Öneri Formu
Hadis Id, No:
10824, D001579
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ هِلاَلِ بْنِ خَبَّابٍ عَنْ مَيْسَرَةَ أَبِى صَالِحٍ عَنْ سُوَيْدِ بْنِ غَفَلَةَ قَالَ سِرْتُ أَوْ قَالَ أَخْبَرَنِى مَنْ سَارَ مَعَ مُصَدِّقِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَإِذَا فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَنْ لاَ تَأْخُذْ مِنْ رَاضِعِ لَبَنٍ وَلاَ تَجْمَعْ بَيْنَ مُفْتَرِقٍ وَلاَ تُفَرِّقْ بَيْنَ مُجْتَمِعٍ." وَكَانَ إِنَّمَا يَأْتِى الْمِيَاهَ حِينَ تَرِدُ الْغَنَمُ فَيَقُولُ أَدُّوا صَدَقَاتِ أَمْوَالِكُمْ . قَالَ فَعَمَدَ رَجُلٌ مِنْهُمْ إِلَى نَاقَةٍ كَوْمَاءَ - قَالَ - قُلْتُ يَا أَبَا صَالِحٍ مَا الْكَوْمَاءُ قَالَ عَظِيمَةُ السَّنَامِ - قَالَ - فَأَبَى أَنْ يَقْبَلَهَا قَالَ إِنِّى أُحِبُّ أَنْ تَأْخُذَ خَيْرَ إِبِلِى . قَالَ فَأَبَى أَنْ يَقْبَلَهَا قَالَ فَخَطَمَ لَهُ أُخْرَى دُونَهَا فَأَبَى أَنْ يَقْبَلَهَا ثُمَّ خَطَمَ لَهُ أُخْرَى دُونَهَا فَقَبِلَهَا وَقَالَ إِنِّى آخِذُهَا وَأَخَافُ أَنْ يَجِدَ عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ لِى عَمَدْتَ إِلَى رَجُلٍ فَتَخَيَّرْتَ عَلَيْهِ إِبِلَهُ. قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَرَوَاهُ هُشَيْمٌ عَنْ هِلاَلِ بْنِ خَبَّابٍ نَحْوَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ "لاَ يُفَرِّق."
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esedî), ona Ebu Avane (Vazzâh b. Abdullah el-Yeşkurî), ona Hilal b. Habbab (el-Abdi), ona da Meysere Ebu Salih (el-Kindî), (Ebu Ümeyye) Süveyd b. Ğafele'nin (el-Cu'fî) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber'in (sav) zekât görevlisi ile birlikte yürüdüm. Ya da (ravi tereddüt etmiştir) Hz. Peygamber'in (sav) zekât görevlisi ile birlikte yürüyen biri bana haber verdi. Buna göre Rasulullah'ın (sav) yazdırdığı zekât yazısında şu buyruk vardı: "Zekât toplarken sütü için elde tutulan sağmal havanı alma. (Zekâta tabi kılmak için) birbirinden ayrı olan malları birleştirme. (Zekâttan düşürmek için de) birlikte olan malları ayırma." Söz konusu zekât memuru, koyunlar geldiği vakit su başına gelir ve mallarınızın zekatını ödeyin, derdi. Derken hayvanlarını getiren adamlardan biri, kevmâ niteliğindeki bir deveye doğru gitti. (Bu arada) Hilal b. Habbab dedi ki; Meysere Ebu Salih’e, Ey Ebu Salih! Kevmâ da nedir? dedim. Hörgücü büyük olan devedir diye cevap verdi. Süveyd b. Ğafele anlatmaya devam etti: Zekât memuru, o deveyi almayı reddetti. Adam; ben, develerimin en iyisini almanı istiyorum dedi. Zekât memuru onu da almak istemedi. Bunun üzerine adam, (alıp götürmesi için) değeri ondan daha düşük olan bir deveye yularını bağladı. Fakat zekât memuru onu da almak istemedi. Sonra adam değerce ondan da düşük olan bir deveye yularını bağladı. Zekât memuru onu kabul etti ve ben, bunu alıyorum. Ama yine de Rasulullah’ın (sav), adama gidip onun en iyi devesini seçip almışsın! diyerek bana kızmasından korkuyorum dedi. Ebû Davud şöyle dedi: Bu hadisin bir benzerini Hüşeym, Hilal b. Habbab’tan rivayet etmiştir. Fakat o, ayırma anlamına gelen (لا تُفَرِّقْ) şeklinde ikinci tekil şahıs kipiyle yer alan fiili "ayırmasın (لا يُفَرِّقْ)" şeklinde üçüncü şahıs kipiyle nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /369
Senetler:
1. Ebu Ümeyye Süveyd b. Ğafele el-Cu'fî (Süveyd b. Ğafele b. Avsece)
2. Ebu Salih Meysere el-Kindî (Meysere)
3. Hilal b. Habbab el-Abdi (Hilal b. Habbab)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak