3644 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Abdülmelik, ona Sehl b. Ebî Sadaka, ona Kesîr Ebû'l-Fadl et-Tafâvî, ona da Yusuf b. Abdullah b. Selâm rivâyet etti:
"Vefatı ile neticelenen hastalığı sırasında Ebû'd-Derdâ'yı (ra) ziyaret etmiştim. Banja;
"- Ey kardeşimin oğlu! Seni bu şehre getiren nedir -ya da seni buraya ne getirdi- ? " diye sordu. Ben;
"- Sadece seninle babam Abdullah b. Selam arasında olan olan dostluk sebebiyle sıla yapmak için geldim" dedim. Ebû'd-Derdâ (ra) dedi ki:
"- Şu an yalan söylenecek bir zaman değil, (onun için dediklerimi iyi dinle). Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim:
"Her kim güzelce abdest alır, sonra kalkar iki -ya da dört- (Burada râvî Sehl iki ile dört arasında tereddüt etti) rekât namaz kılar ve bu namazda zikrini ve huşûunu güzelce yapar, sonra da sonra Azîz ve Celîl olan Allah'tan mağfiret dilerse, Allah da onun günahlarını bağışlar."
Açıklama: Ravilerin birinin isimlendirilmesinde vehim olmak üzere isnadı hasendir. Ahmed b. Abdilmelik, "Sadaka b. Ebî Sehl"i "Sehl b. Ebî Sadaka" olarak vehmetmiştir.
Bize Abdullah ve Saîd b. Ebî'r-Rabî' es-Semmân, ona Sadaka b. Ebî Sehl el-Hünânî şöyle dedi: Abdullah ve Ahmed b. Abdülmelik, şeyhin isminde yanıldılar. Sehl b. Ebî Sadaka dedi ki: O ancak Sadaka b. Ebî Sehl el-Hünânî'dir.
Açıklama: Ravilerin birinin isimlendirilmesinde vehim olmak üzere isnadı hasendir. Ahmed b. Abdilmelik, "Sadaka b. Ebî Sehl"i "Sehl b. Ebî Sadaka" olarak vehmetmiştir.
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona bir adam, ona Hasan'ın bildirdiğine göre adamın biri, Hz. Peygamber'e (sav): 'Hangi müslüman daha güzel bir müslümandır?' diye sordu.
Hz. Peygamber: "Müslümanların dilinden ve elinden selamette oldupu kimsedir" diye cevap verdi.
Adam: 'Hangi mü'min, iman açısından daha kâmildir?' diye sordu.
Hz. Peygamber (sav): "Ahlakı en güzel olan" buyurdu.
Adam: 'hangi iman (davranış) daha faziletlidir?' diye sordu.
Hz. Peygamber: "Sabır ve hoşgörü" buyurdu.
Adam: 'hangi namaz daha faziletlidir?' diye sordu.
Hz. Peygamber: "kunutu (duası) uzun olan" buyurdu.
Adam: 'hangi sadaka daha faziletlidir? diye sordu.
Hz. Peygamber (sav): "yoksulun verdiği" buyurdu.
Adam: 'Hangi cihad daha faziletlidir? diye sordu.
Hz. Peygamber (sav): "kişinin kanının akıtıldığı ve atının öldürüldüğü" diye cevap verdi.
Açıklama: Hadisin yaratılışla ilgisi yaratılan her insanın 360 eklem yerinin bulunduğunun ifade edilmesidir. Hadiste her ne kadar insan vücudunun eklem sayısından bahsediliyor olsa da asıl amaç eklem sayısının çokluğuna paralel olarak Allah’a zikri ve şükrü çokça yapmayı teşvik etmektir. Anatomi kitaplarına bakıldığında bebek ve yetişkinlere ve sayım farklılığına göre vücuttaki kemik sayısının ve buna bağlı olarak eklem sayısının değişiklik arz ettiği görülmektedir. Yeni doğan bir bebekte kemik sayısı ortalama 300‘ün üzerindedir. Bunu 270 olarak ifade edenler de vardır. Bebek geliştikçe kemikler birbiriyle birleşir ve kemik sayısı yavaş yavaş azalır. Netice olarak her insanda değişen kemik sayısı yetişkin bir insanda ortalama 206 olarak ifade edilmektedir. Ancak birden çok parçadan meydana gelen kuyruk sokumu ve kuyruk kemikleri tek tek sayıldığında vücuttaki kemik sayısı 212’ye çıkmaktadır. (bk. Belma Derman Semiz, İnsan Anatomisi ve Fizyolojisi, İstanbul 1990, s.36; Naci Ayral, Anatomi ve Fizyoloji, Ankara trs., s. 41-42) Bunun gibi başka kemikler de söz konusu olduğu için insan iskeletinin kemik sayısının kesin şu kadar olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Bazılarınca burada söz konusu edilen kemik sayısı dile getirilerek hadiste ifade edilen 360 eklem sayısının bilimsel verilere uymadığı ifade edilmektedir. Oysa hadiste sözü edilen rakam vücuttaki kemik sayısı değil, eklem sayısıdır. Bazı kemiklerin birden çok eklem yerinin olduğu dikkate alındığında 360 rakamının hayâlî olduğu söylenemez. Ayrıca hadisin amacı başlangıçta da ifade edildiği gibi insanın yaratılışındaki eklem sayısını belirtmek değil, eklem sayısının çokluğuna paralel olarak yaşanan her bir günde Allah’a tekbir, tahmid, tehlîl -ve hadisin başka versiyonlarında ifade edildiği gibi- tesbih ve istiğfarı çoğaltmak, emr-i bi’l-marûf ve nehy-i ani’l-münker yapmak, yararlı işler yapmaya teşvik etmek; bu gibi işlerin ne kadar sevap olduğunu, kıyamet gününde cehennem azabından uzaklaşma vesilesi olacaklarını belirtmektir. *Ma’mer’in senedi meçhuldür. Senedinde bilinmeyen bir ravî vardır. Bu hadisi Müslim Sahîh’inde muttasıl bir senedle şu şekilde rivâyet etmiştir: *Müslim dedi ki: Bize Hasan b. Alî el-Hulvânî nakletti. > Dedi ki: Bize Ebû Tevbe er-Rabî’ b. Nâfi’ nakletti. > Dedi ki: Bize Mu’âviye b. Sellâm > Zeyd’den nakletti. (Zeyd) Ebû Sellâm’ın şöyle dediğini işitmiştir. (Ebû Sellâm) Dedi ki: Bana Abdullah b. Ferrûh nakleti. > o da: Aişe (radiyellahu anha)yi şöyle söylerken işitmiştir. (Aişe) Rasûlüllah sallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu demiştir: “Her insan 360 eklem üzere yaratılmıştır. Kim bu 360 eklem sayısı kadar “Allâhu Ekber”, “elhamdu lillâh”, “lâ ilâhe illallâh”, “sübhânellâh”, “estağfirullâh” der ve insanların geçtiği yol üzerinden bir taşı veya bir dikeni veya bir kemiği kaldırıp atarsa, insanlara iyiliği emredip kötülüklerden sakındırırsa, yürüdüğü (veya akşamladığı) o gün kendisini cehennemden uzaklaştırmış olarak yürümüş (veya akşamlamış) olur.” Buradaki şüphe râvî Ebû Tevbe’den kaynaklanıyor. *Hadisin bu versiyonu sahihtir. *Bu hadisin rivâyetleri metin olarak bu iki tarz üzeredir. İbn Hibbân’ın Sahîh’inde malüm siyga ile “…Allah 360 eklem üzere yaratmıştır” şeklindedir. *Ebû Şeyh el-Isbehânî’nin el-‘Azama’sında “Kıyâmet gününde kendisini cehennemden uzaklaştırmış olarak haşr olur” şeklindedir.