3644 Kayıt Bulundu.
Bana Mâlik’in belağ lafzı ile şöyle anlattığı rivayet edilmiştir: Hz. Aişe (ra) oruçlu iken bir yoksul kendisinden yardım istedi. Evinde yufka dışında bir şey yoktu. Azatlı cariyesine “Onu yoksula ver.” dedi. Cariye: “İftar edeceğin başka bir şey yok.” deyince, Hz. Ayşe (ra) “Ekmeği ona ver” dedi. Cariye der ki: Hz. Ayşe’nin emrini yerine getirdim. Akşam olunca ev halkından biri -veya bir insan- bize yufka ekmeğe sarılmış bir koyun eti hediye etti. Mü'minlerin annesi Aişe (ra) beni çağırıp “Bunu ye! Bu senin (vermek istemediğin) ekmeğinden daha hayırlıdır.” dedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; musannif ile Hz. Aişe arasında inkita vardır.
Bize Malik, ona da Zeyd b. Eslem, Atâ b. Yesâr’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav), Ömer b. Hattab'a bir hediye gönderdi. Ömer (ra) onu iade edince Resulullah (sav), Ömer’e “Hediyeyi niçin iade ettin?” diye sordu. Ömer (ra): “Ya Rasulallah! Bizden biri için en hayırlı olanın, hiçbir kimseden bir şey almaması olduğunu sen bize haber vermedin mi?” diye sordu. Rasûlullah (sav): “Bu dediğin dilenmek suretiyle olur. Ama dilenmeksizin olursa, o Allah'ın sana verdiği bir rızıktır” dedi. Bunun üzerine Ömer (ra) “Kudret ve iradesiyle yaşadığım Allah’a yemin ederim ki, hiçbir kimseden bir şey istemeyeceğim. Ama istemeksizin ne gelirse ona da alacağım” dedi.
İmâm Mâlik'in, Alâ b. Abdurrahman'dan duyduğuna göre o şöyle dedi: “Sadaka hiçbir zaman malı azaltmaz. Kişi affettiğinde Allah ancak onun izzet ve şerefini artırır. Bir kimse Allah için tevazu gösterdiğinde Allah onun derecesini yükseltir.”
İmâm Mâlik şöyle dedi: Bu hadisin Hz. Peygamber'den (sav) merfû olarak rivayet edilip edilmediğini bilmiyorum.