sürdü, sonra rükûdan kalkıp secdeye vardı, sonra da son rekâtta da aynısını yaptıktan sonra namazı bitirdi. Güneşin tutulması da açılmış idi. İnsanlara bir hutbe vererek Allah’a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
"Şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Herhangi bir kimsenin ölümü için de, hayatı için de tutulmazlar. Bu hali gördüğünüz takdirde Allah’a dua edin, tekbir getirin, çokça sadaka verin." Sonra Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Muhammed ümmeti! Vallahi! Allah’tan daha kıskanç (gayret sahibi) kimse yoktur ve O erkek veya kadın hiç bir kulunun zina etmesine razı olmaz. Ey Muhammed ümmeti, vallahi bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız."