Öneri Formu
Hadis Id, No:
17469, M003500
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ قَالَ كُنْتُ رِدْفَ أَبِى طَلْحَةَ يَوْمَ خَيْبَرَ وَقَدَمِى تَمَسُّ قَدَمَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَأَتَيْنَاهُمْ حِينَ بَزَغَتِ الشَّمْسُ وَقَدْ أَخْرَجُوا مَوَاشِيَهُمَ وَخَرَجُوا بِفُئُوسِهِمْ وَمَكَاتِلِهِمْ وَمُرُورِهِمْ فَقَالُوا مُحَمَّدٌ وَالْخَمِيسُ - قَالَ - وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "خَرِبَتْ خَيْبَرُ إِنَّا إِذَا نَزَلْنَا بِسَاحَةِ قَوْمٍ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَرِينَ." قَالَ وَهَزَمَهُمُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ وَوَقَعَتْ فِى سَهْمِ دَحْيَةَ جَارِيَةٌ جَمِيلَةٌ فَاشْتَرَاهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِسَبْعَةِ أَرْؤُسٍ ثُمَّ دَفَعَهَا إِلَى أُمِّ سُلَيْمٍ تُصَنِّعُهَا لَهُ وَتُهَيِّئُهَا - قَالَ وَأَحْسِبُهُ قَالَ - وَتَعْتَدُّ فِى بَيْتِهَا وَهِىَ صَفِيَّةُ بِنْتُ حُيَىٍّ - قَالَ - وَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلِيمَتَهَا التَّمْرَ وَالأَقِطَ وَالسَّمْنَ فُحِصَتِ الأَرْضُ أَفَاحِيصَ وَجِىءَ بِالأَنْطَاعِ فَوُضِعَتْ فِيهَا وَجِىءَ بِالأَقِطِ وَالسَّمْنِ فَشَبِعَ النَّاسُ - قَالَ - وَقَالَ النَّاسُ لاَ نَدْرِى أَتَزَوَّجَهَا أَمِ اتَّخَذَهَا أُمَّ وَلَدٍ. قَالُوا إِنْ حَجَبَهَا فَهْىَ امْرَأَتُهُ وَإِنْ لَمْ يَحْجُبْهَا فَهْىَ أُمُّ وَلَدٍ فَلَمَّا أَرَادَ أَنْ يَرْكَبَ حَجَبَهَا فَقَعَدَتْ عَلَى عَجُزِ الْبَعِيرِ فَعَرَفُوا أَنَّهُ قَدْ تَزَوَّجَهَا. فَلَمَّا دَنَوْا مِنَ الْمَدِينَةِ دَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَدَفَعْنَا - قَالَ - فَعَثَرَتِ النَّاقَةُ الْعَضْبَاءُ وَنَدَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَنَدَرَتْ فَقَامَ فَسَتَرَهَا وَقَدْ أَشْرَفَتِ النِّسَاءُ فَقُلْنَ أَبْعَدَ اللَّهُ الْيَهُودِيَّةَ. قَالَ قُلْتُ يَا أَبَا حَمْزَةَ أَوَقَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ إِى وَاللَّهِ لَقَدْ وَقَعَ. قَالَ أَنَسٌ وَشَهِدْتُ وَلِيمَةَ زَيْنَبَ فَأَشْبَعَ النَّاسَ خُبْزًا وَلَحْمًا وَكَانَ يَبْعَثُنِى فَأَدْعُو النَّاسَ فَلَمَّا فَرَغَ قَامَ وَتَبِعْتُهُ فَتَخَلَّفَ رَجُلاَنِ اسْتَأْنَسَ بِهِمَا الْحَدِيثُ لَمْ يَخْرُجَا فَجَعَلَ يَمُرُّ عَلَى نِسَائِهِ فَيُسَلِّمُ عَلَى كُلِّ وَاحِدَةٍ مِنْهُنَّ "سَلاَمٌ عَلَيْكُمْ كَيْفَ أَنْتُمْ يَا أَهْلَ الْبَيْتِ." فَيَقُولُونَ بِخَيْرٍ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ وَجَدْتَ أَهْلَكَ فَيَقُولُ "بِخَيْرٍ." فَلَمَّا فَرَغَ رَجَعَ وَرَجَعْتُ مَعَهُ فَلَمَّا بَلَغَ الْبَابَ إِذَا هُوَ بِالرَّجُلَيْنِ قَدِ اسْتَأْنَسَ بِهِمَا الْحَدِيثُ فَلَمَّا رَأَيَاهُ قَدْ رَجَعَ قَامَا فَخَرَجَا فَوَاللَّهِ مَا أَدْرِى أَنَا أَخْبَرْتُهُ أَمْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ الْوَحْىُ بِأَنَّهُمَا قَدْ خَرَجَا فَرَجَعَ وَرَجَعْتُ مَعَهُ فَلَمَّا وَضَعَ رِجْلَهُ فِى أُسْكُفَّةِ الْبَابِ أَرْخَى الْحِجَابَ بَيْنِى وَبَيْنَهُ وَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى هَذِهِ الآيَةَ "(لاَ تَدْخُلُوا بُيُوتَ النَّبِىِّ إِلاَّ أَنْ يُؤْذَنَ لَكُمْ)" الآيَةَ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Osman Affan (b. Müslim), ona Hammad b. Seleme, ona da Sabit (b. Eslem el-Bünânî), Enes'in (b. Malik) (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Hayber savaşının yapıldığı gün ben, Ebu Talha'nın (ra) hayvanının terkisindeydim. Ayağım, Allah'ın Rasulü'nün (sav) ayağına dokunuyordu. Güneş doğarken onların (Hayberlilerin) yanına vardık. Hayvanlarını dışarıya çıkarmışlar, kendileri de baltaları, zembilleri ve kürekleriyle dışarı çıkmışlardı. Bizi görünce eyvah! Muhammed ve ordusu dediler. Rasulullah (sav) onları gördüğünde; "yıkılsın Hayber/Hayber kesinlikle yıkılacak! Bir kabilenin bölgesine indiğimizde, sıkıntı çöker uyarılmışların sabahına" diye haykırdı. (Yapılan savaşta) Allah (ac) Hayberliler'i hezimete uğrattı. Savaşta Dihye'nin hissesine güzel bir cariye düştü. Daha sonra Allah'ın Rasulü (sav) onu (cariyeyi), yedi savaş esiri karşılığında satın aldı. Sonra kızı temizlemesi, süslemesi -zannedersem şunu da söyledi- ev işlerini çekip çevirsin ve yardımcı olması için Ümmü Süleym'e (r.anha) verdi. Cariye olarak alınan kız, Safiyye bt. Huyeydi. Allah'ın Rasulü (sav) Safiye'nin düğün yemeğinde (misafirlere) kuru hurma, keş (kurutulmuş peynir) ve tereyağı ikram etti. Düğün yapılan yerin zemini bir parça kazılarak düzeltildi, deri yaygılar getirilerek oraya yayıldı. Düğünde (ikram edilmek üzere) keş ile tereyağı getirildi. İnsanların karnı doydu. (Düğün sırasında) sahabe birbirlerine Rasulullah (sav) Safiye'yi hanımı mı yaptı, yoksa ümmü veled şeklinde cariye olarak mı aldı bilmiyoruz? Eğer Safiye’yi tesettüre soktuysa o, Peygamber'in karısı olmuştur. Tesettüre sokmadıysa, ümmü veled şeklinde cariyedir diye konuştular. (Düğün sonrası) Allah'ın Rasulü (sav), hayvanına binmek isteyince, Safiye'yi tesettüre soktu. Safiye, O'nun (sav) devesinin arka tarafına oturdu. İnsanlar o zaman Allah Rasul'ünün onunla evlendiğini (kendine eş olarak aldığını) anladılar. Medine'ye yaklaşırken Allah'ın Rasulü hayvanı dehledi. Biz de peşinden hayvanlarımızı sürdük. Derken Peygamberimizin Adbâ adlı devesi sendeledi ve hem Allah'ın Resulü hem Safiye, deveden düştüler. Peygamber Efendimiz kalktı ve Safiye'nin örtüsünü düzeltti. Kadınlar bunu gördüler (ve maalesef) Allah, yahudi kadınını ırak eylesin diye söylendiler. -Rivayeti aktaran kişi burada araya giriyor-: Ben Enes'e, ya Ebu Hamza! Allah'ın Resulü gerçekten deveden düştü mü diye sordum. Enes; evet gerçekten düştü diye cevapladı dedi. Enes devemle şöyle dedi: Ben Zeynep'in düğün yemeğinde de bulundum. Bu düğünde Allah'ın Resulü, davetlileri ekmek ve etle doyurdu. Beni, insanları (düğün yemeğini yesinler diye, evin dışında toplamam için) gönderdi. Bu iş (düğün yemeği) bitince Hz. Peygamber (sav) kalktı. Ben de peşine takıldım. Ne var ki, davetlilerden iki kişi sohbete dalıp daha evden dışarı çıkmamışlardı. Hz. Peygamber (sav), (bu sırada) odalarındaki diğer hanımlarına uğruyor, onlara selam veriyordu ve "selam size ev halkı! Nasılsınız" diyordu. Onlar da iyiyiz. Ey Allah'ın Resulü! Aileni nasıl buldun diye soruyorlardı. Efendimiz; "iyi buldum" diye karşılık veriyordu.
Konuşma bitince, Peygamberle beraber (Zeynep'in bulunduğu düğün evine) geri döndük. Allah'ın Resulü, kapıya varınca baktı ki o iki adam sohbeti iyice koyulaştırmış içeride oturuyorlar. Adamlar, Peygamber'in geri döndüğünü görünce daha fazla içeride durmadan evden çıktılar. Allah biliyor ya! Adamların çıktıklarını Peygamber'e (sav) ben mi haber verdim, yoksa bu hususta Peygambere bir vahiy mi indi hatırlamıyorum. Sonuçta Peygamber Efendimiz eve geri döndü, ben de onunla döndüm. Hz. Peygamber adımını kapının eşiğinden atar atmaz, kapının perdesini indirdi ve ben dışarıda kaldım. (Bu olayın ardından) Allah Teâlâ; "Peygamberin evlerine, size izin verilmedikçe girmeyin" (Ahzâb, 33/53) ayetini indirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Nikah 3500, /571
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Evlilik, düğün yemeği, velime
Hz. Peygamber, evlilikleri
Hz. Peygamber, hanımları, Safiyye bt. Huyeyy
Misafirlik, kalma müddeti