Öneri Formu
Hadis Id, No:
140161, BS003389
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ فُورَكَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ حَبِيبٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَىَّ ، فَأَخَذَنِى مَا قَدُمَ وَمَا حَدُثَ فَقُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَحَدَثَ شَىْءٌ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُحْدِثُ لِنَبِيِّهِ مِنْ أَمْرِهِ مَا شَاءَ ، وَإِنَّ مِمَّا أَحْدَثَ أَنْ لاَ تَكَلَّمُوا فِى الصَّلاَةِ ».
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir b. Fûrek, ona Abdullah b. Ca’fer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Dâvud, ona Şu’be, ona Âsım, ona da Ebû Vâil, Abdullah (b. Mes’ud r.a)’ın şöyle dediğini rivayet etti: Resûlüllah (s.a.v.)’e varıp selam verdim, ama selamımı almadı. Bunun üzerine beni bir melankoli sardı (veya geçmiş gelecek tüm olabilecek ihtimalleri zihnimden geçirmeye başladım ve selamımı almamasının sebebi ne olabilir, neden bana kızmış olabilir vs. diye kendi kendime sormaya başladım). Ve “Ey Allah Resûlü! ‘Bir şey mi oldu?’ dedim. Resûlüllah (s.a.v.) (cevaben) şöyle dedi: “Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah, Peygamberine hitaben, emrinden dilediklerini kaldırıp yenilerini ihdas eder, getirir. ‘Namazda asla konuşmayınız (kelam etmeyiniz)’ emri de bu ihdas ettiklerindendir, yeniden koyduğu hükümlerindendir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 3389, 4/267
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Yunus b. Habib el-İclî (Yunus b. Habib b. Abdülkahir b. Abdülaziz b. Ömer b. Kays)
7. Abdullah b. Cafer el-İsbehânî (Abdullah b. Cafer b. Ahmed b. Faris)
8. Ebu Bekir Muhammed b. Hasan el-Eşarî (Muhammed b. Hasan b. Fûrek)
Konular:
KTB, SELAM
Namaz, namazda konuşmak
Selam, karşılık verilmeyecek durumlar
Selam, namaz kılana