782 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Ata b. Yezid el-Leys, ona Ebu Eyyûb el-Ensari'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslümanın müslüman kardeşinden üç günden fazla dargın kalması, karşılaştıklarında birbirlerinden yüz çevirmeleri helal değildir. O ikisinden hayırlı olanı ilk selam verendir."
Bize Muhammed b. Hâtim ve Abdurrahman b. Bişr, onlara Behz, onlara Şu'be, onlara Muhammed b. Osman b. Abdullah b. Mevheb ve babası Osman, onlara Musa b. Talha, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir: [Hz. Peygamber (sav) bir seferde iken bir bedevi çıkageldi. Devesinin ipini yahut yularını tuttu ve "Ey Allah'ın Rasulü! -Yahut Ey Muhammed!- Beni cennete yaklaştıracak, cehennemden uzaklaştıracak bir şey söyle bana!" dedi. Hz. Peygamber (sav) bir süre sustu, sonra ashabına baktı ve "Muvaffak oldu -doğru soruyu buldu!-" dedi ve o kişiye "Nasıl soru sormuştun?" diye sordu. O adam sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Allah'a ibadet eder, ona hiç bir şeyi ortak koşmaz, namaz kılar, zekat verir ve akraba ile bağını sıkı tutarsın. Haydi deveyi bırak!" buyurdu.]
Bana Muhammed b. Hâtim ve Abdurrahman b. Bişr, onlara Behz, ona Şu'be, ona Muhammed b. Osman b. Abdullah b. Mevheb ve babası Osman, onlara Musa b. Talha, ona Ebu Eyyub el-Ensârî Hz. Peygamber'den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. [İlgili hadis şöyle] “Hz. Peygamber (sav) bir seferde iken bir bedevi çıkageldi. Devesinin yedeğini yahut yularını tuttu ve ‘Ey Allah'ın Resulü! -Yahut Ey Muhammed!- Beni cennete yaklaştıracak, cehennemden uzaklaştıracak bir şey söyle bana!" dedi. Hz. Peygamber (sav) bir süre sustu, sonra ashâbına baktı ve ‘Muvaffak oldu -doğru soruyu buldu-‘ dedi ve o kişiye "Nasıl [Ne] sormuştun?" diye sordu. O adam sorusunu tekrarladı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ‘Allah'a ibadet eder, ona hiç bir şeyi ortak koşmaz, namaz kılar, zekat verir ve akraba ile bağını sıkı tutarsın. Haydi deveyi bırak!’ buyurdu.”
Bize Ali b. Asım, ona Abdullah b. Osman b. Huseym, ona Osman b. Cübeyr, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygambere (sav) geldi ve "Ey Allah'ın rasûlü! az ama öz bir tavsiyede bulun" dedi. Hz. Peygamber (sav) de "Namaza durduğunda dünyaya veda eden kişi gibi namazını kıl. Konuştuğun zaman özür dilemene sebep olacak şeyler söyleme. İnsanların sahip olduğu şeylere karşı hiç bir beklenti içine girme."
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, Hayve b. Şurayh ve İbn Lehîa' o ikisine Yezid b. Ebu Habib, ona Eslem Ebu İmran şöyle dedi: "Biz Medine'den, İstanbul'u fethetme arzusu ile savaşa çıktık. Ordunun başında Abdurrahman b. Halid b. el-Velîd vardı. Rumlar ise sırtlarını şehrin surlarına dayamışlardı. Derken bir adam düşman üzerine atıldı. Bunun üzerine insanlar geri dur, geri dur! Lâ ilahe illallah, kendi eliyle kendini tehlikeye atıyor! dediler. Bu söz üzerine Ebu Eyyüb (ra) şöyle dedi: Bu ayet, biz Ensâr topluluğu hakkında indi. Allah, Peygamber'ine (sav) yardım edip İslamiyet'i galip kılınca; Haydi gelin artık mallarımız ile meşgul olalım, onları işlek hale getirelim demiştik. Bunun üzerine Allah Teâlâ: "Allah yolunda harcayın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın!"[Bakara, 2/195] ayetini indirdi. Kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmak demek; mallarımız ile meşgul olup, onları çalıştıracağız derken, cihadı terk etmemiz demektir. " [Ebu İmran devamla dedi ki: Ebu Eyyüb vefat edip İstanbul'a defnedilinceye kadar Allah yolunda cihada devam etti.]