Öneri Formu
Hadis Id, No:
11191, D001785
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ أَقْبَلْنَا مُهِلِّينَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ مُفْرَدًا وَأَقْبَلَتْ عَائِشَةُ مُهِلَّةً بِعُمْرَةٍ حَتَّى إِذَا كَانَتْ بِسَرِفَ عَرَكَتْ حَتَّى إِذَا قَدِمْنَا طُفْنَا بِالْكَعْبَةِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَأَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُحِلَّ مِنَّا مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ قَالَ فَقُلْنَا حِلُّ مَاذَا فَقَالَ "الْحِلُّ كُلُّهُ." فَوَاقَعْنَا النِّسَاءَ وَتَطَيَّبْنَا بِالطِّيبِ وَلَبِسْنَا ثِيَابَنَا وَلَيْسَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ عَرَفَةَ إِلاَّ أَرْبَعُ لَيَالٍ ثُمَّ أَهْلَلْنَا يَوْمَ التَّرْوِيَةِ ثُمَّ دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَائِشَةَ فَوَجَدَهَا تَبْكِى فَقَالَ "مَا شَأْنُكِ." قَالَتْ شَأْنِى أَنِّى قَدْ حِضْتُ وَقَدْ حَلَّ النَّاسُ وَلَمْ أَحْلِلْ وَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَالنَّاسُ يَذْهَبُونَ إِلَى الْحَجِّ الآنَ . فَقَالَ "إِنَّ هَذَا أَمْرٌ كَتَبَهُ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ فَاغْتَسِلِى ثُمَّ أَهِلِّى بِالْحَجِّ." فَفَعَلَتْ . وَوَقَفَتِ الْمَوَاقِفَ حَتَّى إِذَا طَهُرَتْ طَافَتْ بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ قَالَ "قَدْ حَلَلْتِ مِنْ حَجِّكِ وَعُمْرَتِكِ جَمِيعًا." قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَجِدُ فِى نَفْسِى أَنِّى لَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ حِينَ حَجَجْتُ . قَالَ "فَاذْهَبْ بِهَا يَا عَبْدَ الرَّحْمَنِ فَأَعْمِرْهَا مِنَ التَّنْعِيمِ." وَذَلِكَ لَيْلَةَ الْحَصْبَةِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Saîd, ona el-Leys, ona Ebu'z-Zübeyr, ona da Cabir'in şöyle dediğini rivayet etti: Biz Rasulullah (sav) ile yalnızca hac (hacc-ı ifrâd) niyetiyle ihrama girmiş olarak geldik. Aişe ise umre için ihrama girmişti. Nihayet Şerif'e geldiğinde ay hali oldu. Biz Mekke'ye vardığımızda Kâbe’yi tavaf ettik, Safa ile Merve arasında sa'y ettik. Rasulullah (sav) bize beraberinde hedy/kurbanlık bulunmayan kimselere ihramdan çıkmalarını emir buyurdu. Biz: Nasıl bir ihramdan çıkış olacak, dedik. O: "İhram dolayısıyla haram olmuş her şeyin tamamıyla helal olması (el-hill) suretiyle" buyurdu. Biz de hanımlarımızla beraber olduk, hoş kokular sürdük, elbiselerimizi giyindik. Bizimle Arafat’ta vakfe arasında ancak dört gün vardı. Sonra terviye (Zülhicce'nin sekizinci) gününde ihrama girdik. Sonra Rasulullah (sav) Aişe'nin yanına girdiğinde ağladığını gördü, "bu halin ne?" buyurdu. Aişe: Durumum şu ki, ben ay hali oldum. İnsanlar ihramdan çıktıkları halde ben ihramdan çıkamadım, Beyt'i tavaf edemedim. Şimdi de insanlar haccetmek üzere gidiyorlar, dedi. Allah Rasulü: "Senin bu durumun Allah'ın, Adem’in kızları hakkında yazıp takdir ettiği bir husustur. Haydi, guslet, sonra hac niyetiyle ihrama gir," buyurdu. Aişe de böyle yaptı, vakfe yapılacak yerlerde vakfe yaptı. Nihayet temizlenince Beyt'i de tavaf etti, Safa ile Merve arasında da sa'y yaptı. Sonra da: "İşte sen böylelikle hem haccının hem umrenin ihramından hep birlikte çıkmış oldun," buyurdu. Aişe: Ey Allah'ın Rasulü, ben haccettiğim zaman Beyt'i tavaf etmediğim için içim rahat değil, dedi. Allah Rasulü: "Ey Abdurrahman, onu yanına al ve ona Tenim'den ihrama girerek umre yaptır," buyurdu. Bu hadise ise Hasbe (Muhassab/Minâ'dan dönüş) gecesi olmuştu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 23, /417
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hac, Hz. Peygamber'in haccı