حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ أَبَا جَهْمِ بْنَ حُذَيْفَةَ مُصَدِّقًا فَلاَجَّهُ رَجُلٌ فِى صَدَقَتِهِ فَضَرَبَهُ أَبُو جَهْمٍ فَشَجَّهُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا الْقَوَدَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَكُمْ كَذَا وَكَذَا » . فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ « لَكُمْ كَذَا وَكَذَا » . فَرَضُوا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنَّ هَؤُلاَءِ اللَّيْثِيِّينِ أَتَوْنِى يُرِيدُونَ الْقَوَدَ فَعَرَضْتُ عَلَيْهِمْ كَذَا وَكَذَا أَرَضِيتُمْ » . قَالُوا لاَ . فَهَمَّ بِهِمُ الْمُهَاجِرُونَ فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَكُفُّوا فَكَفُّوا ثُمَّ دَعَاهُمْ فَزَادَهُمْ فَقَالَ « أَرَضِيتُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ « إِنِّى خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ « أَرَضِيتُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ ابْنُ مَاجَهْ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ يَحْيَى يَقُولُ تَفَرَّدَ بِهَذَا مَعْمَرٌ لاَ أَعْلَمُ رَوَاهُ غَيْرُهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28341, İM002638
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ أَبَا جَهْمِ بْنَ حُذَيْفَةَ مُصَدِّقًا فَلاَجَّهُ رَجُلٌ فِى صَدَقَتِهِ فَضَرَبَهُ أَبُو جَهْمٍ فَشَجَّهُ فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا الْقَوَدَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لَكُمْ كَذَا وَكَذَا » . فَلَمْ يَرْضَوْا فَقَالَ « لَكُمْ كَذَا وَكَذَا » . فَرَضُوا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنِّى خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « إِنَّ هَؤُلاَءِ اللَّيْثِيِّينِ أَتَوْنِى يُرِيدُونَ الْقَوَدَ فَعَرَضْتُ عَلَيْهِمْ كَذَا وَكَذَا أَرَضِيتُمْ » . قَالُوا لاَ . فَهَمَّ بِهِمُ الْمُهَاجِرُونَ فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَكُفُّوا فَكَفُّوا ثُمَّ دَعَاهُمْ فَزَادَهُمْ فَقَالَ « أَرَضِيتُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ « إِنِّى خَاطِبٌ عَلَى النَّاسِ وَمُخْبِرُهُمْ بِرِضَاكُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . فَخَطَبَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ « أَرَضِيتُمْ » . قَالُوا نَعَمْ . قَالَ ابْنُ مَاجَهْ سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ يَحْيَى يَقُولُ تَفَرَّدَ بِهَذَا مَعْمَرٌ لاَ أَعْلَمُ رَوَاهُ غَيْرُهُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Âîşe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Ebu Cehm b. Huzeyfe'yi zekât tahsildarı olarak (taşraya) gönderdi. Bir adam zekâtı hakkında Ebû Cehm ile münâkaşa ediyor. Bunun üzerine Ebu Cehm onu dövüp başını kırıyor. Sonra adamın yalanlan Peygamber'e (sav) gelerek: Yâ Rasulullah! Kısas (yâni misilleme istiyoruz), dediler. Peygamber (sav) (onlara): "Size şu kadar (mal verilsin)," buyurdu. Adamlar razı olmadılar. Resûl-i Ekrem (sav): "(Ödenecek tazminat miktarını artırarak) size şu kadar (mal verilsin)" buyurdu. Adamlar razı oldular. Bunun üzerine Peygamber (sav) (adamlara): "Benc(öğleden sonra) halka hitabede bulunacağım ve sizin razı olduğunuzu onlara bildireceğim," buyurdu. Adamlar: Evet, dediler. Buna binâen Peygamber (sav) (cemaate) bir konuşma yaptı ve (bu arada): "Şu Leysîler kısas talebinde bulunmak üzere bana baş vurdular. Ben onlara (kısas yerine) şu kadar (tazminat) teklif ettim," buyurdu. (Sonra onlara dönüp): Razı oldunuz mu? dedi. Adamlar; Hayır, dediler. Bunun üzerine muhacirler onları menetmek istediler. Fakat Peygamber (sav) muhacirlerin vazgeçmelerini emretti. Muhacirler de vazgeçtiler. Sonra Resûl-i Ekrem (sav) onları çağırdı ve kendilerine verilecek mal miktarını artırdı. Sonra (onlara); "Razı oldunuz mu?" buyurdu. Adamlar: Evet, deyince. Resûl-i Ekrem (sav): "Ben halka konuşma yapacağım ve sizin razı olduğunuzu onlara haber vereceğim," buyurdu. Adamlar; Peki, dediler. Sonra Peygamber (sav) halka konuşma yaptı. Sonra (adamlara): "Razı oldunuz mu?" buyurdu. Adamlar da: Evet, dediler. İbn Mâce dedi ki: Ben, Muhammed b. Yahya'dan şu sözleri işittim. Bu hadisi yalnız Ma'mer rivayet etti. Kendisinden başka kimselerin bunu rivayet ettiklerini bilmiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Diyât 10, /427
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Yargı, diyet, azaların
Yargı, Kısas