حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن محمد بن عجلان عن المقبري عن أبى هريرة قال : أمر النبي صلى الله عليه وسلم بصدقة فقال رجل عندي دينار قال أنفقه على نفسك قال عندي آخر قال أنفقه على زوجتك قال عندي آخر قال أنفقه على خادمك ثم أنت أبصر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164009, EM000197
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن محمد بن عجلان عن المقبري عن أبى هريرة قال : أمر النبي صلى الله عليه وسلم بصدقة فقال رجل عندي دينار قال أنفقه على نفسك قال عندي آخر قال أنفقه على زوجتك قال عندي آخر قال أنفقه على خادمك ثم أنت أبصر
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahu anh) 'den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) sadaka vermeyi emretti. Bir adam dedi ki:
«Bende bir altın var.»
Hazreti Peygamber:
«Onu kendine (ihtiyacına) harca.» dedi.
Adam:
«Bende başka bir daha var.> dedi.
Hazreti Peygamber.:
«Onu zevcene (ailene) harca.» dedi.
Adam:
«Bende diğer bir tane daha var.» dedi.
Hazreti Peygamber:
«Onu hizmetçine harca. Sonra (yakınlarını ve muhtaçlarını) sen daha iyi bilirsin, (ona göre harcarsın).» dedi.393
Her şahıs, kendi nafakasını, zevcesinin ve ailesinin nafakasını, hizmetçisinin nafakasını temin etmekle mükelleftir. Bu, üzerine bir farz olmakla beraber, harcadığı para, verilen sadaka gibi ona sevâb kazandırır. Harcama da en yakından başlayıp uzak akrabaya doğru yapılır.394
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 197, /188
Senetler:
()
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Eşler, Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku. Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال حدثني عبد الرحمن بن أبى الزناد عن أبيه عن عروة عن أبى مراوح عن أبي ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم قيل : أي الأعمال خير قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قيل فاى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أفرايت إن لم أستطع بعض العمل قال فتعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أفرأيت إن ضعفت قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها على نفسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164032, EM000220
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبي أويس قال حدثني عبد الرحمن بن أبى الزناد عن أبيه عن عروة عن أبى مراوح عن أبي ذر عن النبي صلى الله عليه وسلم قيل : أي الأعمال خير قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قيل فاى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أفرايت إن لم أستطع بعض العمل قال فتعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أفرأيت إن ضعفت قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها على نفسك
Tercemesi:
Ebû Zer (Radiyattahu anh), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet etmiştir. (Peygambere) soruldu:
«Amellerin hangisi daha hayırlıdır?»
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Allah'a îman etmek ve Allah yolunda cihad etmektir.» dedi.
«(Azad etme bakımından) kölelerin hangisi daha hayırlıdır?» soruldu:
«Kıymetçe en yükseği ve sahipleri katında en iyisidir.» dedi.
(Bunları soran adam) dedi ki:
«Bunlardan birini yapmıya gücüm yetmezse, ne yapacağımı bildirir misiniz?»
«Kötülük etmeni insanlardan kaldırırsın. Çünkü bu, bir sadakadır ki, onu kendin için sadaka vermiş olursun.»439
Amellerin makbul ve sahih olabilmesi için, îman esastır ve şarttır. Her insan îman etmekle mükelleftir. îman olmaksızın hiç bir amel kurtuluşa vesile olamaz. Onun için Peygamber Efendimiz, amellerin en hayırlısı Allah'a îmandır, buyurmuştur. Allah'a îman, onun üstün varlığına ve Peygamberleri vasıtası ile gönderdiği hükümlerin tümüne inanıp, kalb İle tasdik etmek, dil ile söylemek ve son Peygamber'in gösterdiği hak yola koyulmaktır, onun izinde gitmektir. Saadetin ve kurtuluşun temeli îman olduğu için bundan daha büyük ve daha hayırlı bir şey olamaz.
Allah yolunda cihad, Allah'ın emirlerini korumak ve yaymak olduğundan, îmandan sonra en kıymetli ve faziletli ameldir. İnsanın sahip bulunduğu en büyük iki varlığı olan mal ve can ile cihad yapılabildiğinden, bunların harcanmasına dayandığından, cihadın önemi aşikârdır. Bunun üstünde başka bir amel düşünülemez.
Kölenin en kıymetlisini azad etmek de büyük sevâblardandir. Bunda iki büyük haslet var: insan sahibi bulunduğu en kıymetli kölesini mecca-nen bağışlıyor, bir taraftan da hürriyeti kısıtlanmış bir insanı her hakka sahip kılacak şekilde hayata kavuşturuyor. Bu iki yönden kıymetli köleyi azad etmenin sevabı büyük oluyor.
Bunlara gücü yetmiyen, varlıktan darlığa düşerek muhtaç bulunanlara, yahut çalışmaya kabiliyeti olmıyan zavallılara yardım etmek sureti İle hayırlı amelde bulunur. Bunlardan herhangi birini İşlİyecek duru-mda olmıyan kimse de, insanlara fenalık etmez, onlardan zararını kaldırır. Bu hareketinden de sevâb kazanır.440
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 220, /205
Senetler:
()
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, cihada teşvik
Cihad, fazileti
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
KTB, İMAN
KTB, SADAKA Sadaka, çeşitleri
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا شعبة قال حدثني سعيد بن أبى بردة بن أبى موسى عن أبيه عن جده قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : على كل مسلم صدقة قالوا فإن لم يجد قال فيعتمل بيديه فينفع نفسه ويتصدق قالوا فإن لم يستطع أو لم يفعل قال فيعين ذا الحاجة الملهوف قالوا فإن لم يفعل قال فيأمر بالخير أو يأمر بالمعروف قالوا فان لم يفعل قال فيمسك عن الشر فإنه له صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164037, EM000225
Hadis:
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا شعبة قال حدثني سعيد بن أبى بردة بن أبى موسى عن أبيه عن جده قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : على كل مسلم صدقة قالوا فإن لم يجد قال فيعتمل بيديه فينفع نفسه ويتصدق قالوا فإن لم يستطع أو لم يفعل قال فيعين ذا الحاجة الملهوف قالوا فإن لم يفعل قال فيأمر بالخير أو يأمر بالمعروف قالوا فان لم يفعل قال فيمسك عن الشر فإنه له صدقة
Tercemesi:
Ebû Musa'dan (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre, dedi ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Her müslümanın sadaka vermesi gerekir.» (Ashab) dediler ki: «Verecek bir şey bulamazsa?»
«Elleri ile (san'atta veya işte) çalışır. Böylece kendisi faydalanır ve (kazandığından) sadaka verir.» dedi. (Ashab) dediler ki: «Gücü yetmez veya çalışamazsa?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Yardım istiyen ihtiyaç sahibine (sözle veya işle) yardım eder.» dedi. (Ashab) dediler ki: «Bunu da yapamazsa?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) : «İyilik emreder, yahut hayırlı şey emreder.» dedi. (Ashab) dediler ki: «Bunu da yapamazsa?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ;
«Kötülük işlemekten kendini alıkor. Çünkü bu, onun için bir sadakadır.» dedi.449
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 225, /209
Senetler:
()
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Kötülük
KTB, SADAKA Sadaka, çeşitleri
Teşvik edilenler, Ma'rufu emr/münkerden nehy
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن هشام بن عروة قال حدثني أبى أن أبا مراوح الغفاري أخبره أن أبا ذر أخبره أنه : سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم أي العمل أفضل قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قال فأى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أرأيت إن لم أفعل قال تعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أرأيت إن لم أفعل قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها عن نفسك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164038, EM000226
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن هشام بن عروة قال حدثني أبى أن أبا مراوح الغفاري أخبره أن أبا ذر أخبره أنه : سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم أي العمل أفضل قال إيمان بالله وجهاد في سبيله قال فأى الرقاب أفضل قال أغلاها ثمنا وأنفسها عند أهلها قال أرأيت إن لم أفعل قال تعين ضائعا أو تصنع لأخرق قال أرأيت إن لم أفعل قال تدع الناس من الشر فإنها صدقة تصدق بها عن نفسك
Tercemesi:
— Ebû Zer (Radiyallahu anh) haber verdiğine göre, kendisi Re-sûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem)'e sordu:
«Amellerin hangisi daha faziletlidir?»
Peygamber (Sallallahü A leyhi ve Sellem) :
«Allah'a îman etmek ve onun yolunda cihad etmektir.» dedi.
Ebû Zer sordu :
«Kölelerin hangisini azad etmek daha faziletlidir?»
«Kıymeti en yüksek olan ve sahiMeri katında en iyi olandır.» dedi.
«Malsız fakire yardım edersin, yahut çalışamıyan acize iş yaparsın.» dedi.
Ebû Zer sordu:
«(Bunu da) yapamazsam, (başka ne yapacağımı) bildirir misin?» Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
«İnsanlara kötülük etmeyi kaldırırsın. Çünkü kötülüğü terk etmek için bir sadakadır ki, onu kendin için sadaka vermiş olursun.»450 dedi.451
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 226, /210
Senetler:
()
Konular:
Amel, faziletlileri
Cihad, fazileti
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Kötülük
KTB, İMAN
KTB, SADAKA Sadaka, çeşitleri
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda
حدثنا أبو النعمان قال حدثني مهدى بن ميمون عن واصل مولى أبى عيينة عن يحيى بن عقيل عن يحيى بن يعمر عن أبى الأسود الدؤلي عن أبى ذر قال قيل : يا رسول الله ذهب أهل الدثور بالأجور يصلون كما نصلى ويصومون كما نصوم ويتصدقون بفضول أموالهم قال أليس قد جعل الله لكم ما تصدقون إن بكل تسبيحة وتحميدة صدقة وبضع أحدكم صدقة قيل في شهوته صدقة قال لو وضع في الحرام أليس كان عليه وزر فكذلك إن وضعها في الحلال كان له أجر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164039, EM000227
Hadis:
حدثنا أبو النعمان قال حدثني مهدى بن ميمون عن واصل مولى أبى عيينة عن يحيى بن عقيل عن يحيى بن يعمر عن أبى الأسود الدؤلي عن أبى ذر قال قيل : يا رسول الله ذهب أهل الدثور بالأجور يصلون كما نصلى ويصومون كما نصوم ويتصدقون بفضول أموالهم قال أليس قد جعل الله لكم ما تصدقون إن بكل تسبيحة وتحميدة صدقة وبضع أحدكم صدقة قيل في شهوته صدقة قال لو وضع في الحرام أليس كان عليه وزر فكذلك إن وضعها في الحلال كان له أجر
Tercemesi:
— Ebû Zer'den (Radiyalîahu anh) rivayet edildiğine göre, demiştir ki, (Peygambere) soruldu:
«Ey Allah'ın Resulü! Servet sahipleri sevâbları alıp götürdüler. Bizim namaz kılmamız gibi, namaz kılıyorlar, oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Bir de mallarının fazlasını sadaka olarak veriyorlar, (biz bunu yapamıyoruz ve onlar gibi sevâb kazanamıyoruz).»
Peygamber (Sallauahü Aleyhi ve Seiîem) :
«Allah sizin için sadaka vereceğiniz şey yapmamış mıdır? Her teşbih ve her hamd ediş karşılığında bir sadaka vardır. Sizin her birinizin zevcesi ile yetinip haramdan korunması da bir sadakadır.» dedi.
Soruldu:
«İnsanın şehvetinde sadaka var mı?»
Peygamber (Sallalîahü A leyhi ve Sellem):
«İnsan harama harcamış olsa, üzerine günâh yok mudur? İşte bunun gibi, şehvetini helâlda harcarsa, onun için bir sevâb olur.» dedi.452
Ashab-ı kiramın malca fakır olanları, zengin olan ashabın hayır ve hasenatını göz önünde bulundurarak, zenginlerin bütün sevâbları alıp götürdüklerini, kendilerine bir şey kalmadığını düşündükten sonra, bizim ha-lİmİz ne olacak? tarzında Hz. Peygamber'den sormuşlardır. Çünkü zengin, fakir gibi namaz kılıyor, oruç tutuyor ve diğer ibadetlerini yerine getiriyor.
Üstelik fakirin yapamadığı hayır ve hasenatı da yapıyor. Bu bakımdan amelde üstün bir duruma geçmiş oluyor. Burada bir sual ortaya çıkmaktadır. Acaba zengin olan Müslüman mı daha faziletlidir, yoksa fakir olan mı?
Bu hususta çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlar şöyle özetlenebilir: Allah katında fazilet ve üstünlük ancak takva İledir. Zira Cenab-ı Hak, Kurân-ı Kerim'in Hücurat Sûresi 13. âyetinde:
«Allah katında sizin en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır.»
Buyuruyor. İster fakir olsun, ister zengin bulunsun, Allah in emirlerini en İyi bir şekilde yerine getiren ve yasaklarından en çok sakınan, kısacası iç ve dışı ile Peygamberin yoluna tam bir ıhlâsla koyulan Allah Katında en iyi kimsedir. laKvada beraberlik husule geldiği takdirde, zenginin hayır ve hasenatı bakımından daha üstün bir mevkii olur.
Ancak mal çokluğu, umumiyet itibariyle İnsanları çok meşgul edip kİ-bİr ve sefahata sevk ettiğinden dolayı, çok kere zenginler fakirlerden daha müşKÜİ durumda kaldıkları görülen hallerdendir. Büyük servetin hesabı ve sorumluluğu büyüktür. Dinimiz istifçiliği yasaklamaktadır. Hayır yollarına harcanamıyacak bir yığıntıya cevaz vermez. Para ve mal, nereden ve nasıl kazanılmış ve hangi yollara harcanmış veya hangi hakla istif edilmiş sorularına, mal sahibi muhatab tutulur. Bunların hesabını vermek ve kurtulmak zor bir İş olduğundan zenginlerin durumu, fakirlere nispetle daha tehlikeli olur. Fakat istisnaî durumlar olabilir. Herkes takva ölçüsünü kendine hedef edinmelidir. Yoksa mutlak surette ne zenginlik, ne de fakirlik tercih sebebi olamaz. Yalnız zenginlik halinde takva, fakirlik halindeki takvadan daha az bulunur. Çünkü mal çokluğu insanı çok meşgul eder, dinî vazifeleri unutmaya sebep olur, nefsanî arzulan kamçılar. İşte buna binaendir ki, Peygamber Efendimiz, durumlarının ne olacağını soran fakirlere, sizin teşbihiniz var, hamd edişiniz var, helâl zevcelerinizden faydalanmanız var, diye buyurmuştur. Bu sayılan işlerde zenginlerin de iştirak payı varsa da, meşguliyet ve vazifeleri icabı teşbih, tahmîd ve ailevî münasebetlerinin daha az olacağı aşikârdır. Bu nafile ibadetferi daha fazla yapmıya vakit bulan fakirler, kazanacakları ecirle zeng:nlerin sevâb mertebesine yükselmiş olurlar.
Haram olan bir işi yapmak naşı! bir günâh İse, Allah'dan korkarak o haramı işlememek de sevabdır. Hele helâl ve mubah olan bir işi haramdan korunmak için yapmak ve böyle bir niyyet taşımak muhakkak ki, bir se-vâbdır. Böyle İşler, yapan için sadaka yerine geçer. Sadakanın da sevabı olur. Ailevî helâl münasebetler bu kabil işlerdir, üstelik israf olmamak şartı ile ruhî ve bedenî faydaları çoktur. Maddî ve manevî inşirah ve İnkişafa yol açar, huzur ve sükûn temin eder.453
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 227, /210
Senetler:
()
Konular:
Evlilik, cinsel münasebet
KTB, SADAKA Sadaka, çeşitleri
Tesbih
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا إسرائيل عن أبى إسحاق عن حارثة بن مضرب عن سلمان قال : إني لأعد العراق على خادمي مخافة الظن
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163980, EM000168
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا إسرائيل عن أبى إسحاق عن حارثة بن مضرب عن سلمان قال : إني لأعد العراق على خادمي مخافة الظن
Tercemesi:
— (47-s) Selman'dan (Radiyallahu mh) rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
«Ben kötü zan korkusu ile, hizmetçime (teslim ederken) kaba eti alınmış kemikleri (bile) sayarım.»336
Teslim edilecek eşyayı saymamn ve ölçüp muhafazaya almanın faydalan bundan önceki haberde anlatılmıştı. Selman-İ Farisî 'nin ifadesi de aynı manâyı kuvvetlendirmektedir. Yani kıymeti az dahi olsa, hizmetçi hakkında kötü zan beslemeye vesile olmasın veya ona kötü bir huy aşılamıyayım diye, S e I m a n Hazretleri eşyayı sayarak teslim ettiklerini açıklamışlardır.
S e I m a n kimdir? :
S e I m a n aslen İranlıdır. Isfahan yakınlarında bir köyde doğmuştur. Gençliğinde Mecûs = Ateşperest dinine bağlı iker^ Hıristiyanlığı buna tercih etti. Mecusîlerin eziyetinden kurtulmak için Şam taraflarına kaçmıştı. Rivayet edildiğine göre, rahİblerden biri, Hicaz tarafında bir Peygamberin zuhur edeceğini ona haber vermesi üzerine S e I m a n bir kervana katılmış ve elden ele satılarak Medine'ye varmıştı. Medine'ye gidişleri hicretten sonra olmuş ve doğruca Hazreti Peygamber'in huzuruna vararak İslâm'ı kabul etmişti. O sırada bir Yahudi'nin kölesi bulunuyordu. Hazreti Peygamber S e I m a n 'ı satın alarak azad etti.
Sel man, âlim ve fazıl bir zat olup, kendi el emeği ile geçinirdi ve kimseden bir şey almazdı. Kazancının çoğunu sadaka olarak verirdi. Hurma yapraklarından zenbil dokuyup satardı. Sahip bulunduğu ilim ve itilâsı sayesinde, ehli beyt arasına kabul buyurulmuş olduğu rivayet edilir. Kemâl ve faziletine dair pek çok hadîs-i şerif varid olmuştur.
İlk defa Hendek savaşında bulunmuş ve Medine çevresine hendek kazılmasını Hazreti Peygambere o tavsiye etmişti. Hendek savaşından sonra, diğer bütün savaşlarda bulunmuştur. Hazreti Peygamber ona, Selmanü'I-Hayr adını vermişti.
Kanaatkar ve ihtiyaçtan müstağni olduğundan giydiği abası'ntn bir tarafını kendine döşek olarak kullanırdı. Rivayet edildiğine göre, bir adam Selman'a :
«— Sana oturacak olduğun bir ev yapayım.» dedi.
Sel man :
«— Benim eve ihtiyacım yoktur.» diye cevap verdi.
Adamın ısrar etmesi sonunda, Selman'a dedi ki :
«— Ben senin nasıl bir ev istediğini artık anladım. Sen öyle bir ev istiyorsun ki, ayağa kalktığın zaman, başın tavana ve yattığın zaman da ayakların dıvara değsin.»
S el m an buna :
«— Evet!»
Dedi. Adam da ona böyle bîr oda inşa etti. Peygamber Efendimiz onun hakkında şöyle buyurdu :
«Din, Süreyya yıldızında olsa, S el man yine onu arar, buyurdu.»
Hazreti ö m e r 'in hilâfeti zamanında Medaİn valiliğine tayin edilmişti. Hazreti O s m a n 'm hilâfeti zamanında da hicrî 35 tarihinde vefat etti. Allah ondan razı olsun.337
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 168, /174
Senetler:
1. Selman el-Farisî (Selman b. İslam)
2. Harise b. Mudarrib el-Abdi (Harise b. Mudarrib)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Yardımseverlik, Yardımcı, hizmetçi / yardımcı edinmek
Zan, sû-i zan
حدثنا إبراهيم بن موسى قال أخبرنا بقية قال أخبرني بحير بن سعد عن خالد بن معدان عن المقدام سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما أطعمت نفسك فهو صدقة وما أطعمت ولدك وزوجتك وخادمك فهو صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164007, EM000195
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن موسى قال أخبرنا بقية قال أخبرني بحير بن سعد عن خالد بن معدان عن المقدام سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : ما أطعمت نفسك فهو صدقة وما أطعمت ولدك وزوجتك وخادمك فهو صدقة
Tercemesi:
— Mikdam (Radiyallahu anh) , Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemf'm şöyle dediğini igitmiştir:
«Kendine yedirdiğin bir sadakadır. Çocuğuna, zevcene, hizmetçine yedirdiğin şey de bir sadakadır.»388
İnsanın kendi geçimini temin etmesi üzerine vacib olan bir iştir. Yine çalışamıyacak ve kazanamıyacak durumda olan yakınlarının da geçimini sağlamak üzerine vaciptir. İşte bu hizmetlerinin karşılığında bir sevap elde edildiğinden, yapılan harcamalar sadaka ismi ile anılıyor, insan, yardım etmeğe mecbur olmadığı uzak akraba ve yabancılara verir ve yedİrirse, bu nafile sayılan bir ibadet olur ve bundan da sevâb kazanır. Fakat vacipten kazanılan sevâb, nafileden kazanılandan fazla olur.
Bu harcamalar, ancak helâl kazançtan yapılmış olduğu takdirde sevaba vesile olurlar. Aksi halde haramdan kazanılan malın vebali olur, sevabı olmaz.389
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 195, /187
Senetler:
()
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Erkeğin ailesine iyi davranması, geçimini sağlaması
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
KTB, SADAKA Sadaka, çeşitleri Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
حدثنا مسدد قال حدثنا حماد بن زيد عن عاصم بن بهدلة عن أبى صالح عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : خير الصدقة ما بقى غنى واليد العليا خير من اليد السفلى وابدأ بمن تعول تقول امرأتك أنفق على أو طلقنى ويقول مملوكك أنفق على أو بعنى ويقول ولدك إلى من تكلنا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164008, EM000196
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا حماد بن زيد عن عاصم بن بهدلة عن أبى صالح عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : خير الصدقة ما بقى غنى واليد العليا خير من اليد السفلى وابدأ بمن تعول تقول امرأتك أنفق على أو طلقنى ويقول مملوكك أنفق على أو بعنى ويقول ولدك إلى من تكلنا
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahu anhj'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
«Sackkanın hayırlısı, (fukaraya verildikten sonra, insanın ailesinin zarurî ihtiyacını karşüıyacak kadar) bir zenginlik geriye bırakan miktardır. Veren üst el, dilenip alan alt elden daha hayırlıdır. Verirken (harcayıp yedirirken) önce geçindirmeğe meclur olduğun kimselerden başla. (Eğer ailene bakmaz ve onlara bir şey bırakmazsan), hanımın: Bana nafaka ver, yoksa beni boşa, der. Kölen : Bana nafaka ver, yoksa beni sat, der. Çocuğun : Beni kimin himayesine bırakıyorsun, der.»390
Cenab-ı Hak, Kur'ân-ı Kerîm'de, Isra Sûresinin 29. âyet-i kerîmesinde : «Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma). Büsbütün elini de açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş kalırsın.»391
Buyurmaktadır. Bu hadîs-i şerifte de sadakanın hayırlısı, o harcamadır ki, gerekli yerlere harcadıktan sonra, insanın elinde ailesinin zaruri İhtiyaçlarını karşılayacak kadar geriye mal bırakan bir miktardır.
Önce insan, nafakasını temin etmeye mecbur olduğu kimselere harcama yapacak ve bunların hiç olmazsa günlük ihtiyaçlarını karşılayacak ve ondan sonra arta kalan malından dışarıya tasadduk edecektir. Ayet-İ kerîmede beyan buyurulduğu gibi, insan elinde bulunan malının hepsini verirse, muhtaç duruma düşer, başkaları tarafından kınanır ve hasretlik çeker. Onun için cimrilik yapmaksızın ve büsbütün de saçmaksızın orta bir yol tutmak en hayırlı bir tutumdur. Peygamber Efendimiz buna işaret buyurmuşlardır. İnsan kendi evine bakamıyacak duruma düşerse, ailesi, kölesi ve çocukları kendisine nafaka davasında bulunur ve onu müşkül duruma sokarlar.392
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 196, /188
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, sebepleri
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak İnfak, ihtiyacından artandan İnfak, Veren el olmak
Kadın, hak ve sorumlulukları
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku. Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
- حدثنا على بن عياش قال حدثنا أبو غسان قال حدثني محمد بن المنكدر عن جابر بن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : كل معروف صدقة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164036, EM000224
Hadis:
- حدثنا على بن عياش قال حدثنا أبو غسان قال حدثني محمد بن المنكدر عن جابر بن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : كل معروف صدقة
Tercemesi:
Câbir İbni Abdullah (Radiyallahu anh), Peygamber (Saîlallahü Aleyhi ve Selîemfden rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu:
«Her iyilik bir sadakadır.»447
Sevâb olduğunu niyyet ederek ve Allah dan bir mükâfat beklİyerek edilecek her iyilik ve hayır bir sadaka demektir. Verilen maldan sevâb ka-zamldığı gibi, her çeşit iyilikten de sevâb kazanılır.
İnsan malından nafile olarak çıkarıp verdiği şeye sadaka denir. Bazan zekât gibi farz olan vergilere de sadaka denir.448
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 224, /208
Senetler:
()
Konular:
İyilik, iyilik sadakadır Sadaka, fazileti
Sosyalleşme, temel prensipler
Uyumlu olmak, insanlarla iyi geçinmek,
حدثنا موسى قال حدثنا مهدى عن واصل عن يحيى بن عقيل عن يحيى بن يعمر عن أبى الأسود الدؤلي عن أبى ذر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : عرضت على أعمال أمتى حسنها وسيئها فوجدت في محاسن أعمالها أن الأذى يماط عن الطريق ووجدت في مساوىء أعمالها النخاعة في المسجد لا تدفن
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164042, EM000230
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا مهدى عن واصل عن يحيى بن عقيل عن يحيى بن يعمر عن أبى الأسود الدؤلي عن أبى ذر قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : عرضت على أعمال أمتى حسنها وسيئها فوجدت في محاسن أعمالها أن الأذى يماط عن الطريق ووجدت في مساوىء أعمالها النخاعة في المسجد لا تدفن
Tercemesi:
Ebû Zer'den (Radiyallahu anhj rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Selletn) buyurdu ki:
«Ümmetimin amelleri —iyisi ve kötüsü— bana arz edildi. Onların amellerinin iyileri arasında, yollardan zararlı şeylerin giderilmesini buldum. Amellerinin kötüleri arasında da, yere gÖmülmiyen mescidlerdeki balgamı gördüm.»458
Daha önceki hadîs-i şeriflerde yol üzerinde bulunan ve insanlarla vasıtaların geçişine zarar veren şeylerin giderilmesinin sevâb olduğu, sadaka yerine geçtiği, cennete girmeye vesile olduğu beyân ve İzah edilmişti.
Burada mescidler adabı ile İlgili bir harekete ve onun kötülüğüne işaret edilmektedir. Mescidler, ibadetlere tahsis edilmiş yerler olduğu için daima temiz tutulmaları İcab eder. islâm'ın ilk devirlerinde bütün mescidler, hasır ve kilim döşenmeksizin, yalnız etrafları çevrilmek suretiyle bina edilmişlerdi. Namaz kılınan yer, toprak ve kumdan ibaretti. Camiye namaz kılmak için gelenler arasında uzak yerlerden iştirak etmiş ve henüz İslâm'ın emrettiği temizlik kaidelerine kendini alıştıramamış kimseler bulunduğundan, bunların toprak ve kum üzerine tükürüp balgam atmaları vuku bulmuştur. Böyle bir hal meydana gelince, tükörülenİn toprak İçine gömülerek yok edilmesi, onun temizlenmesi demektir. Bu şekilde temizliği yapmamak günâhtır ve kötü bir davranıştır. Hem başkasının nefretini kazanmamak, hem de mescidin temizliğini korumak bakımından gözetilmesi gerekli bir husustur. Buna riayet etmiyenler günâh işlemiş olurlar. Zamanınızda mescidler hah, kilim veya hasırlarla serili bulunduğundan, camilere tükürmek diye bir şey düşünülemez. Bununla beraber cami içini kirletecek veya pis koku neşredecek şeylerden camileri korumak veya içerde temizliğe aykırı şeyler varsa onları gidermek her Müslüman için bir vazifedir. Camilere temiz elbiselerle ve hoş kokularla girmeli, sarmısak ve soğan gibj tiksindirici koku veren maddeleri yiyip girmemelidir.459
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 230, /215
Senetler:
()
Konular:
Adab, Mescit, mescitte uyulması gereken edeb
İbadethane, mescitlere tükürmek
Kıyamet, ahvali
KTB, ADAB
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda