Açıklama: Hadis, sahip olunan nimetlerin değerini bilmeyi ve fakirliğin ahiretteki derecesi hakkında bilgi vermektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32407, İM004303
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ خَالِدٍ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُهَاجِرٍ حَدَّثَنِى الْعَبَّاسُ بْنُ سَالِمٍ الدِّمَشْقِىُّ نُبِّئْتُ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ الْحَبَشِىِّ قَالَ بَعَثَ إِلَىَّ عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ فَأَتَيْتُهُ عَلَى بَرِيدٍ فَلَمَّا قَدِمْتُ عَلَيْهِ قَالَ لَقَدْ شَقَقْنَا عَلَيْكَ يَا أَبَا سَلاَّمٍ فِى مَرْكَبِكَ . قَالَ أَجَلْ وَاللَّهِ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ . قَالَ وَاللَّهِ مَا أَرَدْتُ الْمَشَقَّةَ عَلَيْكَ وَلَكِنْ حَدِيثٌ بَلَغَنِى أَنَّكَ تُحَدِّثُ بِهِ عَنْ ثَوْبَانَ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْحَوْضِ فَأَحْبَبْتُ أَنْ تُشَافِهَنِى بِهِ . قَالَ فَقُلْتُ حَدَّثَنِى ثَوْبَانُ مَوْلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ حَوْضِى مَا بَيْنَ عَدَنَ إِلَى أَيْلَةَ أَشَدُّ بَيَاضًا مِنَ اللَّبَنِ وَأَحْلَى مِنَ الْعَسَلِ أَكَاوِيبُهُ كَعَدَدِ نُجُومِ السَّمَاءِ مَنْ شَرِبَ مِنْهُ شَرْبَةً لَمْ يَظْمَأْ بَعْدَهَا أَبَدًا وَأَوَّلُ مَنْ يَرِدُهُ عَلَىَّ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ الدُّنْسُ ثِيَابًا وَالشُّعْثُ رُءُوسًا الَّذِينَ لاَ يَنْكِحُونَ الْمُنَعَّمَاتِ وَلاَ يُفْتَحُ لَهُمُ السُّدَدُ » . قَالَ فَبَكَى عُمَرُ حَتَّى اخْضَلَّتْ لِحْيَتُهُ ثُمَّ قَالَ لَكِنِّى قَدْ نَكَحْتُ الْمُنَعَّمَاتِ وَفُتِحَتْ لِىَ السُّدَدُ لاَ جَرَمَ أَنِّى لاَ أَغْسِلُ ثَوْبِى الَّذِى عَلَى جَسَدِى حَتَّى يَتَّسِخَ وَلاَ أَدْهُنُ رَأْسِى حَتَّى يَشْعَثَ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Halid ed-Dımeşkî, ona Mervan b. Muhammed, ona Muhammed b. Muhacir, ona el-Abbas b. Salim ed-Dımeşkî, ona da Ebu Sellâm el-Hubşî (Habeşî) anlatıyor: (Halife) Ömer b. Abdülaziz bana haber göndererek yanına çağırttı. Ben de posta hayvanı (katır sırtında) onun yanına gittim. Nihayet yanına vardığım zaman (bana):
Ya Ebu Sellâm! Bineğe binip buraya getirmek için sana cidden meşakkat verdik, söyledi. Ebu Sellâm da: Vallahi doğrudur, Ya Emîre’l-Mü'minin, dedi. Ömer b. Abdülaziz: Allah'a yemin ederim ki, sana meşakkat vermek istemedim. Fakat (kevser) havuzu hakkında Rasulullah'ın (sav) mevlâsı Sevbân'dan (ra) senin rivayet ettiğini haber aldığım bir hadis var. O hadisi kendi ağzınla bana rivayet etmeni istedim (de bunun için seni çağırttım), dedi. Bunun üzerine Ebû Sellâm el-Hebeşî söyle dediğini belirtti: Bana Rasulullah'ın (sav) Mevlâsı Sevbân’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz, benim havuzum Aden ile Eyle arasındaki mesafe kadar (uzun) dur. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Bardakları gökteki yıldızlar sayısı gibi (çok) dur. Kim ondan bir yudum içerse artık ebediyen susamaz. O havuzun başına yanıma gelenlerin ilki, (dünyada iken) elbiseleri kirli başlarındaki saçlar dağınık, karışık (yâni maddî sıkıntıdan üstü başı perişan) olan muhacirlerin fakirleridir ki varlıklı eşraftan olan kadınlarla evlenemez ve kapılar onlara açılmaz."
Daha sonra ravi şöyle anlatıyor: 'Ömer (b. Abdülaziz), sakalı ıslanıncaya kadar ağladı. Sonra şöyle dedi: Lâkin ben bol nimetlenmiş kadınlarla evlendim ve kapılar bana açıldı. Artık çare yok, vücudum üstündeki elbiseyi yıkamayacağım ki iyice kirlensin ve başımı yağlamayacağım ki saçım dağılıp karışsın,' dedi.
Açıklama:
Hadis, sahip olunan nimetlerin değerini bilmeyi ve fakirliğin ahiretteki derecesi hakkında bilgi vermektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 36, /697
Senetler:
()
Konular:
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
Havz, özellikleri
İnsan, iyi-kötü
Zühd, gerçek zâhid