Öneri Formu
Hadis Id, No:
239718, İHS006182
Hadis:
6182 - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ الْحُسَيْنِ بْنِ سُلَيْمَانَ، بِالْفُسْطَاطِ، حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَعْقُوبَ الْجَوْزَجَانِيُّ، حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ، حَدَّثَنَا عَزْرَةُ بْنُ ثَابِتٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ عُقَيْلٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ، عَنْ أَبِي الْأَسْوَدِ الدِّيلِيِّ، قَالَ: قَالَ لِي عِمْرَانُ بْنُ حُصَيْنٍ: يَا أَبَا الْأَسْوَدِ أَرَأَيْتَ مَا يَعْمَلُ النَّاسُ الْيَوْمَ وَيَكْدَحُونَ فِيهِ، أَشَيْءٌ قُضِيَ عَلَيْهِمْ وَمَضَى أَوْ فِيمَا يَسْتَقْبِلُونَ مِمَّا أَتَاهُمْ بِهِ نَبِيُّهُمْ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، وَاتُّخِذَتْ بِهِ الْحُجَّةُ عَلَيْهِمْ؟ فَقُلْتُ: بَلْ شَيْءٌ قُضِيَ عَلَيْهِمْ وَمَضَى عَلَيْهِمْ.
قَالَ: فَيَكُونُ ذَلِكَ ظُلْمًا؟ قَالَ: فَفَزِعْتُ مِنْ ذَلِكَ فَزَعًا شَدِيدًا، فَقُلْتُ: إِنَّهُ لَيْسَ شَيْءٌ إِلَّا خَلْقُ اللَّهِ وَمِلْكُ يَدِهِ، مَا يُسْأَلُ عَمَّا يَفْعَلُ وَهُمْ يَسْأَلُونَ، فَقَالَ عِمْرَانُ: سَدَّدَكَ اللَّهُ أَوْ وَفَّقَكَ اللَّهُ، أَمَا وَاللَّهِ مَا سَأَلْتُكَ إِلَّا لِأَحْزِرَ عَقْلَكَ إِنَّ رَجُلًا مِنْ مُزَيْنَةَ أَتَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ مَا يَعْمَلُ النَّاسُ الْيَوْمَ وَيَكْدَحُونَ فِيهِ، أَشَيْءٌ قُضِيَ عَلَيْهِمْ وَمَضَى عَلَيْهِمْ، أَوْ فِيمَا يَسْتَقْبِلُونَ مِمَّا أَتَاهُمْ بِهِ نَبِيُّهُمْ وَاتُّخِذَتْ عَلَيْهِمْ بِهِ الْحُجَّةُ؟ فَقَالَ: "بَلْ شَيْءٌ قُضِيَ عَلَيْهِمْ وَمَضَى عَلَيْهِمْ"، قَالَ: فَلِمَ نَعْمَلُ إِذًا؟ قَالَ: "مَنْ كَانَ اللَّهُ خَلَقَهُ لِوَاحِدَةٍ مِنَ الْمَنْزِلَتَيْنِ فَهُوَ يُسْتَعْمَلُ لَهَا، وَتَصْدِيقُ ذَلِكَ فِي كِتَابِ اللَّهِ: {وَنَفَسٍ وَمَا سَوَّاهَا فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَا} الشمس: 8"
Tercemesi:
Bize Ali b. Hüseyin b. Süleyman, ona İbrahim b. Yakub el-Cevzecânî, ona Osman b. Ömer, ona Azra b. Sabit, ona Yahya b. Ukayl, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ebü'l-Esved ed-Düelî şöyle söylemiştir: Bana İmran b. Husayn dedi ki, insanların bugün yaptıkları ameller ve çabaladıkları şeyler hakkında ne düşünüyorsun? Bunlar onlar hakkında verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm müdür? yoksa Peygamberlerinin getirdiği ve amel etmelerini gerektirecek delillerle karşılaşmalarıyla mı ilgilidir? Ben insanların yaptıkları amellerin kesinleşmiş ve ezelden takdir edilmiş olduğunu söyledim. İmran 'Öyleyse bu zulüm olmuyor mu? Bundan dolayı dehşete kapıldım' dedi. Ben de her şeyi Allah'ın yarattığını ve her şeyin onun tasarrufunda olduğunu, Allah'ın fiillerinden dolayı sorguya çekilemeyeceğini fakat insanların yaptıklarından dolayı hesaba çekileceğini söyledim. Bunun üzerine bana 'Allah seni affetsin veya Allah seni muvaffak kılsın. Ben bunları sadece seni sınamak için sormuştum.' dedi ve ekledi: (Bir gün) Müzeyne kabilesinden bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek şöyle dedi: Ya Rasulallah! İnsanların bugün yaptıkları ameller ve çabaladıkları şeyler hakkında ne düşünüyorsun? Bunlar onlar hakkında verilmiş ve kesinleşmiş bir hüküm müdür? Yoksa Peygamberlerinin getirdiği ve amel etmelerini gerektirecek delillerle karşılaşmalarıyla mı ilgilidir? Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hayır, bu ezelden takdir edilmiş ve verilmiş bir hükümdür." Adam o halde niçin amel ediyoruz dedi. Hz. Peygamber de (sav) "Allah bir kimseyi iki varış yerinden hangisi için yaratmışsa o kişi ona göre amel ettirilir. Allah'ın kitabındaki ‘Nefse ve onu şekillendirene, sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and oslun' (eş-Şems, 91/7-8) ayeti de bunu tasdik etmektedir." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tarih 6182, 14/60
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
Konular:
Kader, amel, ilm-i ezelîye rağmen amel
Kader, kader-amel ilişkisi
KTB, KADER