Öneri Formu
Hadis Id, No:
1039, M000416
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - لَعَلَّهُ قَالَ - عَنْ مَالِكِ بْنِ صَعْصَعَةَ - رَجُلٌ مِنْ قَوْمِهِ - قَالَ قَالَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "بَيْنَا أَنَا عِنْدَ الْبَيْتِ بَيْنَ النَّائِمِ وَالْيَقْظَانِ إِذْ سَمِعْتُ قَائِلاً يَقُولُ أَحَدُ الثَّلاَثَةِ بَيْنَ الرَّجُلَيْنِ. فَأُتِيتُ فَانْطُلِقَ بِى فَأُتِيتُ بِطَسْتٍ مِنْ ذَهَبٍ فِيهَا مِنْ مَاءِ زَمْزَمَ فَشُرِحَ صَدْرِى إِلَى كَذَا وَكَذَا."
قَالَ قَتَادَةُ فَقُلْتُ لِلَّذِى مَعِى مَا يَعْنِى قَالَ إِلَى أَسْفَلِ بَطْنِهِ "فَاسْتُخْرِجَ قَلْبِى فَغُسِلَ بِمَاءِ زَمْزَمَ ثُمَّ أُعِيدَ مَكَانَهُ ثُمَّ حُشِىَ إِيمَانًا وَحِكْمَةً ثُمَّ أُتِيتُ بِدَابَّةٍ أَبْيَضَ يُقَالُ لَهُ الْبُرَاقُ فَوْقَ الْحِمَارِ وَدُونَ الْبَغْلِ يَقَعُ خَطْوُهُ عِنْدَ أَقْصَى طَرْفِهِ فَحُمِلْتُ عَلَيْهِ ثُمَّ انْطَلَقْنَا حَتَّى أَتَيْنَا السَّمَاءَ الدُّنْيَا فَاسْتَفْتَحَ جِبْرِيلُ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ مَنْ هَذَا قَالَ جِبْرِيلُ. قِيلَ وَمَنْ مَعَكَ قَالَ مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم. قِيلَ وَقَدْ بُعِثَ إِلَيْهِ قَالَ نَعَمْ - قَالَ - فَفَتَحَ لَنَا وَقَالَ مَرْحَبًا بِهِ وَلَنِعْمَ الْمَجِىءُ جَاءَ - قَالَ - فَأَتَيْنَا عَلَى آدَمَ صلى الله عليه وسلم." وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِقِصَّتِهِ. وَذَكَرَ أَنَّهُ لَقِىَ فِى السَّمَاءِ الثَّانِيَةِ عِيسَى وَيَحْيَى - عَلَيْهِمَا السَّلاَمُ - وَفِى الثَّالِثَةِ يُوسُفَ وَفِى الرَّابِعَةِ إِدْرِيسَ وَفِى الْخَامِسَةِ هَارُونَ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِمْ وَسَلَّمَ - قَالَ "ثُمَّ انْطَلَقْنَا حَتَّى انْتَهَيْنَا إِلَى السَّمَاءِ السَّادِسَةِ فَأَتَيْتُ عَلَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَقَالَ مَرْحَبًا بِالأَخِ الصَّالِحِ وَالنَّبِىِّ الصَّالِحِ. فَلَمَّا جَاوَزْتُهُ بَكَى فَنُودِىَ مَا يُبْكِيكَ قَالَ رَبِّ هَذَا غُلاَمٌ بَعَثْتَهُ بَعْدِى يَدْخُلُ مِنْ أُمَّتِهِ الْجَنَّةَ أَكْثَرُ مِمَّا يَدْخُلُ مِنْ أُمَّتِى. - قَالَ - ثُمَّ انْطَلَقْنَا حَتَّى انْتَهَيْنَا إِلَى السَّمَاءِ السَّابِعَةِ فَأَتَيْتُ عَلَى إِبْرَاهِيمَ." وَقَالَ فِى الْحَدِيثِ وَحَدَّثَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَأَى أَرْبَعَةَ أَنْهَارٍ يَخْرُجُ مِنْ أَصْلِهَا نَهْرَانِ ظَاهِرَانِ وَنَهْرَانِ بَاطِنَانِ "فَقُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَا هَذِهِ الأَنْهَارُ قَالَ أَمَّا النَّهْرَانِ الْبَاطِنَانِ فَنَهْرَانِ فِى الْجَنَّةِ وَأَمَّا الظَّاهِرَانِ فَالنِّيلُ وَالْفُرَاتُ. ثُمَّ رُفِعَ لِىَ الْبَيْتُ الْمَعْمُورُ فَقُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَا هَذَا قَالَ هَذَا الْبَيْتُ الْمَعْمُورُ يَدْخُلُهُ كُلَّ يَوْمٍ سَبْعُونَ أَلْفَ مَلَكٍ إِذَا خَرَجُوا مِنْهُ لَمْ يَعُودُوا فِيهِ آخِرُ مَا عَلَيْهِمْ. ثُمَّ أُتِيتُ بِإِنَاءَيْنِ أَحَدُهُمَا خَمْرٌ وَالآخَرُ لَبَنٌ فَعُرِضَا عَلَىَّ فَاخْتَرْتُ اللَّبَنَ فَقِيلَ أَصَبْتَ أَصَابَ اللَّهُ بِكَ أُمَّتُكَ عَلَى الْفِطْرَةِ. ثُمَّ فُرِضَتْ عَلَىَّ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسُونَ صَلاَةً." ثُمَّ ذَكَرَ قِصَّتَهَا إِلَى آخِرِ الْحَدِيثِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Said, ona Katade, ona Enes b. Malik rivayet etmiştir. Muhtemelen Enes b. Malik, -kendi kavminden bir adam olan- Malik b. Sa'sa'a'dan nakletmiştir). Enes rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben Kâbe'de uyku ile uyanıklık arasında dururken bir ses işittim. Üçten birisi iki kişinin arasındadır diyordu. Sonra yanıma geldiler. Beni aldılar. İçinde zemzem suyu olan bir tas getirdiler. Göğsümü şuraya kadar yardılar."
Katade şöyle demiştir: Yanımdakine bunun anlamını sordum. "Karnının altına kadar" diye cevap verdi. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "Kalbimi yerinden çıkarıp zemzem suyu ile yıkadılar. Sonra tekrar yerine koydular. İçi iman ve hikmetle dolmuştu. Derken Burak adında beyaz bir binek hayvanı getirildi. Eşekten irice, katırdan küçük bir hayvandı. Adımı attığı zaman gözünün gördüğü en son noktaya ulaşıyordu. Bu hayvanın üstüne bindim. Oradan ayrıldık ve dünyanın semasına ulaştık. Cebrail orada kapının açılmasını istedi. Ona kimdir O? diye sordular. Cebrail! diye cevap verdi. Yanındaki kimdir? diye sordular. Muhammed (sav) diye cevap verdi. O gönderildi mi? diye sordular. Evet, gönderildi diye cevap verdi. Sonra kapıda bekleyen bize kapıyı açtı ve hoş geldiniz, safa getirdiniz dedi. Bundan sonra Adem'in (as) yanına gittik." Sonra hadisteki olayı anlattı. İkinci sema'da İsa (as) ve Yahya (as) ile, üçüncü semada Yusuf (as) ile, dördüncü semada İdris (as) ile, beşinci semada Harun (as) ile karşılaştığını söyledi. Şöyle devam etti: "Sonra oradan ayrılıp altıncı semaya geldik. Orada Musa'nın (as) yanına geldim. Ona selam verdim. Her işi güzel olan kardeşim, güzel Peygamber hoş geldin dedi. Onun yanından ayrılınca ağladı. Neden ağladığı sorulunca Rabbim! Onu benden sonra gönderdin. Ama onun ümmetinden cennete gireceklerin sayısı benim ümmetimden gireceklerden daha fazla dedi. Sonra oradan ayrıldık ve yedinci semaya geldik. Orada İbrahim'in (as) yanına gittim."
Hadisi nakleden ravi şöyle demiştir: Hz. Peygamber orada dört nehir gördüğünü anlattı. Bu nehirlerin kaynağında ikisi açık ikisi gizli dört nehir çıkıyordu. "Ey Cebrail! Bu nehirler nedir? diye sordum. Gizli olan iki nehir cennetteki iki nehirdir. Açık olanlar ise Nil ve Fırat'tır. diye cevap verdi. Sonra Beytu'l-Ma'mûr bana gösterildi. Ey Cebrail! Bu nedir? diye sordum. Bu Beytü'l-Ma'mûr'dur. Her gün ona yetmiş bin melek girer. Oradan çıktıklarında bir daha geri gelmezler dedi. Daha sonra bana birisinde şarap diğerinde süt olan iki tas getirdiler. Ben sütü seçtim. Bana doğruyu seçtin. Allah sana doğruyu seçtirdi. Ümmetin de fıtrat üzere olacaklar denildi. Sonra bana elli vakit namaz farz kılındı." Daha sonra olayı hadisin sonuna kadar nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 416, /89
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, göğsünün yarılması
Mirac,
Peygamberler, Peygamberlerin ayırıcı vasfı
Zemzem, suyun hikayesi, özellikleri, vs.