Öneri Formu
Hadis Id, No:
12052, B001788
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا أَفْلَحُ بْنُ حُمَيْدٍ عَنِ الْقَاسِمِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ خَرَجْنَا مُهِلِّينَ بِالْحَجِّ فِى أَشْهُرِ الْحَجِّ ، وَحُرُمِ الْحَجِّ ، فَنَزَلْنَا سَرِفَ ، فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لأَصْحَابِهِ « مَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ هَدْىٌ ، فَأَحَبَّ أَنْ يَجْعَلَهَا عُمْرَةً ، فَلْيَفْعَلْ وَمَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلاَ » . وَكَانَ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَرِجَالٍ مِنْ أَصْحَابِهِ ذَوِى قُوَّةٍ الْهَدْىُ ، فَلَمْ تَكُنْ لَهُمْ عُمْرَةً ، فَدَخَلَ عَلَىَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أَبْكِى فَقَالَ « مَا يُبْكِيكِ » . قُلْتُ سَمِعْتُكَ تَقُولُ لأَصْحَابِكَ مَا قُلْتَ فَمُنِعْتُ الْعُمْرَةَ . قَالَ « وَمَا شَأْنُكِ » . قُلْتُ لاَ أُصَلِّى . قَالَ « فَلاَ يَضُرَّكِ أَنْتِ مِنْ بَنَاتِ آدَمَ ، كُتِبَ عَلَيْكِ مَا كُتِبَ عَلَيْهِنَّ ، فَكُونِى فِى حَجَّتِكِ عَسَى اللَّهُ أَنْ يَرْزُقَكِهَا » . قَالَتْ فَكُنْتُ حَتَّى نَفَرْنَا مِنْ مِنًى ، فَنَزَلْنَا الْمُحَصَّبَ فَدَعَا عَبْدَ الرَّحْمَنِ ، فَقَالَ « اخْرُجْ بِأُخْتِكَ الْحَرَمَ ، فَلْتُهِلَّ بِعُمْرَةٍ ، ثُمَّ افْرُغَا مِنْ طَوَافِكُمَا ، أَنْتَظِرْكُمَا هَا هُنَا » . فَأَتَيْنَا فِى جَوْفِ اللَّيْلِ . فَقَالَ « فَرَغْتُمَا » . قُلْتُ نَعَمْ . فَنَادَى بِالرَّحِيلِ فِى أَصْحَابِهِ ، فَارْتَحَلَ النَّاسُ ، وَمَنْ طَافَ بِالْبَيْتِ ، قَبْلَ صَلاَةِ الصُّبْحِ ، ثُمَّ خَرَجَ مُوَجِّهًا إِلَى الْمَدِينَةِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Eflah b. Humeyd, ona Kasım, ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
Biz hac ayları içinde ve hac haramları içinde hac niyetiyle ihrama girip telbiye ederek (Medine'den yola) çıktık. Nihayet Şerif bölgesinde konakladık. Peygamber (sav) ashabına: "Her kimin yanında kurbanı yoksa ve haccını umreye çevirmek isterse, o böyle yapsın. Beraberinde kurbanı olan kimseye gelince, o haccını umreye çevirmesin." buyurdu.
Peygamber ve ashabından maddi durumu iyi olanlardan bazılarının yanında kurbanı vardı. Bunlar umre yapamadı. Şerif'te ben hayızlandım. Peygamber yanıma girdi. Ben (haccı tamamlayamayacağım diye) ağlıyordum. Peygamber: "Seni ağlatan nedir?" diye sordu. Ben de: Senin ashabına söylemiş olduğun sözlerini duydum. Ben ise umreden (tavaf ve say etmekten) geri kaldım, dedim.
Peygamber: "Durumun nedir?" diye sordu.Ben: Namaz kılamıyorum, dedim. Peygamber: "Bu hal sana zarar vermez. Sen de ademoğlundan bir kadınsın. Onların üzerine yazılmış olan şey, senin üzerine de yazılmıştır. Sen hac niyetinde sabit kal. Umulur ki, Allah seni umre ile de rızıklandıracaktır." buyurdu.
Aişe dedi ki: Artık ben Peygamber'in emrettiği gibi hac niyetinda kaldım. Nihayet hac fiillerini bitirip de Mina'dan ayrıldıktan sonra Muhassab'da konakladığımız zaman, Peygamber Abdurrahman'ı çağırdı ve: "Kız kardeşin Aişe'yi Harem'den çıkar da umre niyetiyle ihrama girip telbiye etsin. Sonra umre tavafınızı bitirdiğinizde ben sizleri işte burada bekliyorum!" dedi.
Biz umremizi bitirince gecenin ortasında oraya geldik. Peygamber: "Umrenizi yapıp bitirdiniz mi?" diye sordu. Ben: Evet, dedim.
Bunun üzerine Peygamber, ashabı için de hareket emrinini haber verdirdi. İnsanlar ve sabah namazından evvel Kabe'yi veda tavafı edip hareket ettiler. Sonra Peygamber kendisi de Medine'ye yönelerek yola çıktı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ebvâbu'l-Umreti 9, 1/541
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Abdurrahman Eflah b. Sufeyrâ el-Ensarî (Eflah b. Humeyd b. Nâfi')
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Kadın, hayız,
Umre