1 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sekafî, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile bir gazaya çıktım. Devem beni geri bıraktı. Derken yanıma Rasulullah (sav) gelerek bana "ya Cabir" diye seslendi. “buyur” dedim. "Ne haldesin" dedi. “Devem beni geri bıraktı ve bitap düştü de arkada kaldım” cevabını verdim. Bunun üzerine hayvanından inerek bastonu ile devemi çekti. Sonra "bin" dedi. Ben de bindim. Yemin olsun hayvanım Rasulullah'ın (sav) devesini geçmesin diye onu durdurmağa çalıştığımı bilirim. Rasulullah (sav) "evlendin mi" diye sordu. “Evet” cevabını verdim. "Bakire mi aldın, dul mu" dedi. “dul adım” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. “Benim kız kardeşlerim vardır. Bu sebeple onları toplayıp başlarını tarayacak, kendilerine bakacak bir kadınla evlenmek istedim” dedim. "Dikkat et! İşte geliyorsun! Evine vardığında cima' etmeye bak, cima' etmeye" buyurdu. Sonra "deveni satıyor musun" diye sordu. “Evet” dedim. Onu bir ukıyye mukabilinde benden satın aldı. Sonra Rasulullah (sav) Medine'ye geldi. Ben ertesi gün geldim. Az sonra mescide geldim ve onu mescidin kapısında buldum. Bana "şimdi mi geldin?" diye sordu. “Evet” dedim. "Öyle ise deveni bırak da gir iki rekât namaz kıl" buyurdu. Hemen içeri girerek namaz kıldım. Sonra döndüm. Rasulullah (sav) Bilal'e benim için bir okıyye tartmasını emir buyurdu. Bilal de dolu dolu tarttı. Ben oradan çekildim. uzaklaştığım vakit "bana Cabir'i çağır" emrini vermiş. Beni çağırdılar. İçimden 'şimdi deveyi bana iade edecek' dedim. Bu hayvan kadar kendisinden hoşlanmadığım hiçbir şey yoktu. "Al deveni! Parası da senin olsun" buyurdu.