3644 Kayıt Bulundu.
Bana Malik (b. Enes), ona Nâfi'nin anlattığına göre Abdullah b. Ömer, fitreyi hep kuru hurma olarak vermiş; sadece bir defa arpa olarak vermiştir.
Malik, Zıhar kefareti hariç kefaretlerin her türlüsü, fitre ve öşürler 'küçük müd' adlı ölçekle -yani Rasulullah'ın (sav) zamanındaki müd ölçeğiyle- verilir. Zıhar keffareti ise, Hişam döneminde kullanılan müd ölçeği ile verilir ki ona büyük müd ölçeği denir.
Açıklama: "müd" ölçeği için bkz. https://islamansiklopedisi.org.tr/mud
Açıklama: Metnin akışını bozmamak adına tercüme edilmeyen ve terim olarak metne yansıtılan "mükateb", özgürlüğüne kavuşmak amacıyla sahibiyle sözleşme yapan köle anlamına gelirken müdebber sahibinin ölümünden sonra olmak şartıyla özgürlük vaad edilmiş köle anlamına gelmektedir.
Bize Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Adevî), ona da Ömer b. Hattâb şöyle rivayet etmiştir:
İyi cins bir atı Allah yolunda bağışladım, ama bağışladığım kişi onun kıymetini bilemedi. Onu ucuza satacağını düşünerek, kendisinden atı satın almak istedim ve bunu Rasulullah'a (sav) sordum, Hz. Peygamber (sav) "Ne onu satın al, ne de bağışını dön. Çünkü bağışından dönen, kusmuğunu tekrar yutan köpek gibidir" buyurdu.
Bana Yahya (b. Yahya), ona Mâlik (b. Enes), ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
"Bir adam ramazanda orucunu bozmuştu. Rasulullah (sav) da ondan; bir köle azat etmesini veya peş peşe iki ay oruç tutmasını ya da altmış yoksulu doyurmak suretiyle kefaret ödemesini istedi. Adam ise '(Bunları yapacak imkanı) bulamam' dedi. O esnada Rasulullah'a (sav) bir hurma sepeti getirildi. O da adama 'Al bunları, sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Yâ Rasulallah! Bunlara benden daha muhtaç bir kimse yok ki!' deyince, Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükene dek gülüverdi. Sonra da '(O halde) onu sen ye' buyurdu."