Giriş

Bize Muhammed b. Beşşar ve Muhammed b. Yahya, onlara Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Abdülaziz b. Abdülmelik b. Ebu Mahzure, ona da Abdullah b. Muhayrîz şöyle anlatmıştır (adı geçen Abdullah, Ebu Mahzure b. Mi'yer'in velayetinde yetişen bir yetimdi):

Ebu Mahzure beni Şam'a göndereceği zaman ona şöyle dedim: 'Amca! Biliyorsun Şam'a gittiğimde oradaki insanlar senin nasıl ezan okuduğunu soracaklar, ne söyleyeyim?' dedim. Bunun üzerine Ebu Mahzure şunları anlattı:

'Bir zamanlar ben de bir toplulukla birlikte yola çıkmıştım. Yolun bir yerinde Hz. Peygamber'in (sav) müezzini O'nun yanında namaz için ezan okumaya başladı. O sırada onlardan uzakta, bir kenardaydık. Müezzini duyunca, onun söylediklerini yüksek sesle tekrar edip alay etmeye başladık. Bizi duyan Rasulullah (sav) yanımıza birilerini gönderip huzuruna çağırdı. Adamlar bizi alıp onun huzuruna götürüp oturttular. Rasulullah (sav): 'O yüksek sesle okuyan hanginizdi bakayım?' diye sordu. Arkadaşlarımın hepsi beni gösterdiler, haklıydılar da! Bunun üzerine Rasûlullah (sav) beni alıkoyup diğerlerini gönderdi. Sonra bana: 'Kalk, bir ezan oku bakayım!' buyurdu. Hemen ayağa kalktım, o esnada Allah'ın Rasulü'nden ve bana emrettiği ezandan nefret ettiğim kadar hiç bir şeyden nefret etmiyordum.

Hz. Peygamber'in (sav) önünde ayağa kalktım. Allah'ın Rasulü (sav) bana ezanı bizzat öğretti. Şöyle dememi istedi:
'Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim.' Sonra bana dedi ki: "Burayı alçak sesle tekrar et (terci yap). Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim.

Haydi namaza! Haydi namaza! Haydi kurtuluşa! Haydi kurtuluşa! Allah en büyüktür! Allah en büyüktür! Allah'tan başka ilah yoktur!"

Ezanı bitirdiğim zaman Rasulullah (sav) beni çağırdı ve içinde bir miktar gümüş olan bir kese verdi. Sonra elini alnıma koydu, oradan aşağı indirip yüzüme sürdü, sonra göğsüme oradan göbeğime kadar elini indirdi ve sıvazladı. Sonra da: "Allah sana iyilik versin ve bereketini üzerinden eksik etmesin!" buyurdu. Ben de: 'Ey Allah'ın Rasulü! Emredin de Mekke'de ezan okuma görevi benim olsun!' dedim. O da: 'Öyle olsun, bu görevi sana verdim' buyurdu. O anda Rasulullah'a (sav) karşı hissettiğim bütün nefret birden sevgiye dönüştü. Sonra Efendimizin (sav) Mekke valisi Attab b. Esîd'in yanına vardım ve Efendimizin emri gereği Attab'ın yanında ezanı ben okudum.
Ebu Mahzure'ye yetişen bir başka şahıs daha, Abdullah b. Muhayrîz'in anlattığı gibi bu hadisi bana anlatmıştır.


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
10533 İM000708 İbn Mâce, Ezân, 2

Bize Muhammed b. Beşşar ve Muhammed b. Yahya, onlara Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona Abdülaziz b. Abdülmelik b. Ebu Mahzure, ona da Ebu Mahzure b. Mi'yer'in gözetiminde yetişen bir yetim olan Abdullah b. Muhayriz şöyle demiştir:

Ebu Mahzure beni Şam'a göndereceği zaman ona şöyle dedim: 'Amca, Şam'a gidiyorum ama biliyorum ki oradakiler senin nasıl ezan okuduğunu soracaklar, ne diyeyim?' Bunun üzerine Ebu Mahzure şu olayı anlattı:

"Bir zamanlar bir grupla birlikte yola çıkmıştım. Yolun bir yerinde Hz. Peygamber'in (sav) müezzini O'nun yanında namaz için ezan okumaya başladı. Uzakta saklandığımız yerde müezzinin sesini duyunca, okuyuşuyla alay etmek için kendi kendimize bağırarak onun söylediklerini tekrar etmeye başladık. Rasulullah (sav) sesimizi işitince adam gönderip bizi yanına çağırdı, huzuruna çıkarıldık. Bize: 'Bağırarak okuyan hanginizdi?' diye sordu: Arkadaşlarımın hepsi beni gösterdiler, haksız da değillerdi! Bunun üzerine Rasulullah (sav) beni alıkoyup diğerlerini gönderdi. Sonra bana: 'Kalk da, ezan oku!' buyurdu. Hemen ayağa kalktım ama o esnada Allah'ın Rasulü'nden ve bana emrettiği ezandan nefret ettiğim kadar hiç bir şeyden nefret etmiyordum.
Hz. Peygamber'in (sav) önünde ayağa kalktım. Allah'ın Rasulü (sav) bana ezan lafızlarını bizzat şöyle okuyarak öğretti ve tekrarlamamı istedi:
"Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim." Sonra bana dedi ki: 'Bu kısmı alçak sesle bir daha söyle (terci yap)':. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulu olduğuna şahitlik ederim.
Haydi namaza. Haydi namaza. Haydi kurtuluşa. Haydi kurtuluşa. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah yoktur."

Ezanı bitirdiğim zaman beni çağırdı ve içinde bir miktar gümüş olan bir kese verdi. Sonra elini alnıma koydu, alnımdan yüzüme, oradan aşağıya doğru, göğsümün üzerinden göbeğime kadar sürdü. Sonra da: "Allah seni mübarek kılsın, bereket üzerinden eksik olmasın" buyurdu. Ben de: 'Ey Allah'ın Rasulü! Emredin Mekke'de ezanı ben okuyayım' dedim. O da: "Pekâlâ, seni bu işle görevlendirdim" buyurdu. Artık Peygamber'e (sav) karşı duyduğum nefret, tamamen kaybolmuş, yerini sevgiye bırakmıştı.
Sonra ben Hz. Peygamber'in (sav) Mekke valisi Attab b. Esid'in yanına vardım vee Efendimizin emri gereği Attab'ın yanında ezanı ben okudum."

Bu hadisi bize Ebu Mahzure'ye yetişen bir kimse, Abdulllah b. Muhayr^îz'in haber verdiği gibi aktarmıştır.


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
276107 İM000708-2 İbn Mâce, Ezân, 2

Bize Muhammed b. Beşşar ve Muhammed b. Yahya, onlara Ebu Asım (Dahhak b. Mahled), ona İbn Cüreyc (el-Mekkî), ona Abdülaziz b. Abdülmelik b. Ebu Mahzure, ona da Abdullah b. Muhayrîz şöyle anlatmıştır (adı geçen Abdullah, Ebu Mahzure b. Mi'yer'in velayetinde yetişen bir yetimdi):

Ebu Mahzure beni Şam'a göndereceği zaman ona şöyle dedim: 'Amca! Biliyorsun Şam'a gittiğimde oradaki insanlar senin nasıl ezan okuduğunu soracaklar, ne söyleyeyim?' dedim. Bunun üzerine Ebu Mahzure şunları anlattı:

'Bir zamanlar ben de bir toplulukla birlikte yola çıkmıştım. Yolun bir yerinde Hz. Peygamber'in (sav) müezzini O'nun yanında namaz için ezan okumaya başladı. O sırada onlardan uzakta, bir kenardaydık. Müezzini duyunca, onun söylediklerini yüksek sesle tekrar edip alay etmeye başladık. Bizi duyan Rasulullah (sav) yanımıza birilerini gönderip huzuruna çağırdı. Adamlar bizi alıp onun huzuruna götürüp oturttular. Rasulullah (sav): 'O yüksek sesle okuyan hanginizdi bakayım?' diye sordu. Arkadaşlarımın hepsi beni gösterdiler, haklıydılar da! Bunun üzerine Rasûlullah (sav) beni alıkoyup diğerlerini gönderdi. Sonra bana: 'Kalk, bir ezan oku bakayım!' buyurdu. Hemen ayağa kalktım, o esnada Allah'ın Rasulü'nden ve bana emrettiği ezandan nefret ettiğim kadar hiç bir şeyden nefret etmiyordum.

Hz. Peygamber'in (sav) önünde ayağa kalktım. Allah'ın Rasulü (sav) bana ezanı bizzat öğretti. Şöyle dememi istedi: 'Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah en büyüktür. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın rasulü olduğuna şahitlik ederim.' Sonra bana dedi ki: "Bu kısmı alçak sesle tekrar et (terci yap). Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Allah'tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Muhammed'in, Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederim. Haydi namaza! Haydi namaza! Haydi kurtuluşa! Haydi kurtuluşa! Allah en büyüktür! Allah en büyüktür! Allah'tan başka ilah yoktur!"
Ezanı bitirdiğim zaman Rasulullah (sav) beni çağırdı ve içinde bir miktar gümüş olan bir kese verdi. Sonra elini alnıma koydu, oradan aşağı indirip yüzüme sürdü, sonra göğsüme oradan göbeğime kadar elini indirdi ve sıvazladı. Sonra da: "Allah sana iyilik versin ve bereketini üzerinden eksik etmesin!" buyurdu. Ben de: 'Ey Allah'ın Rasulü! Emredin de Mekke'de ezan okuma görevi benim olsun!' dedim. O da: 'Öyle olsun, bu görevi sana verdim' buyurdu. O anda Rasulullah'a (sav) karşı hissettiğim bütün nefret birden sevgiye dönüştü. Sonra Efendimizin (sav) Mekke valisi Attab b. Esîd'in yanına vardım ve Efendimizin emri gereği Attab'ın yanında ezanı ben okudum.
Ebu Mahzure'ye yetişen bir başka şahıs daha, Abdullah b. Muhayrîz'in anlattığı gibi bu hadisi bize anlatmıştır.


Açıklama: 1. Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir. 2. Bu olay Mekke'nin fethinden kısa süre sonra gerçekleşmiştir. Mekke fethedildiği zaman müslüman olan Ebu Mahzure ve arkadaşları, İslam'a ve müslümanlara henüz yeterince ısınamadıkları için ve biraz da gençliklerinin verdiği heyecana mağlup olarak, ezanla ve müezzinle bu şekilde alay etmişlerdir. Ancak bu olay, kendisinin Mekke'ye müezzin tayin edilmesi gibi hayırlı bir sonuca götürmüştür.

    Öneri Formu
279812 İM000708-2 İbn Mâce, Ezân, 2