Öneri Formu
Hadis Id, No:
213517, İHS000856
Hadis:
856 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ أَبِي عَوْنٍ الرَّيَّانِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ رَبِّهِ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْفُضَيْلُ بْنُ عِيَاضٍ، عَنِ الْأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ لِلَّهِ مَلَائِكَةً فُضُلًا عَنْ كُتَّابِ النَّاسِ، يَمْشُونَ فِي الطُّرُقِ، يَلْتَمِسُونَ الذِّكْرَ، فَإِذَا رَأَوْا أَقْوَامًا يَذْكُرُونَ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى تَنَادَوْا: هَلُمُّوا إِلَى حَاجَاتِكُمْ، فَيَحُفُّونَ بِأَجْنِحَتِهِمْ إِلَى السَّمَاءِ، فَيَسْأَلُهُمْ رَبُّهُمْ جَلَّ وَعَلَا، وَهُوَ أَعْلَمُ بِهِمْ، فَيَقُولُ: عِبَادِي مَا يَقُولُونَ؟ فَيَقُولُونَ: يَا رَبِّ، يُسَبِّحُونَكَ وَيَحْمَدُونَكَ، فَيَقُولُ: هَلْ رَأَوْنِي؟ فَيَقُولُونَ: لَا، فَيَقُولُ: كَيْفَ لَوْ رَأَوْنِي؟ فَيَقُولُونَ: لَوْ رَأَوْكَ لَكَانُوا أَشَدَّ تَسْبِيحًا وَتَمْجِيدًا وَتَكْبِيرًا وَتَحْمِيدًا، فَيَقُولُ: مَاذَا يَسْأَلُونَ؟ فَيَقُولُونَ: يَسْأَلُونَكَ يَا رَبِّ الْجَنَّةَ، فَيَقُولُ لَهُمْ: هَلْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَا، فَيَقُولُ: كَيْفَ لَوْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَوْ قَدْ رَأَوْهَا كَانُوا أَشَدَّ طَلَبًا وَأَشَدَّ حِرْصًا، فَيَقُولُ: فَمِمَّ يَتَعَوَّذُونَ؟ فَيَقُولُونَ: يَتَعَوَّذُونَ بِكَ مِنَ النَّارِ، فَيَقُولُ: فَهَلْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَا، فَيَقُولُ: كَيْفَ لَوْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَوْ قَدْ رَأَوْهَا كَانُوا أَشَدَّ تَعَوُّذًا، فَيَقُولُ: فَإِنِّي أُشْهِدُكُمْ أَنِّي قَدْ غَفَرْتُ لَهُمْ».
Tercemesi:
Bize Muhammed İbn Ahmed İbn Ebu Avn er-Reyyânî haber verdi: Bize Muhammed İbn Abdu Rabbih Ebu Nemîle anlattı: El-Fudayl İbn Iyaz bize el-A'meş'ten o da Ebu Salih'ten o da Ebu Hureyre'den anlattı: Allah'ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Allah'ın, insanları yazan meleklerinden ayrı olarak, Allah'ı anıldığı yerleri aramak üzere yollarda gezen melekleri vardır. Allah Tebareke ve Teâla'yı anan bir topluluk gördükleri zaman, birbirlerine şöyle seslenirler: Gelin, aradığımız burada! Bunun üzerine kanatlarıyla göğe dek onların çevresini kuşatırlar. Sonra Rableri Celle ve Alâ kendisi en iyi bildiği halde onlara şöyle sorar:
-Kullarım ne diyorlar?
-Ey rabbimiz, seni tesbih ediyorlar, sana hamd ediyorlar.
-Beni gördüler mi?
-Hayır.
-Peki, ya beni görmüş olsalardı?
-Seni görmüş olsalardı, daha çok tesbih eder, kutsar, yüceltir ve sana hamd ederlerdi.
-Peki, ne istiyorlar?
-Ey rabbimiz, senden cennet'i istiyorlar.
-Onlar cenneti gördüler mi ki?
-Hayır.
-Peki, ya görmüş olsalardı?
-Eğer görmüş olsalardı, istemekte daha arzulu ve daha kararlı olurlardı.
-Peki, hangi şeyden bana sığınıyorlar?
-Sana Ateş'ten sığınıyorlar.
-Onlar Ateş'i gördüler mi ki?
-Hayır.
-Peki, ya görmüş olsalardı?
-Onu görmüş olsalardı, ondan sana daha çok sığınırlardı.
-Tanık olun, Ben onları bağışladım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 856, 3/137
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular: