Öneri Formu
Hadis Id, No:
11830, T000364
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا ابْنُ أَبِى لَيْلَى عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ صَلَّى بِنَا الْمُغِيرَةُ بْنُ شُعْبَةَ فَنَهَضَ فِى الرَّكْعَتَيْنِ فَسَبَّحَ بِهِ الْقَوْمُ وَسَبَّحَ بِهِمْ فَلَمَّا صَلَّى بَقِيَّةَ صَلاَتِهِ سَلَّمَ ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَىِ السَّهْوِ وَهُوَ جَالِسٌ ثُمَّ حَدَّثَهُمْ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَلَ بِهِمْ مِثْلَ الَّذِى فَعَلَ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ وَسَعْدٍ وَعَبْدِ اللَّهِ ابْنِ بُحَيْنَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ تَكَلَّمَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى ابْنِ أَبِى لَيْلَى مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِ . قَالَ أَحْمَدُ لاَ يُحْتَجُّ بِحَدِيثِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى . وَقَالَ مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ ابْنُ أَبِى لَيْلَى هُوَ صَدُوقٌ وَلاَ أَرْوِى عَنْهُ لأَنَّهُ لاَ يَدْرِى صَحِيحَ حَدِيثِهِ مِنْ سَقِيمِهِ وَكُلُّ مَنْ كَانَ مِثْلَ هَذَا فَلاَ أَرْوِى عَنْهُ شَيْئًا . وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ رَوَاهُ سُفْيَانُ عَنْ جَابِرٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُبَيْلٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ . وَجَابِرٌ الْجُعْفِىُّ قَدْ ضَعَّفَهُ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ تَرَكَهُ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ وَغَيْرُهُمَا . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ الرَّجُلَ إِذَا قَامَ فِى الرَّكْعَتَيْنِ مَضَى فِى صَلاَتِهِ وَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ مِنْهُمْ مَنْ رَأَى قَبْلَ التَّسْلِيمِ وَمِنْهُمْ مَنْ رَأَى بَعْدَ التَّسْلِيمِ . وَمَنْ رَأَى قَبْلَ التَّسْلِيمِ فَحَدِيثُهُ أَصَحُّ لِمَا رَوَى الزُّهْرِىُّ وَيَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىُّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ ابْنِ بُحَيْنَةَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî', ona Hüşeym, ona İbn Ebu Leylâ, ona da Şa'bî şöyle rivayet etmiştir:
Muğire b. Şu'be bize namaz kıldırdı da ikinci rekatta (oturmadan) kalkıverdi. (Bunun üzerine) cemaat, ''subhânallâh'' dedi, (Muğire de) onlara ''subhânallah'' dedi. Namazının kalanını kılınca selam verdi. Ardından, oturduğu halde iki tane sehiv secdesi yaptı. Sonra cemaate Rasulullah (sav)'ın da kendisi gibi yaptığını rivayet etti.
Bu konuda Ukbe b. Âmir, Sa'd ve Abdullah b. Bühayne'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Muğire b. Şu'be hadisi, kendisinden pek çok tarik ile rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bir kısım ilim ehli, İbn Ebu Leylâ'yı hıfzından dolayı tenkit etmiştir. Ahmed (b. Hanbel), ''İbn Ebû Leylâ'nın hadisi delil olarak kullanılamaz'' demiştir. Muhammed b. İsmail, ''İbn Ebu Leylâ sadûktur (ancak) ben, ondan rivayette bulunmam. Çünkü o, hadisinin sahihini zayıfından ayıramaz. (İbn Ebu Leylâ) gibi olan hiç kimseden bir şey rivayet etmem'' demiştir. Bu hadis pek çok tarik ile Muğire b. Şu'be'den nakledilmiştir. (Bu hadisi) Süfyân, Câbir'den, o Muğire b. Şübeyl'den, o Kays b. Ebu Hâzim'den, o da Muğire b. Şu'be'den rivayet etmiştir. Câbir el-Cu'fî'yi ise bir kısım ilim ehli zayıf kabul etmiş; Yahya b. Said (el-Kattân), Abdurrahman b. Mehdî ve başkaları onu terk etmiştir.
İlim ehli nezdinde amel de buna göredir ki kişi, ikinci rekatta oturmadan kalktığında namazına devam eder ve iki sehiv secdesi yapar. Onlardan kimi ''selamdan önce'' demiş, kimi de ''selamdan sonra (secdeleri yaparlar)'' demiştir. Selamdan önce yapılacağını benimseyenler(in) hadisi, Zührî ve Yahya b. Said el-Ensârî'nin Abdurrahman b. A'rec'ten onun da Abdullah b. Bühayne'den rivayet ettikleri hadis dolayısıyla daha sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 152, 2/198
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî (Muhammed b. Abdurrahman b. Yesâr)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, namazda yanılınca Tesbih,
Namaz, Sehiv secdesi, yapılışı, yeri, zamanı