3645 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Rabîa b. Ebu Abdurrahman, ona Kasım b. Muhammed, ona da Âişe şöyle demiştir:
"Berîre dolayısıyla üç hüküm gerçekleşmiştir: (Birincisi) O azat edildi ve kendisine (evliliğini sürdürüp sürdürmeme konusunda) tercih hakkı verildi. (İkincisi) Allah Rasulü (sav) (onun hakkında) 'Velâyet hakkı köleyi azat edene aittir' buyurdu. (Üçüncüsu) Rasulullah (sav) evine girdiğinde çömlekte et kaynıyordu. Onun önüne ekmek ve evde bulunan azık kondu. Bunun üzerine Allah Rasulu (sav) 'Çömlek (içinde pişeni) göremedim' dedi. Kendisine 'Berîre’ye sadaka olarak verilmiş bir ettir, oysa siz sadaka yemiyorsunuz' diye cevap verildi. Peygamber (sav) 'O Berîre’ye sadaka, bizim için ise hediyedir' buyurdu."
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsâme, ona Davud b. Kays, ona İyâz b. Abdullah, ona Ebu Said el-Hudri’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bayram günü dışarı çıkar, insanlara iki rekât namaz kıldırır, sonra selam verirdi, sonra insanlar oturduğu halde kendisi ayakları üzerine dikilerek onlara döner ve: “Sadaka verin, sadaka verin” buyururdu. En çok sadaka verenler ise, küpelerini, yüzüklerini ve kendilerine ait bir şeyleri veren kadınlar oluyordu. Eğer herhangi bir ihtiyacı olup, bir tarafa bir askerî birlik göndermek istiyorsa, onu onlara söylerdi, değilse ayrılıp giderdi.
Bize Muhammmed b. Beşşâr, ona Mekki b. İbrahim ve Yusuf b. Yakub ed-Dabbî es-Sedûsî, onlara Behz b. Hakim, ona babası, dedesinin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber'e (sav) bir şey getirildiği zaman “Bu, sadaka mıdır, yoksa hediye mi?” diye sorardı. “Sadakadır” derlerse yemez, “hediyedir” derlerse yerdi.
Bu konuda Selman, Ebu Hureyre, Enes, el-Hasan b. Ali ve Ebu Amîre (ki Mearraf b. Vasıl’ın dedesidir. İsmi ise Rüşeyd b. Mâlik’tir.) Meymun b. Mihran, İbn Abbas, Abdullah b. Amr, Ebu Rafi’ ve Abdurrahman b. Alkame’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis aynı zamanda Abdurrahman b. Alkame tarafından Abdurrahman b. Ebu Akil vasıtası ile Hz. Peygamber’den (sav) rivayet edilmiştir. Behz b. Hakim’in dedesi’nin adı Muaviye b. Hayde el Kuşeyrî’dir. Tirmîzî, Behz b. Hakim hadisi hasen-garibtir değerlendirmesinde bulunmuştur.
Bize Sadaka ve Müsedded, onlara Yahya, ona Sufyân, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Abîde, ona Abdullah b. Mesud; (T) Yahya der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre rivayet etmiştir; (T) A'meş de der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre, ona İbrahim ve babası, (Yezid b. Kays), ona Ebu Duhâ ona da Abdullah b. Mesud rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) bana "Kur'an oku bana" buyurdu. Ben “Kur'ân Size indirildiği hâlde, ben mi size okuyayım?” dedim. Rasulullah (sav) "Kur'an'ı benden başkasından dinlemeyi arzu ediyorum" dedi. İbn Mesud der ki: Bunun üzerine ben Nisâ Suresini okudum ve "Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!"(Nisâ, 41) ayetine geldiğimde, Peygamber (sav) bana "yeter dur" buyurdu. Bir de gördüm ki Hz. Peygamber'in iki gözünden yaşlar süzülüyor.
Bize Harun b. Abdullah el-Hammâl, ona el-Huseyn b. Ali el-Cu’fî, ona Zâide, ona Süleyman el-A‘meş, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Abde b. Ebu Lubâbe, ona Süveyd b. Ğafele, ona Ebu’d-Derdâ, hadisi Nebi’ye (sav) isnad ederek şöyle buyurduğunu zikretmiştir:
"Kim geceleyin kalkıp namaz kılmak niyetiyle uyumak üzere yatağına çekilir de sabaha kadar uyanma imkânı olmazsa, onun o niyeti ona yazılır, uykusu da Rabbi tarafından ona bir sadaka olur."