Bize Muhammed b. Selam, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona İbn Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki zaman, Allah’ın yerleri ve gökleri yarattığı günkü haliyle devam edip gelmiştir. Bir yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır ki, üçü arka arkaya Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayıdır. Mudar’ın ayı ise Receb’dir, o da Cumâde’l-âhir ile Şaban ayı arasındadır."
Sonra Hz. Peygamber:
“- Bu ay, hangi aydır?” diye sordu.
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dedik.
Sonra sustu, o kadar ki, bu aya eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra;
“- Zilhicce değil mi?” buyurdu.
“- Evet” dedik.
“- Bu belde, hangi beldedir.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Sonra yine sustu, o kadar ki, bu şehre (Mekke’ye) eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra tekrar sordu:
“- Burası haram belde değil mi?”
“- Evet.”
“- Bugün, hangi gündür.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Tekrar sustu, sanki bu güne eski isminden başka bir isim verecek sandık. Dedi ki;
“- Kurban kesme günü değil mi?”
“- Evet.”
“- İşte bu ayınız, bu şehriniz, bu gününüz nasıl haram (kutsal, kimseye dokunulmaz) ise, muhakkak ki canlarınız, mallarınız -ravi Muhammed b. Sirin zannediyorum namuslarınızı kelimesini de ekledi dedi- ve namuslarınız da öylece haramdır (kutsaldır ve dokunulmazdır). Muhakkak sizler, Rabbinize kavuşacaksınız. O zaman Allah size bütün yaptıklarınızdan soracak. Dikkat edin! Benden sonra birbirinizin boynunu vurarak sapıklara dönmeyin. Dikkat edin! Burada bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsin! Muhtemeldir ki, kendisine tebliğ edilen, bizzat dinleyenlerin bir kısmından daha anlayışlı olur.”
Muhammed (b. Sirin) bu hadisi naklettiği zaman "Hz. Peygamber (sav) doğru söyledi" derdi.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi: “Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi?"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17394, B005550
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلاَمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنِ ابْنِ أَبِى بَكْرَةَ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الزَّمَانُ قَدِ اسْتَدَارَ كَهَيْئَتِهِ يَوْمَ خَلَقَ اللَّهُ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضَ ، السَّنَةُ اثْنَا عَشَرَ شَهْرًا ، مِنْهَا أَرْبَعَةٌ حُرُمٌ ، ثَلاَثٌ مُتَوَالِيَاتٌ ذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحِجَّةِ وَالْمُحَرَّمُ ، وَرَجَبُ مُضَرَ الَّذِى بَيْنَ جُمَادَى وَشَعْبَانَ ، أَىُّ شَهْرٍ هَذَا » . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ ، قَالَ « أَلَيْسَ ذَا الْحِجَّةِ » . قُلْنَا بَلَى . قَالَ « أَىُّ بَلَدٍ هَذَا » . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ . فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ ، قَالَ « أَلَيْسَ الْبَلْدَةَ » . قُلْنَا بَلَى . قَالَ « فَأَىُّ يَوْمٍ هَذَا » . قُلْنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ ، فَسَكَتَ حَتَّى ظَنَنَّا أَنَّهُ سَيُسَمِّيهِ بِغَيْرِ اسْمِهِ قَالَ « أَلَيْسَ يَوْمَ النَّحْرِ » . قُلْنَا بَلَى . قَالَ « فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ - قَالَ مُحَمَّدٌ وَأَحْسِبُهُ قَالَ - وَأَعْرَاضَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا ، فِى بَلَدِكُمْ هَذَا فِى شَهْرِكُمْ ، وَسَتَلْقَوْنَ رَبَّكُمْ فَيَسْأَلُكُمْ عَنْ أَعْمَالِكُمْ ، أَلاَ فَلاَ تَرْجِعُوا بَعْدِى ضُلاَّلاً ، يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ ، أَلاَ لِيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ ، فَلَعَلَّ بَعْضَ مَنْ يَبْلُغُهُ أَنْ يَكُونَ أَوْعَى لَهُ مِنْ بَعْضِ مَنْ سَمِعَهُ - وَكَانَ مُحَمَّدٌ إِذَا ذَكَرَهُ قَالَ صَدَقَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ قَالَ - أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Selam, ona Abdülvehhab, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona İbn Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki zaman, Allah’ın yerleri ve gökleri yarattığı günkü haliyle devam edip gelmiştir. Bir yıl on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır ki, üçü arka arkaya Zilkade, Zilhicce ve Muharrem ayıdır. Mudar’ın ayı ise Receb’dir, o da Cumâde’l-âhir ile Şaban ayı arasındadır."
Sonra Hz. Peygamber:
“- Bu ay, hangi aydır?” diye sordu.
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dedik.
Sonra sustu, o kadar ki, bu aya eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra;
“- Zilhicce değil mi?” buyurdu.
“- Evet” dedik.
“- Bu belde, hangi beldedir.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Sonra yine sustu, o kadar ki, bu şehre (Mekke’ye) eski isminden başka bir isim verecek sandık. Sonra tekrar sordu:
“- Burası haram belde değil mi?”
“- Evet.”
“- Bugün, hangi gündür.”
“- Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.”
Tekrar sustu, sanki bu güne eski isminden başka bir isim verecek sandık. Dedi ki;
“- Kurban kesme günü değil mi?”
“- Evet.”
“- İşte bu ayınız, bu şehriniz, bu gününüz nasıl haram (kutsal, kimseye dokunulmaz) ise, muhakkak ki canlarınız, mallarınız -ravi Muhammed b. Sirin zannediyorum namuslarınızı kelimesini de ekledi dedi- ve namuslarınız da öylece haramdır (kutsaldır ve dokunulmazdır). Muhakkak sizler, Rabbinize kavuşacaksınız. O zaman Allah size bütün yaptıklarınızdan soracak. Dikkat edin! Benden sonra birbirinizin boynunu vurarak sapıklara dönmeyin. Dikkat edin! Burada bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsin! Muhtemeldir ki, kendisine tebliğ edilen, bizzat dinleyenlerin bir kısmından daha anlayışlı olur.”
Muhammed (b. Sirin) bu hadisi naklettiği zaman "Hz. Peygamber (sav) doğru söyledi" derdi.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle dedi: “Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettim mi?"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezâhî 5, 2/420
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Bahr Abdurrahman b. Ebu Bekre es-Sekafî (Abdurrahman b. Nüfey b. Haris)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
6. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Bayram, kurban bayramı
Haklar, haklara saygı
Hz. Peygamber, veda haccı
Tebliğ, dine davet ve tebliğde metot
Zaman, haram aylar