Öneri Formu
Hadis Id, No:
17815, B005705
Hadis:
حَدَّثَنَا عِمْرَانُ بْنُ مَيْسَرَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ حَدَّثَنَا حُصَيْنٌ عَنْ عَامِرٍ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ - رضى الله عنهما - قَالَ لاَ رُقْيَةَ إِلاَّ مِنْ عَيْنٍ أَوْ حُمَةٍ . فَذَكَرْتُهُ لِسَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ فَقَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَبَّاسٍ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « عُرِضَتْ عَلَىَّ الأُمَمُ ، فَجَعَلَ النَّبِىُّ وَالنَّبِيَّانِ يَمُرُّونَ مَعَهُمُ الرَّهْطُ ، وَالنَّبِىُّ لَيْسَ مَعَهُ أَحَدٌ ، حَتَّى رُفِعَ لِى سَوَادٌ عَظِيمٌ ، قُلْتُ مَا هَذَا أُمَّتِى هَذِهِ قِيلَ هَذَا مُوسَى وَقَوْمُهُ . قِيلَ انْظُرْ إِلَى الأُفُقِ . فَإِذَا سَوَادٌ يَمْلأُ الأُفُقَ ، ثُمَّ قِيلَ لِى انْظُرْ هَا هُنَا وَهَا هُنَا فِى آفَاقِ السَّمَاءِ فَإِذَا سَوَادٌ قَدْ مَلأَ الأُفُقَ قِيلَ هَذِهِ أُمَّتُكَ وَيَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْ هَؤُلاَءِ سَبْعُونَ أَلْفًا بِغَيْرِ حِسَابٍ ، ثُمَّ دَخَلَ وَلَمْ يُبَيِّنْ لَهُمْ فَأَفَاضَ الْقَوْمُ وَقَالُوا نَحْنُ الَّذِينَ آمَنَّا بِاللَّهِ ، وَاتَّبَعْنَا رَسُولَهُ ، فَنَحْنُ هُمْ أَوْ أَوْلاَدُنَا الَّذِينَ وُلِدُوا فِى الإِسْلاَمِ فَإِنَّا وُلِدْنَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ . فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ فَقَالَ هُمُ الَّذِينَ لاَ يَسْتَرْقُونَ ، وَلاَ يَتَطَيَّرُونَ ، وَلاَ يَكْتَوُونَ وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ » . فَقَالَ عُكَّاشَةُ بْنُ مِحْصَنٍ أَمِنْهُمْ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « نَعَمْ » . فَقَامَ آخَرُ فَقَالَ أَمِنْهُمْ أَنَا قَالَ « سَبَقَكَ عُكَّاشَةُ » .
Tercemesi:
Bize İmran b. Meysere, ona İbn Fudayl, ona Husayn, ona Âmir, ona İmran b. Husayn’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivayet etti: Rukye tedavisi, ancak göz değmesinden ve zehirli (hayvan sokmasın)dan olur, demiştir. Ben bunu Saîd b. Cübeyr’e söyleyince, o şöyle dedi: İbn Abbas bize rivayetle dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Bana ümmetler gösterildi, bir nebi ve iki nebi beraberlerinde bir topluluk ile birlikte, bir diğer nebi beraberinde hiç kimse olmadığı halde geçiyordu, sonunda bana büyük bir kalabalık gösterildi. Ben, bu ümmetim mi dedim. Bu, Musa ve kavmidir, diye cevap verildi. Şu ufka bak, denildi. Ufku dolduran bir karartı gördüm. Sonra semanın ufuklarında şuraya da bak, şuraya da bak, denildi. Ufku dolduran kalabalık bir karartı gördüm. İşte, senin ümmetin budur. Bunlardan yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden cennete gireceklerdir, denildi.” Sonra (Allah Rasulü) onlara bir açıklama yapmadan içeri girdi. Orada bulunanlar söze daldılar ve biz Allah’a iman eden, Rasulü’ne uyan kimseleriz, onlar bizler olmalıyız ya da İslam geldikten sonra doğan çocuklarımızdır. Çünkü biz cahiliye döneminde dünyaya gelmiştik, dediler. Bu söyledikleri Nebi’ye (sav) ulaşınca, dışarı çıktı ve şöyle buyurdu: “Onlar Rukye ile tedavi olmayanlar, bir şeylerin uğursuzluğuna kapılmayanlar, yaralarını dağlamayanlar ve Rablerine tevekkül edenlerdir” buyurdu. Bu sefer Ukkâşe b. Mihsan, ben onlardan birisi miyim? Ey Allah’ın Rasulü, dedi. O: “Evet” buyurdu. Bir başkası daha kalkarak: Ben onlardan mıyım, diye sordu. Allah Rasulü: “Bu hususta Ukkâşe senden öne geçti” buyurdu.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
لاَ رُقْيَةَ إِلاَّ مِنْ عَيْنٍ أَوْ حُمَةٍ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tıb 17, 2/445
Senetler:
1. Ebu Nüceyd İmran b. Husayn el-Ezdî (İmran b. Husayn b. Ubeyd b. Halef b. Abdünühüm)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Hasan İmran b. Meysera el-Minkarî (İmran b. Meysera)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Önceki Ümmetler, Peygamberleri
Tedavi, Rukye, tedavi şekilleri