3653 Kayıt Bulundu.
"Önce kendinden başla ve gerekli harcamayı yap. Eğer artacak olursa, o ailenindir. Eğer ailenden de bir şeyler arta kalırsa, o akrabalarınındır. Şayet akrabalarından da bir şey artacak olursa, şöyle, şöyle yap."
Açıklama: Hz. Peygamber, Beni Uzre kabilesinden bir adamın, kölesini (ölümünden sonra tahakkuk etmek üzere) azlettiğini duyunca, adama "Senin o kölenin mülkiyetinden başka malın var mı?" diye sordu. Adam 'Hayır' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Bu köleyi benden kim satın alır?" diye ashabına sordu. Nuaym b. Abdullah el-Adevî onu, sekiz yüz dirheme satın aldı ve parayı Rasulullah'a getirdi. Hz. Peygamber (sav) onu adama verdi ve "Bunu öncelikle kendi ihtiyaçların için harca. Eğer bir şey artarsa, ailene; ailenin ihtiyaçlarından sonra bir şey artarsa akrabalarına; akrabalarına harcadıktan sonra artan olursa da bu şekilde harca" buyurdu. Yani O (sav) önünde, sağında, solunda (yani çevrende) muhtaç kim varsa (onlara harca) diyordu. Bu rivayeti, Müslim, Sahîh-i Müslim'de M002313, M002313-2, İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da İHS003339, Nesai, Sünen-i Nesâî'de N002547 N004656 nakletmişlerdir. Bu uygulamasıyla Hz. Peygamber, infak kültürünü inşa etmiş, itidali, hakkı korumayı ve desteğine muhtaç olan insanların mağdur bırakılmaması gerektiğini öğretmiştir.
Bize Yahya, ona Süfyân, ona Mansûr; (T) Bize Zâide, ona Mansûr, onlara Talha, ona da Enes; (T) Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bazen aileme döndüğümde yatağımın üzerine düşmüş bir hurma buluyorum. Ancak yemek için aldığımda zekat (malı) olmasından endişe edip onu bırakıveriyorum."
Açıklama: Buhari, Sahîh-i Buhârî'de B001417, Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de MK12771, Nesai, Zekât, Sünen-i Nesâî'de N002553, Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de HM018461, Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de HM018463 ve Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed'de HM019596 rivayet etmiştir.
Açıklama: Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve el-Edebü’l-müfred’de Buhârî’nin Ebû Hureyre yoluyla rivayet ettikleri bir hadistir. Nesai, Sünen-i Kübra'da N003681, Tirmizi, Sünen-i Tirmizî'de T001376, İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme'de İHM002494 ve İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban'da İHS003016 rivayet etmiştir. İbn Teymiyye, Ziyâretü’l-kubûr'de ZGS17 ve Münavî, Feyzu’l-Kadir'de FK5/35 farklı bir içerikle rivayet etmiştir.
Açıklama: İmam Ahmed b. Hanbel ve Taberânî bu hadisi, Ebû Eyyûb ve Hakîm b. Hizâm’dan rivayet etmişlerdir. İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme'de İHM002386 ve Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir'de MK21883 rivayet etmiştir. Humeydî, Müsned-i Humeydî'de HUM330, Beyhaki, Sünen-i Kebir'de BS13352 ve Hâkim en-Nisaburî, el-Müstedrek'te NM001491 farklı bir içerikle rivayet etmiştir.