Öneri Formu
Hadis Id, No:
5974, M001671
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ الضُّبَعِىُّ حَدَّثَنَا مَهْدِىٌّ - وَهُوَ ابْنُ مَيْمُونٍ - حَدَّثَنَا وَاصِلٌ مَوْلَى أَبِى عُيَيْنَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ عُقَيْلٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ عَنْ أَبِى الأَسْوَدِ الدُّؤَلِىِّ عَنْ أَبِى ذَرٍّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ "يُصْبِحُ عَلَى كُلِّ سُلاَمَى مِنْ أَحَدِكُمْ صَدَقَةٌ فَكُلُّ تَسْبِيحَةٍ صَدَقَةٌ وَكُلُّ تَحْمِيدَةٍ صَدَقَةٌ وَكُلُّ تَهْلِيلَةٍ صَدَقَةٌ وَكُلُّ تَكْبِيرَةٍ صَدَقَةٌ وَأَمْرٌ بِالْمَعْرُوفِ صَدَقَةٌ وَنَهْىٌ عَنِ الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَيُجْزِئُ مِنْ ذَلِكَ رَكْعَتَانِ يَرْكَعُهُمَا مِنَ الضُّحَى."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma ed-Dübaî, ona Mehdi b. Meymun (el-Ezdî), ona Vasıl Mevla Ebu Uyeyne, ona Yahya b. Ukayl (el-Huzâî), ona Yahya b. Ya'mer (el-Kaysî), ona Ebu Esved ed-Düelî, ona da Ebu Zer'in (el-Ğıfârî) (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Her birinizin her bir eklemi için her sabah bir sadaka vardır. Her tesbih bir sadakadır. Her hamd bir sadakadır. Her tehlîl (lâ ilâhe illellâh demek) bir sadakadır. Her tekbir bir sadakadır. Emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker (iyiliği tavsiye etmek ve kötülükten sakındırmak) bir sadakadır. Bütün bunlar için kişinin kılacağı iki rekât kuşluk namazı kâfidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1671, /284
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Esved ed-Düeli (Zâlim b. Amr b. Süfyan b. Cendel b. Ya'mer b. Hıls b. Nüfâse b. Adiy b. ed-Düil)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
4. Yahya b. Ukayl el-Huzâî (Yahya b. Ukayl)
5. Vasıl Mevla Ebu Uyeyne (Vasıl)
6. Ebu Yahya Mehdi b. Meymun el-Ezdî (Mehdi b. Meymun)
7. Abdullah b. Muhammed ed-Dübaî (Abdullah b. Muhammed b. Esma)
Konular:
İyilik, iyilik sadakadır
Namaz, Nafile namazlar, Duha/Kuşluk Namazı Sadaka, bedendeki her eklem için her gün sadaka gerekir Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek Sadaka, iyiliği emretmek, kötülüğü engellemek sadakadır
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6076, M005693
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ "أَنَّ أَسْمَاءَ قَالَتْ كُنْتُ أَخْدُمُ الزُّبَيْرَ خِدْمَةَ الْبَيْتِ وَكَانَ لَهُ فَرَسٌ وَكُنْتُ أَسُوسُهُ فَلَمْ يَكُنْ مِنَ الْخِدْمَةِ شَىْءٌ أَشَدَّ عَلَىَّ مِنْ سِيَاسَةِ الْفَرَسِ كُنْتُ أَحْتَشُّ لَهُ وَأَقُومُ عَلَيْهِ وَأَسُوسُهُ. قَالَ ثُمَّ إِنَّهَا أَصَابَتْ خَادِمًا جَاءَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم سَبْىٌ فَأَعْطَاهَا خَادِمًا. قَالَتْ كَفَتْنِى سِيَاسَةَ الْفَرَسِ فَأَلْقَتْ عَنِّى مَئُونَتَهُ فَجَاءَنِى رَجُلٌ فَقَالَ يَا أُمَّ عَبْدِ اللَّهِ إِنِّى رَجُلٌ فَقِيرٌ أَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَ فِى ظِلِّ دَارِكِ. قَالَتْ إِنِّى إِنْ رَخَّصْتُ لَكَ أَبَى ذَاكَ الزُّبَيْرُ فَتَعَالَ فَاطْلُبْ إِلَىَّ وَالزُّبَيْرُ شَاهِدٌ فَجَاءَ فَقَالَ يَا أُمَّ عَبْدِ اللَّهِ إِنِّى رَجُلٌ فَقِيرٌ أَرَدْتُ أَنْ أَبِيعَ فِى ظِلِّ دَارِكِ. فَقَالَتْ مَا لَكَ بِالْمَدِينَةِ إِلاَّ دَارِى فَقَالَ لَهَا الزُّبَيْرُ مَا لَكِ أَنْ تَمْنَعِى رَجُلاً فَقِيرًا يَبِيعُ فَكَانَ يَبِيعُ إِلَى أَنْ كَسَبَ فَبِعْتُهُ الْجَارِيَةَ فَدَخَلَ عَلَىَّ الزُّبَيْرُ وَثَمَنُهَا فِى حَجْرِى. فَقَالَ هَبِيهَا لِى. قَالَتْ إِنِّى قَدْ تَصَدَّقْتُ بِهَا."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Guberî, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona da (Abdullah) b. Ebu Müleyke, Esma (bt. Ebu Bekir)'in (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: "Zübeyr'in ev işlerini yapardım. Bakımını yaptığım bir atı vardı. Bana at bakıcılığından daha zor gelen bir iş yoktu. Ona ot veriyor, tımarını yapıyor ve bakıyordum. (Ravi) dedi ki: Sonra (gelen esirlerden) Esma'ya (pay olarak) bir hizmetçi düştü. Hz. Peygamber'e (sav) esirler geldiğinde, ona da bir hizmetçi verdi. Esma dedi ki: Artık bu hizmetçi beni at bakıcılığından kurtardı. Zübeyr'in üzerime kalan işini de benden almış oldu. Derken bir adam geldi. Ve ey Ümmü Abdullah! Ben fakir bir adamım, senin evinin gölgesinde bir şeyler satmak isterim dedi. Esma (ona); ben sana izin verirsem de Zübeyr buna razı olmaz. Sen gel de bunu benden Zübeyr'in huzurunda iste dedi. Adam (Esma'nın dediğini yaptı) geldi ve şöyle dedi: Ey Ümmü Abdullah! Ben fakir bir adamım, senin evinin gölgesinde bir şeyler satmak isterim. Esma; Medine'de kendi (işin) için sadece benim evimi mi buldun dedi. Bunun üzerine Zübeyr ona; sana ne oluyor ki, satış yapmak isteyen fakir bir adama engel oluyorsun dedi. Artık bir şeyler satıp kazanıncaya kadar (orada mal) sattı. (Esma dedi ki): Ben ona cariye sattım, parası kucağımda iken Zübeyr yanıma geldi. Onu bana hibe et dedi. Ben de onu tasadduk ettim dedim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Selâm 5693, /925
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Aile, ailede erkeğin hak ve sorumlulukları
Aile, Eşler, Birbirlerine Karşı Yükümlülükleri
kadın, iş hayatında
Kadın, siyaseti
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى الْعَاتِكَةِ الأَزْدِىُّ عَنْ عُمَيْرِ بْنِ هَانِئٍ الْعَنْسِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "مَنْ أَتَى الْمَسْجِدَ لِشَىْءٍ فَهُوَ حَظُّهُ."
Bize Hişam b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Osman b. Ebu Âtike el-Ezdî, ona Umeyr b. Hani el-Ansî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mescide kim, ne niyetle gelirse nasibi ondan ibarettir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4897, D000472
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى الْعَاتِكَةِ الأَزْدِىُّ عَنْ عُمَيْرِ بْنِ هَانِئٍ الْعَنْسِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "مَنْ أَتَى الْمَسْجِدَ لِشَىْءٍ فَهُوَ حَظُّهُ."
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar, ona Sadaka b. Halid, ona Osman b. Ebu Âtike el-Ezdî, ona Umeyr b. Hani el-Ansî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mescide kim, ne niyetle gelirse nasibi ondan ibarettir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 20, /117
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Velid Umeyr b. Hani el-Ansî (Umeyr b. Hani)
3. Ebu Hafs Osman b. Süleyman el-Ezdî (Osman b. Süleyman)
4. Ebu Abbas Sadaka b. Halid el-Kuraşî (Sadaka b. Halid)
5. Hişam b. Ammar es-Sülemî (Hişam b. Ammar es-Sülemî)
Konular:
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Niyet, Zihin inşası
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona el-Mu'temir, ona Ubeydullah(T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân, onlara Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre (Bu rivayet Kuteybe'ye aittir) fakir muhacirler Rasulullah'a (sav) gelerek 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler' dediler. Allah Rasulü "Bu Nasıl oldu?" buyurdu. Fakir muhacirler 'Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka verebiliyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat edebiliyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin kazandığınız gibi sevap kazanamayacağı bir şeyi size öğreteyim mi?" buyurdu. Onlar 'Elbette, ey Allah'ın Rasulü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz" buyurdu.
Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra fakir muhacirlerin Rasulullah'a (sav) gelerek 'Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın lütfudur, onu dilediği kimseye verir."
Bu hadisi Kuteybe'den başkaları Leys'ten, o İbn Aclân'dan, o da Sümeyy'den şu ziyadeyle nakletmektedir: Ben yakınlarımdan birine bu hadisi zikrettim. O da bana 'Sen yanıldın' dedi. 'O ancak otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber. dersin' dedi.
Bunun üzerine ben Ebu Salih'e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: 'Allahu ekber, sübhanallah ve'l-hamdülillah, Allahu ekber subhanallah ve'l-hamdulillah, diye hepsini otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin' dedi.
İbn Aclân dedi ki; Ben bu hadisi Recâ b. Hayve'ye rivayet ettim. O da bana aynısını, kendisine Ebu Salih'in, ona Ebu Hüreyre'nin, Rasulullah'dan (sav) naklettiğini söyledi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5114, M001347
Hadis:
حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ النَّضْرِ التَّيْمِىُّ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ ح
قَالَ وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ كِلاَهُمَا عَنْ سُمَىٍّ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ قُتَيْبَةَ أَنَّ فُقَرَاءَ الْمُهَاجِرِينَ أَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا ذَهَبَ أَهْلُ الدُّثُورِ بِالدَّرَجَاتِ الْعُلَى وَالنَّعِيمِ الْمُقِيمِ. فَقَالَ "وَمَا ذَاكَ." قَالُوا يُصَلُّونَ كَمَا نُصَلِّى وَيَصُومُونَ كَمَا نَصُومُ وَيَتَصَدَّقُونَ وَلاَ نَتَصَدَّقُ وَيُعْتِقُونَ وَلاَ نُعْتِقُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَفَلاَ أُعَلِّمُكُمْ شَيْئًا تُدْرِكُونَ بِهِ مَنْ سَبَقَكُمْ وَتَسْبِقُونَ بِهِ مَنْ بَعْدَكُمْ وَلاَ يَكُونُ أَحَدٌ أَفْضَلَ مِنْكُمْ إِلاَّ مَنْ صَنَعَ مِثْلَ مَا صَنَعْتُمْ." قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ "تُسَبِّحُونَ وَتُكَبِّرُونَ وَتَحْمَدُونَ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ مَرَّةً." قَالَ أَبُو صَالِحٍ فَرَجَعَ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا سَمِعَ إِخْوَانُنَا أَهْلُ الأَمْوَالِ بِمَا فَعَلْنَا فَفَعَلُوا مِثْلَهُ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ."
وَزَادَ غَيْرُ قُتَيْبَةَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ عَنِ اللَّيْثِ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ قَالَ سُمَىٌّ فَحَدَّثْتُ بَعْضَ أَهْلِى هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ وَهِمْتَ إِنَّمَا قَالَ "تُسَبِّحُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَتَحْمَدُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَتُكَبِّرُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ." فَرَجَعْتُ إِلَى أَبِى صَالِحٍ فَقُلْتُ لَهُ ذَلِكَ فَأَخَذَ بِيَدِى فَقَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَاللَّهُ أَكْبَرُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ حَتَّى تَبْلُغَ مِنْ جَمِيعِهِنَّ ثَلاَثَةً وَثَلاَثِينَ.
قَالَ ابْنُ عَجْلاَنَ فَحَدَّثْتُ بِهَذَا الْحَدِيثِ رَجَاءَ بْنَ حَيْوَةَ فَحَدَّثَنِى بِمِثْلِهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
Bize Asım b. Nadr et-Teymî, ona el-Mu'temir, ona Ubeydullah(T) Bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân, onlara Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre (Bu rivayet Kuteybe'ye aittir) fakir muhacirler Rasulullah'a (sav) gelerek 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler' dediler. Allah Rasulü "Bu Nasıl oldu?" buyurdu. Fakir muhacirler 'Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar. Diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka verebiliyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat edebiliyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin kazandığınız gibi sevap kazanamayacağı bir şeyi size öğreteyim mi?" buyurdu. Onlar 'Elbette, ey Allah'ın Rasulü dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz" buyurdu.
Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra fakir muhacirlerin Rasulullah'a (sav) gelerek 'Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "İşte bu Allah'ın lütfudur, onu dilediği kimseye verir."
Bu hadisi Kuteybe'den başkaları Leys'ten, o İbn Aclân'dan, o da Sümeyy'den şu ziyadeyle nakletmektedir: Ben yakınlarımdan birine bu hadisi zikrettim. O da bana 'Sen yanıldın' dedi. 'O ancak otuz üç defa sübhanallah, otuz üç defa elhamdülillah, otuz üç defa da Allahu ekber. dersin' dedi.
Bunun üzerine ben Ebu Salih'e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: 'Allahu ekber, sübhanallah ve'l-hamdülillah, Allahu ekber subhanallah ve'l-hamdulillah, diye hepsini otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin' dedi.
İbn Aclân dedi ki; Ben bu hadisi Recâ b. Hayve'ye rivayet ettim. O da bana aynısını, kendisine Ebu Salih'in, ona Ebu Hüreyre'nin, Rasulullah'dan (sav) naklettiğini söyledi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1347, /236
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
KTB, NAMAZ,
Bize Muhammed b. Ebu Bekir, ona Mu'temir, ona Ubeydullah, ona Sümeyy, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre yoksul sahabiler Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler. Halbuki onlar da bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. Ancak onların fazla malları var ve onlar bununla hacca gidiyorlar, umre yapıyorlar, cihad ediyorlar ve sadaka veriyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, (zenginler içinde size tavsiye ettiğim amelin) benzerini yapanlar müstesna; sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin elde ettiğiniz hayrı kazanamayacağı bir şeyi size haber vereyim mi? Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Sübhanallah, Allahu ekber ve Elhamdülilllah deyiniz." .buyurdu.
Ravi dedi ki; Bazılarımızın 'otuz üç kere sübhanallah, otuz üç kere elhamdülillah, otuz dört Allahu ekber kelimelerini söyleriz' demeleri üzerine ihtilafa düştük. Bunun üzerine (bunu sormak için tekrar ona müracaat ettim. O, "Sübhanallah, elhamdulillah ve Allahu ekber kelimelerinin her birini otuz üçer defa söylersin" dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5201, B000843
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ سُمَىٍّ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ:
جَاءَ الْفُقَرَاءُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا ذَهَبَ أَهْلُ الدُّثُورِ مِنَ الأَمْوَالِ بِالدَّرَجَاتِ الْعُلاَ وَالنَّعِيمِ الْمُقِيمِ، يُصَلُّونَ كَمَا نُصَلِّى، وَيَصُومُونَ كَمَا نَصُومُ، وَلَهُمْ فَضْلٌ مِنْ أَمْوَالٍ يَحُجُّونَ بِهَا، وَيَعْتَمِرُونَ، وَيُجَاهِدُونَ، وَيَتَصَدَّقُونَ قَالَ "أَلاَ أُحَدِّثُكُمْ بِأَمْرٍ إِنْ أَخَذْتُمْ بِهِ أَدْرَكْتُمْ مَنْ سَبَقَكُمْ وَلَمْ يُدْرِكْكُمْ أَحَدٌ بَعْدَكُمْ، وَكُنْتُمْ خَيْرَ مَنْ أَنْتُمْ بَيْنَ ظَهْرَانَيْهِ، إِلاَّ مَنْ عَمِلَ مِثْلَهُ تُسَبِّحُونَ وَتَحْمَدُونَ، وَتُكَبِّرُونَ خَلْفَ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ."
فَاخْتَلَفْنَا بَيْنَنَا فَقَالَ بَعْضُنَا نُسَبِّحُ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ ، وَنَحْمَدُ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ ، وَنُكَبِّرُ أَرْبَعًا وَثَلاَثِينَ. فَرَجَعْتُ إِلَيْهِ فَقَالَ "تَقُولُ سُبْحَانَ اللَّهِ ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَاللَّهُ أَكْبَرُ، حَتَّى يَكُونَ مِنْهُنَّ كُلِّهِنَّ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Bekir, ona Mu'temir, ona Ubeydullah, ona Sümeyy, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre yoksul sahabiler Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler. Halbuki onlar da bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. Ancak onların fazla malları var ve onlar bununla hacca gidiyorlar, umre yapıyorlar, cihad ediyorlar ve sadaka veriyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, (zenginler içinde size tavsiye ettiğim amelin) benzerini yapanlar müstesna; sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin elde ettiğiniz hayrı kazanamayacağı bir şeyi size haber vereyim mi? Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Sübhanallah, Allahu ekber ve Elhamdülilllah deyiniz." .buyurdu.
Ravi dedi ki; Bazılarımızın 'otuz üç kere sübhanallah, otuz üç kere elhamdülillah, otuz dört Allahu ekber kelimelerini söyleriz' demeleri üzerine ihtilafa düştük. Bunun üzerine (bunu sormak için tekrar ona müracaat ettim. O, "Sübhanallah, elhamdulillah ve Allahu ekber kelimelerinin her birini otuz üçer defa söylersin" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezân 155, 1/355
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî (Muhammed b. Ebu Bekir b. Ali b. Ata b. Mukaddem)
Konular:
Zikir, zamanı
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ: "رَأَيْتُ فِى يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمِيسَمَ وَهُوَ يَسِمُ إِبِلَ الصَّدَقَةِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5315, M005558
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ: "رَأَيْتُ فِى يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمِيسَمَ وَهُوَ يَسِمُ إِبِلَ الصَّدَقَةِ."
Tercemesi:
Bize Harun b. Maruf, ona Velid b. Müslim, ona Evzâî, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: "Rasulullah'ın (sav) elinde dağlama âleti olduğu halde gördüm. Zekât develerine damga vuruyordu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Libâs ve'z-zinet 5558, /903
Senetler:
()
Konular:
Hayvanlar, damgalama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5674, B000863
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَابِسٍ سَمِعْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ لَهُ رَجُلٌ شَهِدْتَ الْخُرُوجَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ نَعَمْ ، وَلَوْلاَ مَكَانِى مِنْهُ مَا شَهِدْتُهُ - يَعْنِى مِنْ صِغَرِهِ - أَتَى الْعَلَمَ الَّذِى عِنْدَ دَارِ كَثِيرِ بْنِ الصَّلْتِ ، ثُمَّ خَطَبَ ثُمَّ أَتَى النِّسَاءَ فَوَعَظَهُنَّ وَذَكَّرَهُنَّ وَأَمَرَهُنَّ أَنْ يَتَصَدَّقْنَ فَجَعَلَتِ الْمَرْأَةُ تُهْوِى بِيَدِهَا إِلَى حَلْقِهَا تُلْقِى فِى ثَوْبِ بِلاَلٍ ، ثُمَّ أَتَى هُوَ وَبِلاَلٌ الْبَيْتَ .
Tercemesi:
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. Âbis, rivayetle şöyle demiştir: İbn Abbas’a (r.anhumâ) bir adamın:
-Sen Rasulullah (sav) ile birlikte (bayram namazı için) çıkışta hazır bulundun mu, diye sorduğunu işittim. İbn Abbas da:
-Evet (bulundum), –yaşının küçüklüğünü kast ederek-, onun nezdindeki o konumum olmasaydı bulunmayacaktım. Kesir b. es-Salt’ın evinin yanındaki sütunun yakınına geldi, sonra bir hutbe verdi. Sonra kadınların bulunduğu tarafa giderek onlara öğüt verdi, hatırlattı ve sadaka vermelerini emretti. Bunun üzerine her bir kadın elini halkalarına (yüzük ve bileziklerine) götürdü ve (onları) Bilal’in elbisesine atmaya başladı. Daha sonra peygamber, Bilal ile birlikte evine döndü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezân 863, 1/360
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Abdurrahman b. Abis en-Nehai (Abdurrahman b. Abis b. Rabî'a)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Bayram, bayram namazı
Eğitim, Kadınların vaaz dinlemesi
Kadın, cemaate gelmesi
KTB, NAMAZ,
KTB, SADAKA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6416, B000964
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى يَوْمَ الْفِطْرِ رَكْعَتَيْنِ ، لَمْ يُصَلِّ قَبْلَهَا وَلاَ بَعْدَهَا ، ثُمَّ أَتَى النِّسَاءَ وَمَعَهُ بِلاَلٌ ، فَأَمَرَهُنَّ بِالصَّدَقَةِ ، فَجَعَلْنَ يُلْقِينَ ، تُلْقِى الْمَرْأَةُ خُرْصَهَا وَسِخَابَهَا .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu‘be, ona Adiy b. Sabit, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas’ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav), ramazan bayramı birinci günü iki rekât namaz kıl(dır)dı. Ondan önce de, sonra da bir namaz kılmadı. Daha sonra beraberinde Bilal ile kadınların bulunduğu yere gitti. Onlara sadaka vermelerini emretti. Kadınlar da (süs eşyalarını) atmaya başladılar. Kimi kadın halkalarını, kimisi gerdanlıklarını atıp duruyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, îdeyn 8, 1/379
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Bayram, bayram namazı
Kadın, mescitte namaz kılması
KTB, NAMAZ,
KTB, SADAKA
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5777, M001573
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنِ ابْنِ أَبِى عَمَّارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَابَيْهِ عَنْ يَعْلَى بْنِ أُمَيَّةَ قَالَ قُلْتُ لِعُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ "(لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَقْصُرُوا مِنَ الصَّلاَةِ إِنْ خِفْتُمْ أَنْ يَفْتِنَكُمُ الَّذِينَ كَفَرُوا)" فَقَدْ أَمِنَ النَّاسُ فَقَالَ عَجِبْتُ مِمَّا عَجِبْتَ مِنْهُ فَسَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ ذَلِكَ. فَقَالَ "صَدَقَةٌ تَصَدَّقَ اللَّهُ بِهَا عَلَيْكُمْ فَاقْبَلُوا صَدَقَتَهُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, ona İshak, ona Abdullah b. İdris, ona İbn Cüreyc, ona da İbn Ebu Ammar, ona Abdullah b. Babah, ona Ya'la b. Ümeyye 'den naklen rivayet etti; dediler. Ya'lâ şöyle demiş: Ömer İbn Hattab'a dedim ki: (Allah Tealâ); "eğer (sefer esnasında) kâfirlerin, size fenalık yapacağından endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir vebal yoktur" (buyuruyor.) Şimdi insanlar emniyettedir. (O hâlde niçin seferde namazı kısa kılıyoruz?) Ömer; şu cevabı verdi: Bu senin şaştığın şeye ben de şaştım da onu Rasulallah'a (sav) sordum: "Bu, Allah'ın, size tasadduk eylediği bir sadakadır. Binaenaleyh siz, onun sadakasını kabul edin!" buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1573, /271
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ya'la b. Meniyye et-Temimî (Ya'la b. Ümeyye b. Ebu Ubeyde b. Hemmam)
3. Abdullah b. Babah el-Mahzumî (Abdullah b. Babah)
4. İbn Ebu Ammar Abdurrahman b. Abdullah el-Kus (Abdurrahman b. Abdullah b. Ebu Ammar)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
7. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
وَعَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ سَمِعْتُهُ يَقُولُ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَامَ فَبَدَأَ بِالصَّلاَةِ ، ثُمَّ خَطَبَ النَّاسَ بَعْدُ ، فَلَّمَا فَرَغَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَزَلَ فَأَتَى النِّسَاءَ ، فَذَكَّرَهُنَّ وَهْوَ يَتَوَكَّأُ عَلَى يَدِ بِلاَلٍ ، وَبِلاَلٌ بَاسِطٌ ثَوْبَهُ ، يُلْقِى فِيهِ النِّسَاءُ صَدَقَةً . قُلْتُ لِعَطَاءٍ أَتَرَى حَقًّا عَلَى الإِمَامِ الآنَ أَنْ يَأْتِىَ النِّسَاءَ فَيُذَكِّرَهُنَّ حِينَ يَفْرُغُ قَالَ إِنَّ ذَلِكَ لَحَقٌّ عَلَيْهِمْ ، وَمَا لَهُمْ أَنْ لاَ يَفْعَلُوا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6410, B000961
Hadis:
وَعَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ سَمِعْتُهُ يَقُولُ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَامَ فَبَدَأَ بِالصَّلاَةِ ، ثُمَّ خَطَبَ النَّاسَ بَعْدُ ، فَلَّمَا فَرَغَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَزَلَ فَأَتَى النِّسَاءَ ، فَذَكَّرَهُنَّ وَهْوَ يَتَوَكَّأُ عَلَى يَدِ بِلاَلٍ ، وَبِلاَلٌ بَاسِطٌ ثَوْبَهُ ، يُلْقِى فِيهِ النِّسَاءُ صَدَقَةً . قُلْتُ لِعَطَاءٍ أَتَرَى حَقًّا عَلَى الإِمَامِ الآنَ أَنْ يَأْتِىَ النِّسَاءَ فَيُذَكِّرَهُنَّ حِينَ يَفْرُغُ قَالَ إِنَّ ذَلِكَ لَحَقٌّ عَلَيْهِمْ ، وَمَا لَهُمْ أَنْ لاَ يَفْعَلُوا
Tercemesi:
İbrahim b. Musa, ona Hişam b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona da Ata b. Ebu Rabah Cabir b. Abdullah'ı (ra) şöyle derken duyduğunu söylemiştir: "Hz. Peygamber (sav) ayağa kalktı, namaza başladı. Namazın ardından insanlara hutbe irat etti. Hz. Peygamber (sav) hutbeyi bitirince bulunduğu yerden indi ve kadınların yanına geldi. Bilâl'ın koluna dayanarak kadınlara vaaz ve nasihat türünden hatırlatmalarda bulundu. Bu esnada Bilâl elbisesini yere sermiş, kadınlar da elbisenin üzerine sadaka atıyorlardı."
Ravî (İbn Cureyc) dedi ki: "Atâ'ya; 'Hutbeyi bitirince kadınlar tarafına giderek onlara vaaz ve nasihat türünden hatırlatmalarda bulunmasının imama vacip olduğunu düşünüyor musun?' diye sordum. Atâ şöyle cevap verdi; 'Bunu yapmak, şüphesiz onlara vaciptir. Fakat ne diye bunu yapmazlar ki!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, îdeyn 7, 1/378
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Ebu Abdurrahman Hişam b. Yusuf el-Ebnâvî (Hişam b. Yusuf)
5. İbrahim b. Musa et-Temîmî (İbrahim b. Musa b. Yezid b. Zâzân)
Konular:
Eğitim, Kadınların vaaz dinlemesi
İlim, Bilgi, kadının ilim öğrenmesi
Kadın, cemaate gelmesi
Kadın, mescitte namaz kılması
Kadın, sosyal hayatta
KTB, SADAKA