1 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ca'fer b. Avn, ona Ebu Umeys, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona da babası (Ebu Cuhayfe) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) Selman el-Fârisî ile Ebu'd-Derdâ arasında kardeşlik akdi yapmıştı. Selman bir gün Ebu'd-Derdâ'yı ziyarete gitti. (Ebu'd-Derdâ evde yoktu) Ümmü'd-Derdâ'yı eski bir elbise içinde perişan bir halde gördü ve 'Bu haliniz nedir?' diye sordu. Ümmü'd-Derdâ, 'Kardeşin Ebu'd-Derdâ'nın dünyalık hiç bir işi yoktur (o kendini ibadete vermiştir)' dedi. Sonra Ebu'd-Derdâ geldi, Selman'a yemek yapıp getirdi. Selman, 'Haydi, sen de ye!' dedi. Ebu'd-Derda, 'Ben oruçluyum' deyince Selman, 'Sen yemezsen ben de yemem' dedi. Neticede Ebu'd-Derdâ orucunu bozup onunla yedi. Gece olunca Ebu'd-Derdâ kalkıp namaza duracak oldu, ama Selman, 'Yat!' dedi, o da yattı. Bir mmüddet sonra tekrar kalkacak olunca, Selman yine 'Yat!' dedi. Nihayet gecenin sonu olunca Selman, 'Hadi şimdi kalkıp namaz kılalım' dedi. Kalkıp namaz kıldılar. Sonra Selman ona şöyle dedi: "Muhakkak ki Rabbinin sende hakkı vardır. Nefsinin de sende hakkı vardır. Ailenin de sende hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver!"
Sonradan Ebu'd-Derdâ bu hadiseyi Hz. Peygamber'e (sav) gelip anlattı. Hz. Peygamber (sav) de, "Selman doğru söylemiş" buyurdu.