Giriş


Açıklama: _Zekat toplayan memurun zekat mallarının yanına gitmeden zekatı ayağına getirtmesi veya yarış yapan kimsenin atının daha hızlı gitmesi için başkasını hayvanını hızlandırması için görevlendirmesi demektir.Ceneb_ Zekat verecek kimsenin zekat malını ölçüm yapılacak yerden uzaklaştırmasıdır veya at yarışlarında yarışmayı kazanmak için yedek at bulundurmaktır.Şığar_ Mehir alıp vermemek için iki kişinin birbirinin yakınlarından birer kadınla evlenmeleridir_ Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اَ شِغَارَ فِى الإِسْلاَمِ

    Öneri Formu
16574 T001123 Tirmizi, Nikah, 30


    Öneri Formu
16486 B005351 Buhari, Nafakat, 1


    Öneri Formu
16492 B005354 Buhari, Nafakat, 1

Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik ona da İshak b. Abdullah, Enes b. Mâlik’ten şöyle işittiğini rivayet etmiştir:

Ebu Talha, Medine Ensar’ın en zengin olanı idi. Malları içerisinde en çok sevdiği yer, Mescidin karşısında bulunan Bi'ru Ha denilen bahçesiydi. Rasulullah (sav) bahçeye girer ve orada bulunan tatlı sudan içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" (Al-i İmrân,92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah’ın (sav) yanına gelerek, “ey Allah’ın Rasulü, şüphesiz Allah Teâlâ kitabında "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe gerçek manada iyilik yapmış olmasınız" buyuruyor. Benim en çok sevdiğim malım Bi'ru Ha bahçesidir. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım, ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.

Ravh, İmam Malik'ten ("رَايِحٌ" - râyıh lafzı yerine) "رَابِحٌ" - Râbıh, lafzı ile rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
16412 B002318 Buhari, Vekâlet, 15

Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti:
Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur?
Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.'
Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.'
Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu."
Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.


    Öneri Formu
16667 T002863 Tirmizi, Emsal, 78

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Humeyd b. Abdurrahman, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir adam Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelip 'Helak oldum!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Seni helak eden de nedir' buyurdu. O, 'Ramazan (ayında) hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav) 'Bir köle azat etmelisin' buyurdu. O 'Bulamam ki' deyince, Rasulullah (sav) 'Peş peşe iki ay oruç tutmalısın' buyurdu. Adam 'Ona da tâkat getiremem' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'O zaman altmış fakiri doyurmalısın' buyurdu. Adam 'Onu da yapamam' deyince, Nebî (sav) 'Otur' buyurdu. Adam da oturdu. O otururken 'arak denilen (hurma dolu) bir sepet getirildi. Rasulullah (sav) adama 'Git, bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Yâ Rasulallah! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki, Medine'nin iki taşlığı arasında bizden daha muhtaç bir ev halkı yoktur' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Al götür bunu ve ailene yedir' buyurdu."
Bize Harmele b. Yahya, ona Abdullah b. Vehb, ona Abdülcebbâr b. Ömer, ona Yahya b. Said, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) '(Bozduğun) orucun yerine bir gün oruç tut' buyurduğunu rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
16463 İM001671 İbn Mâce, Sıyâm, 14


    Öneri Formu
16414 B002319 Buhari, Vekâlet, 16


    Öneri Formu
16449 D002713 Ebu Davud, Cihad, 135


    Öneri Formu
16487 B005352 Buhari, Nafakat, 1


    Öneri Formu
16519 İM001701 İbn Mâce, Sıyâm, 26