Öneri Formu
Hadis Id, No:
1330, M000465
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَمْرٍو الأَشْعَثِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مُطَرِّفٍ وَابْنِ أَبْجَرَ عَنِ الشَّعْبِىِّ قَالَ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ رِوَايَةً إِنْ شَاءَ اللَّهُ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا مُطَرِّفُ بْنُ طَرِيفٍ وَعَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ سَعِيدٍ سَمِعَا الشَّعْبِىَّ يُخْبِرُ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ سَمِعْتُهُ عَلَى الْمِنْبَرِ يَرْفَعُهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. قَالَ وَحَدَّثَنِى بِشْرُ بْنُ الْحَكَمِ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ حَدَّثَنَا مُطَرِّفٌ وَابْنُ أَبْجَرَ سَمِعَا الشَّعْبِىَّ يَقُولُ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ يُخْبِرُ بِهِ النَّاسَ عَلَى الْمِنْبَرِ قَالَ سُفْيَانُ رَفَعَهُ أَحَدُهُمَا - أُرَاهُ ابْنَ أَبْجَرَ - قَالَ "سَأَلَ مُوسَى رَبَّهُ مَا أَدْنَى أَهْلِ الْجَنَّةِ مَنْزِلَةً قَالَ هُوَ رَجُلٌ يَجِىءُ بَعْدَ مَا أُدْخِلَ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ فَيُقَالُ لَهُ ادْخُلِ الْجَنَّةَ. فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ كَيْفَ وَقَدْ نَزَلَ النَّاسُ مَنَازِلَهُمْ وَأَخَذُوا أَخَذَاتِهِمْ فَيُقَالُ لَهُ أَتَرْضَى أَنْ يَكُونَ لَكَ مِثْلُ مُلْكِ مَلِكٍ مِنْ مُلُوكِ الدُّنْيَا فَيَقُولُ رَضِيتُ رَبِّ. فَيَقُولُ لَكَ ذَلِكَ وَمِثْلُهُ وَمِثْلُهُ وَمِثْلُهُ وَمِثْلُهُ. فَقَالَ فِى الْخَامِسَةِ رَضِيتُ رَبِّ. فَيَقُولُ هَذَا لَكَ وَعَشَرَةُ أَمْثَالِهِ وَلَكَ مَا اشْتَهَتْ نَفْسُكَ وَلَذَّتْ عَيْنُكَ. فَيَقُولُ رَضِيتُ رَبِّ. قَالَ رَبِّ فَأَعْلاَهُمْ مَنْزِلَةً قَالَ أُولَئِكَ الَّذِينَ أَرَدْتُ غَرَسْتُ كَرَامَتَهُمْ بِيَدِى وَخَتَمْتُ عَلَيْهَا فَلَمْ تَرَ عَيْنٌ وَلَمْ تَسْمَعْ أُذُنٌ وَلَمْ يَخْطُرْ عَلَى قَلْبِ بَشَرٍ." قَالَ وَمِصْدَاقُهُ فِى كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(فَلاَ تَعْلَمُ نَفْسٌ مَا أُخْفِىَ لَهُمْ مِنْ قُرَّةِ أَعْيُنٍ)" الآيَةَ.
Tercemesi:
Bize Said b. Amr el-Eş'asî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Mutarrif ve İbn Ebcer, onlara eş-Şa'bî, ona da Muğîra b. Şube inşallah merfu olarak; (T) Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Mutarrif b. Tarif ve Abdülmelik b. Said, onlara eş-Şa'bî, ona da Muğîra b. Şube, minberde iken hadisi Hz. Peygamber'e (sav) izafe ederek; (T)
Bize Bişr b. Hakem, -lafız, ona aittir- ona Süfyan b. Uyeyne, ona Mutarrif ve İbn Ebcer, onlara eş-Şa'bî, ona da Muğîra b. Şube, minberde iken Hz. Peygamber'in -Süfyan, hadisi ikisinden biri merfu olarak nakletti. Zannedersem o, İbn Ebcer'dir dedi- şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Musa, Rabbi'ne; mertebe itibariyle cennette insanların en düşüğü hangisidir? diye sordu. (Allah); cennetliklerin cennete girmesinden sonra gelen adam! Ona, cennete gir! denilir. O, ya Rabbi! İnsanlar yerlerine yerleşmiş ve alacaklarını almışken nasıl (gireyim)? der. Ona, dünya krallarından bir kralın mülkü gibi bir şeye sahip olsan razı olur musun? denilir. O, ya Rabbi! Razı oldum der. Allah; sana bu, onun misli, cabası ve daha da fazlası vardır! buyurur. Beşincisinde ya Rabbi! Razı oldum! der. Allah; O ve onun on katı, canının çektiği ve gözünün görmek istediği ne varsa senindir! buyurur. O, ya Rabbi! Razı oldum! der buyurdu. (Musa), Allah'ım! (Peki) onların mertebe bakımından en yücesi (nasıldır)? dedi. Allah, onlar, hürmetlerini kudretimle dikmek istediğim ve üzerine mühür vurduğum kişilerdir. (Onlar için hazırladığımı) ne bir göz görmüş ne bir kulak işitmiş ne de bir insan aklına (kalp) gelmiştir!" buyurdu.
Bunun doğrulanması, Allah Teâlâ'nın Kitabı'ndaki; "kimse, kendileri için gizlenen göz aydınlığını bilemez" ayetidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 465, /101
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Cennet, Dereceleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi