Öneri Formu
Hadis Id, No:
14763, T000809
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى شُرَيْحٍ الْعَدَوِىِّ أَنَّهُ قَالَ لِعَمْرِو بْنِ سَعِيدٍ وَهُوَ يَبْعَثُ الْبُعُوثَ إِلَى مَكَّةَ ائْذَنْ لِى أَيُّهَا الأَمِيرُ أُحَدِّثْكَ قَوْلاً قَامَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْغَدَ مِنْ يَوْمِ الْفَتْحِ سَمِعَتْهُ أُذُنَاىَ وَوَعَاهُ قَلْبِى وَأَبْصَرَتْهُ عَيْنَاىَ حِينَ تَكَلَّمَ بِهِ أَنَّهُ حَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ « إِنَّ مَكَّةَ حَرَّمَهَا اللَّهُ وَلَمْ يُحَرِّمْهَا النَّاسُ وَلاَ يَحِلُّ لاِمْرِئٍ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ أَنْ يَسْفِكَ فِيهَا دَمًا أَوْ يَعْضِدَ بِهَا شَجَرَةً فَإِنْ أَحَدٌ تَرَخَّصَ بِقِتَالِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِيهَا فَقُولُوا لَهُ إِنَّ اللَّهَ أَذِنَ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَأْذَنْ لَكَ وَإِنَّمَا أَذِنَ لِى فِيهِ سَاعَةً مِنَ النَّهَارِ وَقَدْ عَادَتْ حُرْمَتُهَا الْيَوْمَ كَحُرْمَتِهَا بِالأَمْسِ وَلْيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ » . فَقِيلَ لأَبِى شُرَيْحٍ مَا قَالَ لَكَ عَمْرُو بْنُ سَعِيدٍ قَالَ أَنَا أَعْلَمُ مِنْكَ بِذَلِكَ يَا أَبَا شُرَيْحٍ إِنَّ الْحَرَمَ لاَ يُعِيذُ عَاصِيًا وَلاَ فَارًّا بِدَمٍ وَلاَ فَارًّا بِخَرْبَةٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَيُرْوَى وَلاَ فَارًّا بِخِزْيَةٍ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى شُرَيْحٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو شُرَيْحٍ الْخُزَاعِىُّ اسْمُهُ خُوَيْلِدُ بْنُ عَمْرٍو وَهُوَ الْعَدَوِىُّ وَهُوَ الْكَعْبِىُّ . وَمَعْنَى قَوْلِهِ « وَلاَ فَارًّا بِخَرْبَةٍ » يَعْنِى الْجِنَايَةَ يَقُولُ مَنْ جَنَى جِنَايَةً أَوْ أَصَابَ دَمًا ثُمَّ لَجَأَ إِلَى الْحَرَمِ فَإِنَّهُ يُقَامُ عَلَيْهِ الْحَدُّ .
Tercemesi:
Tirmizî'nin, Kuteybe-el-Leys b. Sa'd-Saîd b. Ebû Saîd el-Makburî-Ebû Şureyh el-Adevî isnadıyla aktardığına göre,-Buharî'nin, Abdullah b. Yusuf-el-Leys-Saîd- Ebû Şureyh isnadıyla aktardığına göre, Ebû Şurayh, Amr b.Saîd b. el-Âs'a Mekke'ye Abdullah b. Zubeyr'e karşı ordular sevk ettiği sırada şöyle dedi: "Ey komutan, izin ver de sana, Mekke fethinden bir gün sonra Allah'ın Resulünün söylediği bir sözü söyleyeyim. (Allah’ın Resulünün sözlerini) kulaklarımla duydum, kalbime nakşettim, Resulü gözlerimle gördüm. Allah'ın Resulü Yüce Allah'a hamd ve sena ettikten sonra, şöyle buyurdu: "Mekke'yi Allah kutsal kıldı, Bu şehir, insanlar kutsal saydıkları için kutsal olmuş değildir. Allah'a ve ahiret gününe inanan hiç kimse burada kan dökemez, ağaç kesemez, biri çıkıp da bu şehirde Allah'ın Resulü savaş bile yaptı, diye (yaptıklarına) bir kılıf bulmaya çalışsa ona deyin ki: 'Allah sadece Peygamberine o izni vermiştir'. Zaten bana da burada günün yalnız bir kısmı için o izni verdi. Artık bu şehir, dün olduğu gibi öyle kutsal ve yasak bir şehirdir. Duyanlar duymayanlara söylesin."
Ebû Şureyh'a: "Amr’ın tepkisi ne oldu?" diye soruldu. Ebû Şureyh , Amr (bana şöyle dedi, diyerek Amr’ın sözünü nakletti): “Ey Ebû Şureyh, ben senden daha iyi biliyorum ki, (Mekke kutsal bir şehirdir. Fakat böyle olmakla beraber) Mekke'ye sığındı diye hiç bir asi, eli kanlı hiçbir katil ve kaçak hiçbir suçlu (adaletten) yakasını kurtarmış olamaz."
Tirmîzî: Bu konuda Ebû Hüreyre ve İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: Ebû Şüreyh hadisi hasen sahihtir. Ebû Şüreyh el Huzaî’nin ismi Huveylid b. Amr el Adevî el Ka’bî’dir. Hadiste geçen “Vela Fârran bi harbetin” sözünün manası cinayet demektir. Yani bir kimse bir cinayet işler elini kana bulaştırdıktan sonra gelir hareme sığınırsa haremde bu kişi barındırılmaz ona cezası uygulanır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 1, 3/173
Senetler:
()
Konular:
Şehirler, Harem bölgesinin konumu ve bununla ilgili hükümler
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Şehirler, Mekke, Mekkenin fethi ve sonraki gelişmeler