Giriş


Açıklama: Hadiste geçen ve 'ihtiyaçtan sonra arda kalandan' şeklinde tercüme ettiğimiz 'مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى' ibaresi, kişinin 'kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını gördükten sonra kalan maldan vereceği sadaka' şeklinde anlaşılmıştır. Zira borcu olan bir kimsenin önce borcunu ödemesi, diğer ihtiyaçlarını gidermesi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseleri başkasına muhtaç etmeyerek onların ihtiyaçlarını giderdikten sonra kalan miktardan sadaka vermesi gerektiği kaydedilmiştir. Bkz. Aynî, Umdetü'l-Kârî, Beyrut: Dâru İhyâi't-Türâsi'l-Arabî, VIII, 293.

    Öneri Formu
16771 B005356 Buhari, Nafakat, 2


    Öneri Formu
16797 B005369 Buhari, Nafakat, 14

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona, Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî, Nebi’den (sav) şuna yakın ve bu manada şu hadisi rivayet etmiştir:
"Şüphesiz Allah (cc), Zekariya oğlu Yahya’ya (as), gereğince amel etmesi, İsrailoğullarına tebliğ edip onların da amel etmeleri için beş şeyi emretmişti: Yahya (as), neredeyse bu emri yerine getirmekte gecikecekken, İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah (cc) senden gereğince amel etmen, İsrailoğullarına da amel etmeleri için beş şeyi onlara emretmeni istemişti. Ya onlara, bu emirleri sen tebliğ edersin ya da ben yaparım.' Bunun üzerine Yahya (as), 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut da azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya dedi ki: 'Allah bana gereğince amel etmem, size de gereğince amel etmenizi bildirmek üzere, şu beş şeyi emretti:
'Onlardan ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın O'na ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali, kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da ona 'Bu benim evim, bu da benim işimdir. Sen işini yap, bana da (kazandığından) öde' demesi, o kölenin ise çalışıp, ödemesini efendisinden başkasına yapması gibidir. Sizden hanginiz kölesinin böyle davranmasını arzu eder?
Allah size namazı da emretti. Namaz kılarken sağa sola dönüp bakmayın. Zira Allah, kulu namazdayken yüzünü başka tarafa çevirmediği sürece, yüzünü kuluna çevirir.
Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali ise, bir topluluk arasında olup, beraberinde herkesin kokusundan çok hoşlandığı içinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan bir adama benzer. Şüphesiz oruçlu kimsenin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur.
Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şuna benzer: Bir adamı düşmanı esir alıp, elini boynuna bağlar ve boynunu da vurmak üzere onu herkesin önüne getirir. O adam onlara 'Ben az çok elimde ne varsa canımın fidyesi olarak verip kurtulmak istiyorum' der ve fidyeyle canını onların ellerinden kurtarır.
Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanın peşinden koşarak takip ettiği bir adama benzer. Bu kimse kaçarken, son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.”
Nebi (sav) da şöyle buyurmuştur:
"Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, dönmesi durumu hariç, boynundan İslam’ın (güven) ipini çıkarmış olur. Cahiliyye davası güden kimse ise cehennemde diz üstü çökecektir. Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa da oruç tutsa da mı?' diye sorunca, Rasulullah (sav) 'Namaz kılsa da oruç tutsa da!' buyurdu ve 'O halde ey Allah'ın kulları! Siz, sizleri müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah’ın davasını güdünüz' buyurdu."
Ebu İsa dedi ki: Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Ebu Sellâm el-Habeşî’nin adı Mamtûr'dur. Bu hadisi Ali b. el-Mübarek de Yahya b. Ebu Kesir’den rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
16669 T002864 Tirmizi, Emsal, 78

Bize Yahya, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Hemmâm, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir:
"Kadın, kocasının kazancın­dan, onun izni olmaksızın infak ettiğinde, bu infakın sevabının yarısı kocaya ait olur."


    Öneri Formu
16780 B005360 Buhari, Nafakat, 5

Bize Kuteybe b. Saîd ve Abdurrahman b. Mübârek, onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Eğer bir Müslüman bir ağaç diker yahut ekin eker de, ondan bir kuş veya insan yahut hayvan yerse, bundan dolayı ona mutlaka sadaka (sevabı) olur.".

Yine bize Müslim, ona Ebân, ona Kâtâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
16933 B002320 Buhari, Muzara't, 1

Bize Musa, ona Mu’temir, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Osman, ona da Abdurrahman b. Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Biz Hz. Peygamber (sav) ile birlikte yüz otuz kişiydik. Hz. peygamber (sav) bize “Birinizin yanında yiyecek var mı?” dedi. Baktık ki birinin yanında bir sâ’ veya buna yakın yiyecek çıktı, hemen bir hamur yoğruldu. Sonra da saçı dağınık, uzun boylu müşrik bir adam koyunlarını sürerek geldi. Hz. Peygamber (sav), ona “satılık mı yoksa bağış mı?” diye sordu. Adam: “satılık” dedi. Hz. peygamber (sav), ondan bir koyun satın aldı. Koyun hemen kesildi ve Allah’ın Rasulü (sav), önce onun karaciğerinin pişirilmesini emretti. Allah’a yemin olsun ki, Nebî (sav) karaciğeri yüz otuz kişinin her birine -orada ise kendisine vererek, değilse payını ayırarak- dağıttı ve (koyunun etini) iki kaba koydu, onların tamamı ondan yedi, hepimiz doyduk hatta iki kaptaki yemek artmıştı, onu da deveye yükledik.
Veya hadisin ravisi buna benzer ifade kullandı.


    Öneri Formu
16869 B005382 Buhari, Et'ıme, 6


    Öneri Formu
16733 T001208 Tirmizi, Buyu, 4


    Öneri Formu
16754 T001218 Tirmizi, Buyu, 10


    Öneri Formu
16760 T002919 Tirmizi, Fezâilü'l-Kur'ân, 20


    Öneri Formu
16795 B005368 Buhari, Nafakat, 13