Açıklama: _Zekat toplayan memurun zekat mallarının yanına gitmeden zekatı ayağına getirtmesi veya yarış yapan kimsenin atının daha hızlı gitmesi için başkasını hayvanını hızlandırması için görevlendirmesi demektir.Ceneb_ Zekat verecek kimsenin zekat malını ölçüm yapılacak yerden uzaklaştırmasıdır veya at yarışlarında yarışmayı kazanmak için yedek at bulundurmaktır.Şığar_ Mehir alıp vermemek için iki kişinin birbirinin yakınlarından birer kadınla evlenmeleridir_
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
اَ شِغَارَ فِى الإِسْلاَمِ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16574, T001123
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِى الشَّوَارِبِ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ الْمُفَضَّلِ حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ وَهُوَ الطَّوِيلُ قَالَ حَدَّثَ الْحَسَنُ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ جَلَبَ وَلاَ جَنَبَ وَلاَ شِغَارَ فِى الإِسْلاَمِ وَمَنِ انْتَهَبَ نُهْبَةً فَلَيْسَ مِنَّا » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ وَأَبِى رَيْحَانَةَ وَابْنِ عُمَرَ وَجَابِرٍ وَمُعَاوِيَةَ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَوَائِلِ بْنِ حُجْرٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülmelik b. Ebu Şevârib, ona Bişr b. Mufaddal, ona Humeyd (b. Ebu Humeyd) et-Tavîl, ona Hasan (b. Yesâr), ona da İmrân b. Husayn şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İslam da celeb, ceneb ve şiğâr yoktur. Kim zorla birinin malını ele geçirmek isterse bizden değildir."
Ebu İsa dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir.
Tirmîzî: Bu konuda Enes, Ebu Reyhâne, İbn Ömer, Câbir, Muaviye, Ebu Hureyre ve Vâil b. Hucr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
_Zekat toplayan memurun zekat mallarının yanına gitmeden zekatı ayağına getirtmesi veya yarış yapan kimsenin atının daha hızlı gitmesi için başkasını hayvanını hızlandırması için görevlendirmesi demektir.Ceneb_ Zekat verecek kimsenin zekat malını ölçüm yapılacak yerden uzaklaştırmasıdır veya at yarışlarında yarışmayı kazanmak için yedek at bulundurmaktır.Şığar_ Mehir alıp vermemek için iki kişinin birbirinin yakınlarından birer kadınla evlenmeleridir_
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
اَ شِغَارَ فِى الإِسْلاَمِ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Nikah 30, 3/431
Senetler:
()
Konular:
NİKAHIN ŞARTLARI Zekat, zekat memurunu yanıltmak için gayret etmek Zekat, zekat memurunun malı ayağına getirtmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16486, B005351
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ بْنُ أَبِى إِيَاسٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ يَزِيدَ الأَنْصَارِىَّ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ الأَنْصَارِىِّ فَقُلْتُ عَنِ النَّبِىِّ فَقَالَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَنْفَقَ الْمُسْلِمُ نَفَقَةً عَلَى أَهْلِهِ وَهْوَ يَحْتَسِبُهَا ، كَانَتْ لَهُ صَدَقَةً » .
Tercemesi:
Bize Adem b. Ebu İyas, ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Adî (b. Sabit el-Ensarî), ona Abdullah b. Yezid el-Ensârî, ona da Ebu Mesud el-Ensârî (ra) rivayet etmiştir. Buna göre Abdullah b. Yezid el-Ensârî demiştir ki; "Ebu Mesud el-Enârî'ye (ra); 'Bunu Hz. Peygamber'den mi duydun? Yoksa kendi içtihadına dayanarak mı söylüyorsun?' diye sordum. Dedi ki; 'Hz. Peygamber'den (sav) duydum. Şöyle buyurdu: 'Bir müslüman, Allah rızasını gözeterek kendi ailesinin nafakasını karşıladığı zaman yaptığı bu harcama, onun için bir sadaka olur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Ümeyye Abdullah b. Yezid el-Evsî (Abdullah b. Yezid b. Zeyd b. Husayn b. Amr)
3. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
KTB, SADAKA Sadaka, aileye yapılan harcama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16492, B005354
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعُودُنِى وَأَنَا مَرِيضٌ بِمَكَّةَ ، فَقُلْتُ لِى مَالٌ أُوصِى بِمَالِى كُلِّهِ قَالَ « لاَ » . قُلْتُ فَالشَّطْرُ قَالَ « لاَ » . قُلْتُ فَالثُّلُثُ قَالَ « الثُّلُثُ ، وَالثُّلُثُ كَثِيرٌ ، أَنْ تَدَعَ وَرَثَتَكَ أَغْنِيَاءَ خَيْرٌ مِنْ أَنْ تَدَعَهُمْ عَالَةً ، يَتَكَفَّفُونَ النَّاسَ فِى أَيْدِيهِمْ ، وَمَهْمَا أَنْفَقْتَ فَهُوَ لَكَ صَدَقَةٌ حَتَّى اللُّقْمَةَ تَرْفَعُهَا فِى فِى امْرَأَتِكَ ، وَلَعَلَّ اللَّهَ يَرْفَعُكَ ، يَنْتَفِعُ بِكَ نَاسٌ وَيُضَرُّ بِكَ آخَرُونَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona S'ad b. İbrahim, ona da Amir b. Sa'd, Sa'd b. Ebu Vakkas'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti:
(Vedâ Haccı yılında) Mekke’de hastalığım dolayısıyla Hz. Peygamber (sav) ziyaretime gelirdi. Ben zengin bir adamım. Malımın tümünü sadaka olarak dağıtayım mı? diye sordum.
Peygamber (sav):
'Hayır (vasiyet etme)' buyurdu.
'Yarısını (vasiyet edeyim)? dedim.
'Hayır!' buyurdu.
'Üçte birini? dedim.
'Üçte bir(ini vasiyet et!); hatta üçte bir de çoktur. Mirasçılarını zengin bırakman, onları muhtaç bırakıp da halka avuç açtırmaktan hayırlıdır. Allah rızâsını düşünerek yaptığın harcamalara, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmalara varıncaya kadar hepsinin mükâfatını alacaksın. Allah’tan öyle umuyorum ki,(rızâsı için güzel işler yapınca) seni yükseltecek; (daha nice yıllar yaşayarak) kimi insanlar (müminler) senden fayda, kimileri de (kâfirler) zarar görecektir,' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. İbn Ebu Vakkas Amir b. Sa'd el-Kuraşî (Amir b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Muhammed b. Kesîr el-Abdî (Muhammed b. Kesir)
Konular:
Amel, salih amel
Geçim, ailenin geçimini sağlamak, başkasına el açmamak
Vasiyet, malı
Yargı, miras Hukuku
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir:
Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Bi'ru Ha denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" (Al-i İmrân,92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek, “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Bi'ru Ha bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Ravh, İmam Malik'ten ("رَايِحٌ" - râyıh lafzı yerine) "رَابِحٌ" - Râbıh, lafzı ile rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16412, B002318
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ سَمِعَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ - رضى الله عنه - يَقُولُ كَانَ أَبُو طَلْحَةَ أَكْثَرَ الأَنْصَارِ بِالْمَدِينَةِ مَالاً ، وَكَانَ أَحَبَّ أَمْوَالِهِ إِلَيْهِ بِيْرُ حَاءَ وَكَانَتْ مُسْتَقْبِلَةَ الْمَسْجِدَ ، وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدْخُلُهَا وَيَشْرَبُ مِنْ مَاءٍ فِيهَا طَيِّبٍ فَلَمَّا نَزَلَتْ ( لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ ) قَامَ أَبُو طَلْحَةَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَقُولُ فِى كِتَابِهِ ( لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَ ) وَإِنَّ أَحَبَّ أَمْوَالِى إِلَىَّ بِيْرُ حَاءَ ، وَإِنَّهَا صَدَقَةٌ لِلَّهِ أَرْجُو بِرَّهَا وَذُخْرَهَا عِنْدَ اللَّهِ فَضَعْهَا يَا رَسُولَ اللَّهِ حَيْثُ شِئْتَ ، فَقَالَ « بَخٍ ، ذَلِكَ مَالٌ رَائِحٌ ، ذَلِكَ مَالٌ رَائِحٌ . قَدْ سَمِعْتُ مَا قُلْتَ فِيهَا ، وَأَرَى أَنْ تَجْعَلَهَا فِى الأَقْرَبِينَ » . قَالَ أَفْعَلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَسَمَهَا أَبُو طَلْحَةَ فِى أَقَارِبِهِ وَبَنِى عَمِّهِ . تَابَعَهُ إِسْمَاعِيلُ عَنْ مَالِكٍ . وَقَالَ رَوْحٌ عَنْ مَالِكٍ رَابِحٌ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir:
Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Bi'ru Ha denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" (Al-i İmrân,92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek, “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Bi'ru Ha bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Ravh, İmam Malik'ten ("رَايِحٌ" - râyıh lafzı yerine) "رَابِحٌ" - Râbıh, lafzı ile rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 15, 1/650
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti:
Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur?
Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.'
Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.'
Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu." Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16667, T002863
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ سَلاَّمٍ أَنَّ أَبَا سَلاَّمٍ حَدَّثَهُ أَنَّ الْحَارِثَ الأَشْعَرِىَّ حَدَّثَهُ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"إِنَّ اللَّهَ أَمَرَ يَحْيَى بْنَ زَكَرِيَّا بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ يَعْمَلَ بِهَا وَيَأْمُرَ بَنِى إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهَا، وَإِنَّهُ كَادَ أَنْ يُبْطِئَ بِهَا. فَقَالَ عِيسَى إِنَّ اللَّهَ أَمَرَكَ بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ لِتَعْمَلَ بِهَا وَتَأْمُرَ بَنِى إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهَا، فَإِمَّا أَنْ تَأْمُرَهُمْ وَإِمَّا أَنَا آمُرُهُمْ. فَقَالَ يَحْيَى أَخْشَى إِنْ سَبَقْتَنِى بِهَا أَنْ يُخْسَفَ بِى أَوْ أُعَذَّبَ. فَجَمَعَ النَّاسَ فِى بَيْتِ الْمَقْدِسِ فَامْتَلأَ الْمَسْجِدُ وَتعَدُوا عَلَى الشُّرَفِ، فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ أَعْمَلَ بِهِنَّ وَآمُرَكُمْ أَنْ تَعْمَلُوا بِهِنَّ.
أَوَّلُهُنَّ أَنْ تَعْبُدُوا اللَّهَ وَلاَ تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا. وَإِنَّ مَثَلَ مَنْ أَشْرَكَ بِاللَّهِ كَمَثَلِ رَجُلٍ اشْتَرَى عَبْدًا مِنْ خَالِصِ مَالِهِ بِذَهَبٍ أَوْ وَرِقٍ فَقَالَ هَذِهِ دَارِى وَهَذَا عَمَلِى فَاعْمَلْ وَأَدِّ إِلَىَّ. فَكَانَ يَعْمَلُ وَيُؤَدِّى إِلَى غَيْرِ سَيِّدِهِ. فَأَيُّكُمْ يَرْضَى أَنْ يَكُونَ عَبْدُهُ كَذَلِكَ؟
وَإِنَّ اللَّهَ أَمَرَكُمْ بِالصَّلاَةِ. فَإِذَا صَلَّيْتُمْ فَلاَ تَلْتَفِتُوا، فَإِنَّ اللَّهَ يَنْصِبُ وَجْهَهُ لِوَجْهِ عَبْدِهِ فِى صَلاَتِهِ مَا لَمْ يَلْتَفِتْ.
وَآمُرُكُمْ بِالصِّيَامِ. فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ فِى عِصَابَةٍ مَعَهُ صُرَّةٌ فِيهَا مِسْكٌ. فَكُلُّهُمْ يَعْجَبُ أَوْ يُعْجِبُهُ رِيحُهَا. وَإِنَّ رِيحَ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ.
وَآمُرُكُمْ بِالصَّدَقَةِ. فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَسَرَهُ الْعَدُوُّ، فَأَوْثَقُوا يَدَهُ إِلَى عُنُقِهِ وَقَدَّمُوهُ لِيَضْرِبُوا عُنُقَهُ، فَقَالَ أَنَا أَفْدِيهِ مِنْكُمْ بِالْقَلِيلِ وَالْكَثِيرِ، فَفَدَى نَفْسَهُ مِنْهُمْ.
وَآمُرُكُمْ أَنْ تَذْكُرُوا اللَّهَ، فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ خَرَجَ الْعَدُوُّ فِى أَثَرِهِ سِرَاعًا. حَتَّى إِذَا أَتَى عَلَى حِصْنٍ حَصِينٍ فَأَحْرَزَ نَفْسَهُ مِنْهُمْ. كَذَلِكَ الْعَبْدُ لاَ يُحْرِزُ نَفْسَهُ مِنَ الشَّيْطَانِ إِلاَّ بِذِكْرِ اللَّهِ.
قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا آمُرُكُمْ بِخَمْسٍ اللَّهُ أَمَرَنِى بِهِنَّ. السَّمْعُ وَالطَّاعَةُ وَالْجِهَادُ وَالْهِجْرَةُ وَالْجَمَاعَةُ، فَإِنَّهُ مَنْ فَارَقَ الْجَمَاعَةَ قِيدَ شِبْرٍ فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الإِسْلاَمِ مِنْ عُنُقِهِ إِلاَّ أَنْ يَرْجِعَ. وَمَنِ ادَّعَى دَعْوَى الْجَاهِلِيَّةِ فَإِنَّهُ مِنْ جُثَا جَهَنَّمَ.
فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ صَلَّى وَصَامَ؟ قَالَ وَإِنْ صَلَّى وَصَامَ. فَادْعُوا بِدَعْوَى اللَّهِ الَّذِى سَمَّاكُمُ الْمُسْلِمِينَ الْمُؤْمِنِينَ عِبَادَ اللَّهِ." هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ. قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الْحَارِثُ الأَشْعَرِىُّ لَهُ صُحْبَةٌ، وَلَهُ غَيْرُ هَذَا الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti:
Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur?
Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.'
Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.'
Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu." Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Emsal 78, 5/148
Senetler:
1. Ebu Malik Haris el-Eşarî (Haris b. Haris)
2. Ebû Sellâm Mamtur el-Esved el-Habeşî (Mamtur)
3. Zeyd b. Sellam el-Habeşî (Zeyd b. Sellam b. Memtur)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
7. Muhammed b. İsmail el-Buharî (Muhammed b. İsmail el-Buharî)
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, CİHAD
KTB, NAMAZ,
KTB, ORUÇ
Müşrik, vasıfları
Oruç Olgusu
Oruç, oruçlunun ağız kokusu
Peygamberler, Hz. Yahya
Tevhid, İslam inancı
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelip 'Helak oldum!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Seni helak eden de nedir' buyurdu. O, 'Ramazan (ayında) hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Bir köle azat etmelisin' buyurdu. O 'Bulamam ki' deyince, Rasulullah (sav) 'Peş peşe iki ay oruç tutmalısın' buyurdu. Adam 'Ona da tâkat getiremem' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'O zaman altmış fakiri doyurmalısın' buyurdu. Adam 'Onu da yapamam' deyince, Nebî (sav) 'Otur' buyurdu. Adam da oturdu. O otururken 'arak denilen (hurma dolu) bir sepet getirildi. Rasulullah (sav) adama 'Git, bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Yâ Rasulallah! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, Medine'nin iki taşlığı arasında bizden daha muhtaç bir ev halkı yoktur' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Al götür bunu ve ailene yedir' buyurdu." Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Abdülcebbâr b. Ömer, ona Yahya b. Said, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) '(Bozduğun) orucun yerine bir gün oruç tut' buyurduğunu rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16463, İM001671
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ:
"أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم رَجُلٌ فَقَالَ هَلَكْتُ. قَالَ وَمَا أَهْلَكَكَ؟ قَالَ وَقَعْتُ عَلَى امْرَأَتِى فِى رَمَضَانَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَعْتِقْ رَقَبَةً. قَالَ لاَ أَجِدُهَا. قَالَ صُمْ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ. قَالَ لاَ أُطِيقُ. قَالَ أَطْعِمْ سِتِّينَ مِسْكِينًا. قَالَ لاَ أَجِدُ. قَالَ اجْلِسْ، فَجَلَسَ. فَبَيْنَمَا هُوَ كَذَلِكَ إِذْ أُتِىَ بِمِكْتَلٍ يُدْعَى الْعَرَقَ، فَقَالَ اذْهَبْ فَتَصَدَّقْ بِهِ. قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا بَيْنَ لاَبَتَيْهَا أَهْلُ بَيْتٍ أَحْوَجُ إِلَيْهِ مِنَّا. قَالَ فَانْطَلِقْ فَأَطْعِمْهُ عِيَالَكَ. حَدَّثَنَا حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِذَلِكَ فَقَالَ وَصُمْ يَوْمًا مَكَانَهُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelip 'Helak oldum!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Seni helak eden de nedir' buyurdu. O, 'Ramazan (ayında) hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Bir köle azat etmelisin' buyurdu. O 'Bulamam ki' deyince, Rasulullah (sav) 'Peş peşe iki ay oruç tutmalısın' buyurdu. Adam 'Ona da tâkat getiremem' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'O zaman altmış fakiri doyurmalısın' buyurdu. Adam 'Onu da yapamam' deyince, Nebî (sav) 'Otur' buyurdu. Adam da oturdu. O otururken 'arak denilen (hurma dolu) bir sepet getirildi. Rasulullah (sav) adama 'Git, bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Yâ Rasulallah! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, Medine'nin iki taşlığı arasında bizden daha muhtaç bir ev halkı yoktur' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Al götür bunu ve ailene yedir' buyurdu." Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Abdülcebbâr b. Ömer, ona Yahya b. Said, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) '(Bozduğun) orucun yerine bir gün oruç tut' buyurduğunu rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi's-sıyâm 14, /268
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, kaza ve keffareti
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "الْخَازِنُ الأَمِينُ الَّذِى يُنْفِقُ - وَرُبَّمَا قَالَ الَّذِى يُعْطِى - مَا أُمِرَ بِهِ كَامِلاً مُوَفَّرًا ، طَيِّبٌ نَفْسُهُ ، إِلَى الَّذِى أُمِرَ بِهِ ، أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ ".
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16414, B002319
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "الْخَازِنُ الأَمِينُ الَّذِى يُنْفِقُ - وَرُبَّمَا قَالَ الَّذِى يُعْطِى - مَا أُمِرَ بِهِ كَامِلاً مُوَفَّرًا ، طَيِّبٌ نَفْسُهُ ، إِلَى الَّذِى أُمِرَ بِهِ ، أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ ".
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona Büreyde b. Abdullah, ona Ebu Büreyde, ona Ebu Musa (ra), Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kendisine emredileni tam ve bol bir şekilde gönül hoşnutluğu ile verilmesi gereken kimseye infak eden -belki infak eden lafzı yerine veren, dedi- tasaddukta bulunan iki kişiden biridir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vekâlet 16, 1/651
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Bürde Yezid b. Abdullah el-Eşari (Yezid b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
KTB, SADAKA
Yolsuzluk, yapmayan veznedarın mükafatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16449, D002713
Hadis:
حَدَّثَنَا النُّفَيْلِىُّ وَسَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ - قَالَ النُّفَيْلِىُّ الأَنْدَرَاوَرْدِىُّ - عَنْ صَالِحِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ زَائِدَةَ - قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَصَالِحٌ هَذَا أَبُو وَاقِدٍ - قَالَ دَخَلْتُ مَعَ مَسْلَمَةَ أَرْضَ الرُّومِ فَأُتِىَ بِرَجُلٍ قَدْ غَلَّ فَسَأَلَ سَالِمًا عَنْهُ فَقَالَ سَمِعْتُ أَبِى يُحَدِّثُ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "إِذَا وَجَدْتُمُ الرَّجُلَ قَدْ غَلَّ فَأَحْرِقُوا مَتَاعَهُ وَاضْرِبُوهُ." قَالَ فَوَجَدْنَا فِى مَتَاعِهِ مُصْحَفًا فَسَأَلَ سَالِمًا عَنْهُ فَقَالَ بِعْهُ وَتَصَدَّقْ بِثَمَنِهِ.
Tercemesi:
Bize en-Nüfeyl ve Said b. Mansur, onlara Abdülaziz b. Muhammed el-Derâverdî, ona da Ebu Vâkid Salih b. Muhammed b. Zaide şöyle rivayet etmiştir: Meseleme ile Bizans topraklarına (gazâ için) girdik. Ganimetten çalmış biri huzura getirildi. (Mesleme), Salim'e onun hükmünü sordu. (Salim), Babamı, Ömer b. Hattab vasıtasıyla Nebî'den naklederken işittiğime göre Hz. Peygamber (sav); "ganimetten çalmış birini bulduğunuzda eşyasını yakıp kendisini dövün" buyurmuştur dedi. Bizler onun eşyasında bir mushaf bulduk. (Mesleme), Salim'e onun da hükmünü sordu. (Salim), Onu sat ve ederini bağışta bulun (tasadduk et)! dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 145, /628
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Vâkid Salih b. Muhammed el-Leysi (Salih b. Muhammed b. Zaide)
5. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
6. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
Konular:
Yolsuzluk, ganimet malından çalanın hali
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « قَالَ اللَّهُ أَنْفِقْ يَا ابْنَ آدَمَ أُنْفِقْ عَلَيْكَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16487, B005352
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « قَالَ اللَّهُ أَنْفِقْ يَا ابْنَ آدَمَ أُنْفِقْ عَلَيْكَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav): "Allah: 'Yâ Âdem oğlu, sen infak et, ben de sana infâk edeyim!' buyurdu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Nafakat 1, 2/383
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
İnfak, Allah yolunda
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16519, İM001701
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ دَخَلَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « هَلْ عِنْدَكُمْ شَىْءٌ » . فَنَقُولُ لاَ . فَيَقُولُ « إِنِّى صَائِمٌ » . فَيُقِيمُ عَلَى صَوْمِهِ ثُمَّ يُهْدَى لَنَا شَىْءٌ فَيُفْطِرُ . قَالَتْ وَرُبَّمَا صَامَ وَأَفْطَرَ . قُلْتُ كَيْفَ ذَا قَالَتْ إِنَّمَا مَثَلُ هَذَا مَثَلُ الَّذِى يَخْرُجُ بِصَدَقَةٍ فَيُعْطِى بَعْضَهَا وَيُمْسِكُ بَعْضًا .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Musa, ona Şerîk, ona Talha b. Yahya, ona Mücâhid, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) yanıma girip ''yanınızda (yiyecek) bir şey var mı'' buyurdu. Biz, ''hayır, (yok)'' dedik. O ise, ''(o halde) ben oruçluyum'' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) orucuna devam eder, ardından bize bir (yiyecek) hediye edilir, o da orucunu bozardı.
(Aişe şöyle demiştir): Hz. Peygamber (sav), böylece oruç tutmuş ve bozmuştur. (Mücahid ise), ''bu nasıl olur'' demiş, (Aişe), ''bunun misali, sadaka (vermeye niyetlenen ancak) bir kısmını verip bir kısmını yanında tutan kimse gibidir'' demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi's-sıyâm 26, /272
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
3. Talha b. Yahya el-Kuraşi (Talha b. Yahya b. Talha b. Ubeydullah b. Osman)
4. Ebu Abdullah Şerik b. Abdullah el-Kâdî (Şerik b. Abdullah b. Haris b. Evs b. Haris)
5. Ebu Muhammed İsmail b. Musa (İsmail b. Musa)
Konular:
Nafile Oruç, nafile
Sahabe, anlayış farklılıkları