Giriş

Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, ona Ebû Muâviye ve Vekî, ona A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştur: "Bu ikisi azap görüyorlar. Hem de çok büyük bir şeyden dolayı değil. Onlardan biri (hacet giderirken) üzerine idrar sıçramasından sakınmazdı. Diğeri ise insanlar arasında laf taşırdı."


Açıklama: Bu konu ile ilgili hadislerde iki farklı fiil kullanılmaktadır. Biri burada olduğu gibi sakınmazdı anlamına gelen "lâ yestenzihu" fiili, diğeri de örtünmezdi anlamına gelen "lâ yestetiru" fiili. Bunların Arapça olarak yazılışı birbirine benzemektedir. Eğer Hz. Peygamber her iki fiili de kullanmadı ise, burada ravilerden veya Arap alfabesinden kaynaklanan bir hatadan söz etmek gerekir. İkisinden birini tercih etmek gerekirse, "lâ yestetiru" şeklini tercih etmek daha makul gözükmektedir. Bilindiği üzere o dönemde tuvalet ihtiyacını gidermek için kapalı bir mekân yoktu. Rasûlullah'ın (sav) ve ashabın huzurunda Mescid-i Nebî'de idrarını yapan bir bedevînin varlığı bilinen bir husustur. Dolayısıyla insanlar bu ihtiyaçlarını açık alanda gideriyorlardı. Muhtemelen bu esnada insanların pek çoğu sütre kullanmak, bir tepenin veya bir ağacın gerisine gitmek, yani mahremiyete dikkat etmek alışkanlığına da sahip değildi. Bundan dolayı Hz. Peygamber'in abdest bozarken mahremiyete dikkat edilmesini kastetmiş olma ihtimali daha fazladır. Doğru olan, her iki hususu göz önünde bulundurmaktır, yani hem idrar damlalarının üstümüze bulaşmasından sakınmak ve hem de mahremiyete dikkat etmek gerekir. Zaten Hz. Peygamber'in maksadı da bu olmalıdır.

    Öneri Formu
274654 İM000347-2 İbn Mâce, Tahâret, 26

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Ebû Muâviye ve Vekî’, onlara el-A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvûs, ona da İbn Abbâs (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) iki mezarın yanından geçmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Bu ikisi azap görüyorlar, hem de çok büyük bir şeyden dolayı değil. Onlardan biri idrarından sakınmıyordu, diğeri ise insanlar arasında laf taşıyordu."


    Öneri Formu
9245 İM000347 İbn Mâce, Tahâret, 26