3644 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdullah, ona babası (Abdullah b. Müsenna), ona Sumâme, ona da Enes (ra), Hz. Ebu Bekir'in (ra) kendisine, Rasulullah'ın (sav) belirlediği zekat oranlarını içerir bir yazı yazdı. Bu yazıda şu ifadeler vardı:
"Develerinin nisabı, dört yaşını bitirip beş yaşına basmış dişi deve zekatına ulaşan ancak verebileceği bu yaşta dişi bir devesi bulunmayıp da üç yaşını bitirip dört yaşına basmış dişi bir devesi olan kişiden, zekat olarak bu devesi kabul edilir. Fakat bu durumda mükellef, kendisi için mümkünse bu devesiyle birlikte iki koyun, değilse yirmi dirhem daha verir. Develerinin nisabı, üç yaşını bitirip dört yaşına basmış dişi deve zekatına ulaşan ancak verebileceği bu yaşta dişi bir devesi bulunmayıp da dört yaşını bitirip beş yaşına basmış dişi bir devesi olan kişiden, zekat olarak bu devesi kabul edilir; buna karşılık zekat memuru, o kişiye yirmi dirhem veya iki koyun geri ödemede bulunur. Develerinin nisabı, üç yaşını bitirip dört yaşına basmış dişi deve zekatına ulaşan ancak verebileceği bu yaşta dişi bir devesi bulunmayıp da iki yaşını bitirip üç yaşına basmış dişi bir devesi olan kişiden zekat olarak bu devesi kabul edilir. Fakat bu durumda mükellef, bu devesiyle birlikte iki koyun veya yirmi dirhem daha verir. Develerinin nisabı, iki yaşını bitirip üç yaşına basmış dişi deve zekatına ulaşan ancak yanında üç yaşını bitirip dört yaşına basmış dişi bir devesi olan kişiden, zekat olarak bu devesi kabul edilir; buna karşılık zekat memuru, o kişiye yirmi dirhem veya iki koyun geri ödemede bulunur. Develerinin nisabı, iki yaşını bitirip üç yaşına basmış dişi deve zekatına ulaşan ancak verebileceği bu yaşta dişi bir devesi bulunmayıp da bir yaşını bitirip iki yaşına basmış dişi bir devesi olan kişiden zekat olarak bu devesi kabul edilir. Fakat bu durumda mükellef, bu devesiyle birlikte iki koyun veya yirmi dirhem daha verir."
Açıklama: Bahsi geçen yazı, Enes b. Malik'i (ra) Bahreyne'e vali olarak gönderdiği sırada Hz. Ebu Bekir tarafından yaz(dır)ılan yazıdır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Velid b. Müslim, ona Evzaî, ona İbn Şihab, ona Ata b. Yezid, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre bedevî bir Arap, Rasulullah'a (sav) (yaşamını sürdürmekte olduğu çölden) Medine'ye hicret etmesinin gerekip gerekmediğini sormuştu. Rasulullah (sav) "(Çölden ayrılıp Medine'ye gelmen gerekeceğinden) sana yazık olur. Zira hicret çok meşakkatli bir şeydir. Senin, zekatını verdiğin develerin var mı?" buyurdu. Adam "Evet var." dedi. Rasulullah (sav) bunun üzerine "Öyleyse denizlerin ötesinden (şehirden uzak bölgelerde) çalışmaya (devam et.) (Hicret etmesen de) Allah senin amelinden hiç bir bir şey eksiltmeyecektir." buyurdu.
Bize Muhammed b. Abdullah b. el-Müsennâ el-Ensarî, ona babası (Abdullah b. Müsenna), ona Sumâme b. Abdullah b. Enes, ona da Enes, Hz. Ebu Bekir'in kendisini Bahreyn’e gönderdiği vakit şu mektubu yazdığını rivayet etti:
"Rahman Rahim Allah’ın adıyla. Bu, Rasulullah’ın (sav) farz kıldığı, Allah’ın da Rasulü’ne emrettiği sadaka (zekât) farizasıdır. Müslümanlardan her kimden gerektiği şekilde bu sadaka istenecek olursa o da onu versin. Kendisinden daha fazlası istenen kimse de fazlayı vermesin. Yirmi dört deve ve aşağısında, her beş deve için bir koyun verilir. Yirmi beş deveye ulaşırsa otuz deveye kadar bir bintu mehâd (denilen iki yaşına basmış dişi deve) vardır. Otuz altıya varıp kırk beş deveye kadar bir dişi bintu lebûn (denilen üç yaşına basmış dişi deve) verilir. Kırk altıya ulaşıp altmış deveye kadar bir hıkka (denilen erkek devenin bastığı bir buğur) vardır. Altmış bire ulaşıp yetmiş beşe kadar da bir cezea (dört yaşını bitirmiş, beşine basmış) dişi deve vardır. Deve sayısı yetmiş altıya varıp doksana kadar dişi iki bintu lebûn (iki yaşını tamamlayıp, üç yaşına basmış dişi deve) vardır. Doksan bire ulaştıktan sonra yüz yirmi deveye kadar ise ona iki hıkka (devenin yaklaşabileceği buğur) düşer. Sayıları yüz yirmiden fazla olursa her bir kırk deve için bir bintu lebûn (iki yaşını tamamlayıp üç yaşına basmış bir dişi deve) düşer. Her bir elli deve için de bir hıkka (erkek devenin yaklaşabileceği buğur denilen dişi deve) düşer. Yanında sadece dört devesi olan kimsenin, o develerine zekât düşmez. Develerin sahibinin istemesi müstesna. Beş deveye ulaşırsa ona bir koyun (zekât) düşer."
"Merada yayılan koyunların sayısı kırktan yüz yirmiye kadar olursa bir koyun, yüz yirmiden fazla iki yüze kadar iki koyun zekât düşer. İki yüzden fazla üç yüze kadar üç koyun zekât düşer. Üç yüzü aştığı takdirde her yüz koyun için bir koyun zekât verilir. Eğer bir kimsenin merada yayılan koyunları kırktan bir eksik olursa ona zekât düşmez, sahibinin vermek istemesi müstesna. Gümüşte zekât kırkta birdir. Eğer gümüş sadece yüz doksan dirhem ise ona bir şey düşmez, sahibinin (nafile olarak) ermek istemesi müstesna."
Bize Umeyye b. Bistam, ona Yezid b. Zurey', ona Ravh b. Kasım, ona İsmail b. Umeyye, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfi, ona Ebu Mabed, ona İbn Abbas’ın (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Muaz’ı (ra) Yemen’e gönderdiği vakit ona şöyle buyurdu:
"Sen kitap ehli bir kavmin yanına gideceksin. Kendilerini ilk davet ettiğin şey Allah’a ibadet etmek olsun. Onlar Allah’ı bilip tanırlarsa bu sefer onlara Allah’ın kendilerine bir gün ve gecede beş vakit namazı farz kılmış olduğunu bildir. Bunu yapacak olurlarsa, onlara Allah’ın kendilerine, mallarından alınıp aralarındaki fakirlere verilmek üzere, bir zekâtı farz kıldığını bildir. Eğer bunu kabul ederek itaat ederlerse, sen de (zekâtı) onlardan al ve insanların mallarının değerlilerini almaktan da sakın."