Giriş

Bize Muhammed b. Sehl b. Asker el-Bağdâdî ve İbrahim b. Yakub, onlara Ali b. Ayyâş el-Hımsî, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Ezanı işittiğinde kim ''Allâhumme rabbe hâzihi'd-da'veti't-tâmme, ve's-salâti'l-kâime, âtî muhammedeni'l-vesîle ve'l-fazile, veb'ashu makâmen mahmûden ellezî vaadteh' (Allahım, ey bu tam davetin ve vakti giren namazın Rabbi! Muhammed'e vesileyi ve fazileti ver ve O'nu, kendisine vadettiğin makam-ı mahmûda ulaştır) derse, kıyamet gününde şefaat ona helal olur."
Ebu İsa şöyle demiştir: Câbir hadisi, Muhammed b. Münkedir'in rivayeti ile sahih-hasen-garîb bir hadis olup onu, sadece Şuayb b. Ebu Hamza'nın Muhammed b. Münkedir'den rivayeti ile biliyoruz. Ebu Hamza'nın ismi ise Dînâr'dır.


Açıklama: Hadisin açıklamasında geçen sahih-hasen-garîb terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)

    Öneri Formu
11155 T000211 Tirmizi, Salat, 43