Öneri Formu
Hadis Id, No:
17211, D002759
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ النَّمَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْفَيْضِ عَنْ سُلَيْمِ بْنِ عَامِرٍ - رَجُلٍ مِنْ حِمْيَرَ - قَالَ كَانَ بَيْنَ مُعَاوِيَةَ وَبَيْنَ الرُّومِ عَهْدٌ وَكَانَ يَسِيرُ نَحْوَ بِلاَدِهِمْ حَتَّى إِذَا انْقَضَى الْعَهْدُ غَزَاهُمْ فَجَاءَ رَجُلٌ عَلَى فَرَسٍ أَوْ بِرْذَوْنٍ وَهُوَ يَقُولُ اللَّهُ أَكْبَرُ اللَّهُ أَكْبَرُ وَفَاءٌ لاَ غَدْرٌ فَنَظَرُوا فَإِذَا عَمْرُو بْنُ عَبَسَةَ فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ مُعَاوِيَةُ فَسَأَلَهُ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ "مَنْ كَانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ قَوْمٍ عَهْدٌ فَلاَ يَشُدُّ عُقْدَةً وَلاَ يَحُلُّهَا حَتَّى يَنْقَضِىَ أَمَدُهَا أَوْ يَنْبِذَ إِلَيْهِمْ عَلَى سَوَاءٍ." فَرَجَعَ مُعَاوِيَةُ .
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer en-Nemrî, ona Şube, ona Ebu Feyz, ona da Himyer'den bir ravi olan Süleym b. Amir şöyle rivayet etmiştir:
Muaviye ile Bizans arasında (barış) antlaşma(sı) vardı. (Muaviye) onların topraklarına doğru yola koyulmuş, antlaşma (süresi) bittiği (anda) onlara saldıracaktı! (Derken) at üzerinde -Ravilerden biri şüpheye düşüp Türk atı demiştir- bir adam çıkageldi. Allahu ekber! Allahu ekber! Ahde vefa gerekir, ihanet etmek yoktur! diyordu. (İnsanlar) baktılar da onun Amr b. Abese olduğunu gördüler! Muaviye ona sormak için kendisine (birini) yolladı. (Amr), Rasulullah'ın, "kendisi ile bir topluluk arasında antlaşma bulunan süresi bitene ya da antlaşmayı bozduğunu ilan edene dek onu ne bozsun ne de çiğnesin!' buyurduğunu işittim" dedi. (Bunun üzerine) Muaviye geri döndü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 164, /639
Senetler:
1. Ebu Nüceyh Amr b. Anbese es-Sülemî (Amr b. Anbese b. Halid b. Huzeyfe b. Amr)
2. Ebu Yahya Süleym b. Amir el-Kila'i (Süleym b. Amir)
3. Ebu Feyz Musa b. Eyyüb el-Mehri (Musa b. Eyyüb)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Söz, sözde durmak, ahde vefa