Giriş

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Gundar, ona Şu'be, ona da Ebu Cemre şöyle rivayet etmiştir:
Ben, İbn Abbas ile insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. İbn Abbas şöyle anlattı: Abdülkays oğulları heyeti Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelmişlerdi. Hz. Peygamber (sav), "Kim bu heyet -ya da kim bu insanlar-?" diye sordu. Onlar da, 'Rabîa'yız' dediler. Hz. Peygamber (sav), "Cemâate -veya heyete- merhaba, hoş geldiniz. Allah utandırmasın ve pişman etmesin" dedi. Onlar, 'Biz uzak yerden geliyoruz. Bizimle senin aranda Mudar kafilerinin şu kabilesi var. Bu yüzden ancak haram aylarda sana gelebiliyoruz. Bize öyle şeyler söyle ki, geride bıraktıklarımıza onları haber verelim ve o sayede cennete girelim' dediler. Hz. Peygamber (sav) de, onlara dört şeyi emretti, dört şeyi de yasakladı. Onlara, aziz ve celil olan Allah'ın birliğine iman etmelerini emretti. Sonra da, "Allah'ın birliğine iman etmek ne demek, bilir misiniz?" diye sordu. Onlar, 'En doğrusunu Allah ve rasulü bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın rasulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan (orucunu) tutmak ve ganimetin beşte birini vermektir." Ayrıca Rasûlullah (sav) onlara dübbâı (kuru kabağın içi oyularak yapılan su kabı), hantemi (topraktan yapılan su testisi), müzeffeti (içi ziftle kaplanmış kap) ve nakîri (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan su kabı) yasakladı. Râvi Şube, nakîr kelimesini bazen mukayyer diye telaffuz ederdi. Sonra şöyle buyurdu: "Bunları aklınızda tutun ve geride bıraktıklarınıza haber verin."


    Öneri Formu
1266 B000087 Buhari, İlim, 25