Öneri Formu
Hadis Id, No:
209810, İHS000373
Hadis:
373 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ سَلْمٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ، حَدَّثَنِي أَبُو كَثِيرٍ السُّحَيْمِيُّ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ: سَأَلْتُ أَبَا ذَرٍّ، قُلْتُ: دُلَّنِي عَلَى عَمَلٍ إِذَا عَمِلَ الْعَبْدُ بِهِ دَخَلَ الْجَنَّةَ، قَالَ: سَأَلْتُ عَنْ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فقَالَ: «يُؤْمِنُ بِاللَّهِ»، قَالَ: فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ مَعَ الْإِيمَانِ عَمَلًا؟، قَالَ: «يَرْضَخُ مِمَّا رَزَقَهُ اللَّهُ» قُلْتُ: وَإِنْ كَانَ مُعْدَمًا لَا شَيْءَ لَهُ؟، قَالَ: «يَقُولُ مَعْرُوفًا بِلِسَانِهِ»، قَالَ: قُلْتُ: فَإِنْ كَانَ عَيِيًّا لَا يُبْلِغُ عَنْهُ لِسَانُهُ؟، قَالَ: «فَيُعِينُ مَغْلُوبًا» قُلْتُ: فَإِنْ كَانَ ضَعِيفًا لَا قُدْرَةَ لَهُ؟، قَالَ: «فَلْيَصْنَعْ لِأَخْرَقَ» قُلْتُ: وَإِنْ كَانَ أَخْرَقَ؟، قَالَ: فَالْتَفَتَ إِلَيَّ وَ، قَالَ: «مَا تُرِيدُ أَنْ تَدَعَ فِي صَاحِبِكَ شَيْئًا مِنَ الْخَيْرِ، فَلْيَدَعِ النَّاسَ مِنْ أَذَاهُ» فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ، إِنَّ هَذِهِ كَلِمَةُ تَيْسِيرٍ؟، فقَالَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ، مَا مِنْ عَبْدٍ يَعْمَلُ بِخَصْلَةٍ مِنْهَا، يُرِيدُ بِهَا مَا عِنْدَ اللَّهِ، إِلَّا أَخَذَتْ بِيَدِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، حَتَّى تُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ» ص:97 قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: أَبُو كَثِيرٍ السُّحَيْمِيُّ اسْمُهُ يَزِيدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُذَيْنَةَ، مِنْ ثِقَاتِ أَهْلِ الْيَمَامَةِ.
Tercemesi:
Bize Abdullâh İbn Muhammed İbn Selm haber verdi: Bize Abdurrahmân İbn İbrâhîm anlattı: Bize el-Velîd anlattı: Bize el-Evzâî anlattı: Ebû Kesîr es-Süheymî bana, babasının şöyle dediğini anlattı:
Ebû Zer'e sordum: Bana, bir kulun işlediğinde, Cennet'e gireceği bir işi tarif eder misin! Dedi ki: Allâh'ın Elçisi (sas)'e aynısını sormuştum; şöyle buyurmuştu:
-Allâh'a inanır.
-Ey Allâh'ın Elçisi, inanmakla birlikte ibadet etmesi de gerekmez mi?
-Allâh'ın kendisine verdiklerinden küçük bir sadaka verir.
-Peki, ya yoksul biriyse, hiçbir şeyi yoksa?
-O takdirde diliyle doğru söz söyler.
-Peki, ya istediğini dile getiremeyen biriyse?
-O takdirde bir ezilmişe yardım eder.
-Peki, ya bunu yapamayacak kadar güçsüz biriyse?
-Beceriksiz birine iş görür.
-Peki, ya kendisi beceriksizin tekiyse?
Ebû Zer devamla şöyle anlattı: Bana döndü ve dedi ki: Sen arkadaşında hayırdan yana bir şey bırakmak istemiyorsun!? Bari insanları rahatsız etmesin! Bunun üzerine: Ey Allâh'ın Elçisi, bu bir kolaylaştırma mı? diye sordum. Şöyle cevap verdi: Canımı elinde tutana yemin olsun ki, bunlardan birini, Allâh'ın katındakini umarak işleyen bir kul olmaz ki, bu yaptığı, Kıyâmet günü, onu elinden tutup Cennet'e sokmasın.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân): Ebû Kesîr es-Süheymî'nin adı, Yezîd İbn Abdurrahmân İbn Ezîne'dir; Yemâme halkının hadiste güvenilirlerindendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 373, 2/96
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
Konular: