حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا همام عن قتادة عن أنس عن معاذ قال كنت رديف النبي صلى الله عليه وسلم صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك وسعديك ثم قال مثله ثلاثا هل تدري ما حق الله على العباد أن يعبدوه ولا يشركوا به شيئا ثم سار ساعة فقال يا معاذ قلت لبيك وسعديك قال هل تدري ما حق العباد على الله عز وجل إذا فعلوا ذلك أن لا يعذبهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165641, EM000943
Hadis:
حدثنا موسى بن إسماعيل قال حدثنا همام عن قتادة عن أنس عن معاذ قال كنت رديف النبي صلى الله عليه وسلم صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك وسعديك ثم قال مثله ثلاثا هل تدري ما حق الله على العباد أن يعبدوه ولا يشركوا به شيئا ثم سار ساعة فقال يا معاذ قلت لبيك وسعديك قال هل تدري ما حق العباد على الله عز وجل إذا فعلوا ذلك أن لا يعذبهم
Tercemesi:
— Muaz'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki:
— Ben Peygamber fStUbülakS Aleyhi, ve $€İkm) 'in terkisinde idim
— Lebbeyk ve Sa'deyk = Devamlı olarak sebatla emrindeyim, dedim. Sonra üç defa aynım söyledi.
«— Allah'ın kullar üzerindeki hakkı nedir, bilir misin? Bu hak ona ibadet etmek ve ona hiç bir şeyi ortafk koşmamaktır.» Sonra bir müddet yürüyüp şöyle buyurdu :
Ey Muaz!»
Ben: «Lebbeyk ve Sa'deyk,» dedim. Peygamber:
«— Kullar Allah'ın bu hakkım yerine getirdikleri zaman, kulların, Azız ve Yüce olan. Allah üzerindeki hakkı nedir, bUir misin? (8u hak) Allah'ın onlara asab etmemesidir.» buyurdu.610
Lebbeyk ve Sa'deyk kelimeleri Arapça ifadelerde bir arada kullanılırlar. Daha çok Lebbsyk kelimesi yalnız başına İstimal edilir. Labbeyk = daima sona İtaat üzereyim ve Sa'deyk = devamlı olarak emrindeyim, sana yardımcıyım mânâlarını ifade ederler. Bu İfadeler hac mevsiminde ihrama girildiği zaman Cenab-ı Hakka teslimiyet ve onun emirlerine icabet yerinde çok çok tekrarlanıp söylenen kelimelerdir. Bunlar, Allah Tealâ Hazretlerine kaYşı söylenmekle beraber, kullar için de kullanılmalarında bir beis bulunmadığına bu hadîs-i şerîf delil bulunmaktadır. Zira Mu az ibni Cebel, Hz. Peygamber'le yaptıkları bir yolculuk sırasında aynı hayvan üzerinde ve Muaz Peygamberin arkasında redifte, yani hayvanın terkisinde giderlerken aralarında cereyan eden konuşmalarda bu ifadeleri Hz. Peygamber'e karşı kullanmışlardır. Peygamber Efendimiz de onu bu gibi ifadeleri kullanmaktan alıkoymamışlardır.
Allah Tealâ, kendisine İtaat ve ibadet etsinler diye insanları ve cinleri yaratmıştır. İbadetin başı ve esası Allah'a ortak koşmamak, onun üstünde başka bir varlık tanımamaktır. Yaratılışın hikmeti bu olduğu için, AHah'tn kulları üzerindeki hakkı budur. Bu hak ve vazife kullar tarafından yerine getirildiği zaman, onlara azab edilmesi gerekir ve buna kullar yine Allah'ın bir lütfü olarak hak kazanırlar, cennetlik olurlar.611
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 943, /735
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, azabı çetindir
Haklar, Allah'ın kulları üzerindeki/Kulların Allah üzerindeki
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
Şirk, şirk koşmak