Öneri Formu
Hadis Id, No:
19749, İM002062
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَطَاءٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ صَخْرٍ الْبَيَاضِىِّ قَالَ كُنْتُ امْرَأً أَسْتَكْثِرُ مِنَ النِّسَاءِ لاَ أُرَى رَجُلاً كَانَ يُصِيبُ مِنْ ذَلِكَ مَا أُصِيبُ فَلَمَّا دَخَلَ رَمَضَانُ ظَاهَرْتُ مِنِ امْرَأَتِى حَتَّى يَنْسَلِخَ رَمَضَانُ فَبَيْنَمَا هِىَ تُحَدِّثُنِى ذَاتَ لَيْلَةٍ انْكَشَفَ لِى مِنْهَا شَىْءٌ فَوَثَبْتُ عَلَيْهَا فَوَاقَعْتُهَا فَلَمَّا أَصْبَحْتُ غَدَوْتُ عَلَى قَوْمِى فَأَخْبَرْتُهُمْ خَبَرِى وَقُلْتُ لَهُمْ سَلُوا لِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالُوا مَا كُنَّا لِنَفْعَلَ إِذًا يُنْزِلَ اللَّهُ فِينَا كِتَابًا أَوْ يَكُونَ فِينَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَوْلٌ فَيَبْقَى عَلَيْنَا عَارُهُ وَلَكِنْ سَوْفَ نُسَلِّمُكَ لِجَرِيرَتِكَ اذْهَبْ أَنْتَ فَاذْكُرْ شَأْنَكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ فَخَرَجْتُ حَتَّى جِئْتُهُ فَأَخْبَرْتُهُ الْخَبَرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَنْتَ بِذَاكَ » . فَقُلْتُ أَنَا بِذَاكَ وَهَا أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ صَابِرٌ لِحُكْمِ اللَّهِ عَلَىَّ . قَالَ « فَأَعْتِقْ رَقَبَةً » . قَالَ قُلْتُ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ مَا أَصْبَحْتُ أَمْلِكُ إِلاَّ رَقَبَتِى هَذِهِ . قَالَ « فَصُمْ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ » . قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَهَلْ دَخَلَ عَلَىَّ مَا دَخَلَ مِنَ الْبَلاَءِ إِلاَّ بِالصَّوْمِ قَالَ « فَتَصَدَّقْ وَأَطْعِمْ سِتِّينَ مِسْكِينًا » . قَالَ قُلْتُ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لَقَدْ بِتْنَا لَيْلَتَنَا هَذِهِ مَا لَنَا عَشَاءٌ . قَالَ « فَاذْهَبْ إِلَى صَاحِبِ صَدَقَةِ بَنِى زُرَيْقٍ فَقُلْ لَهُ فَلْيَدْفَعْهَا إِلَيْكَ وَأَطْعِمْ سِتِّينَ مِسْكِينًا وَانْتَفِعْ بِبَقِيَّتِهَا » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Amr b. Atâ, ona Süleyman b. Yesâr, ona da Seleme b. Sahr el-Beyâzî şöyle demiştir: Ben (helâlim olan) kadınlara karşı çok şehvetli bir adamdım. Benim kadar helâli ile temasta bulunan bir erkeğin varlığını sanmıyorum. Bu durumum dolayısıyla Ramazan ayı girince, (gündüzleri bir hataya düşmemek için) Ramazan ayı çıkıncaya kadar karımdan zihârda bulundum. Bir gece karım benimle konuşurken onun şehvet getirici bir tarafı açılıp o yere gözüm ilişti. Bunun üzerine ben de karımın üstüne atlayıp temasta bulundum. Sabah olunca kavmimin yanma gidip başımdan geçeni anlattım ve: Benim için (bu durumu) Rasulullah'a (sav) sorun, diye ricada bulundum. (Fakat) Onlar: Biz bunu yapacak değiliz. (Çünkü) bunu yaptığımız zaman, (bakarsın) Allah, hakkımızda ayet gönderir veya hakkımızda Rasulullah'ın (sav) bir kavli (hadisi) olur da bunun lekesi bizim üzerimizde kalır ve lâkin, biz seni günahınla baş başa bırakacağız. Sen git de hâlini Rasulullah'a (sav) anlat, dediler. Seleme demiştir ki: Artık ben (onların yanından) çıktım ve nihayet Resûl-i Ekrem'in (sav) huzuruna varıp başımdan geçen olayı O'na arzettim. Rasulullah (sav), bana: "(Yâ Seleme) sen (mi) bu fiili işledin?" buyurdu. (Bu söz kınama mahiyetindedir.) Ben de: (Evet) bunu yapan benim. Ve Yâ Rasulullah! İşte ben (hazırım), Allah'ın benim aleyhimdeki hükmüne sabrederim, dedim. Resûlü Ekrem (sav): "Şu hâlde bir rakaba (köle veya câriye)yi âzad et." buyurdu. Seleme demiştir ki ben: “(Yâ Rasulullah!) Seni hak (din) ile gönderene (Allah) yemin ederim ki, kendi nefsimden başka hiçbir şeye mâlik değilim, dedim. Resûl-i Ekrem (sav); "O halde aralıksız iki ay oruç tut" buyurdu. Seleme demiştir ki, ben: Yâ Rasulullah! Başıma gelen belâ oruç tutmamdan başka bir sebeple mi geldi? dedim. Resûl-i Ekrem (sav): "Bu durumda sen yetmiş yoksula sadaka ver veya yemek yedir" buyurdu. Seleme demiştir ki ben: Seni hak ile gönderen (Allah'a) yemin ederim ki, bu (geçen) gecemizi akşam yemeğimiz bulunmadığı halde geçirdik, dedim. Buyurdular ki: "Öyle ise Benî Zürayk (kabilesinin) zekât âmiline (memuruna) git de ona söyle, onların zekâtını sana ödesin. Sen de (bundan) altmış yoksulu yedir ve kalanından yararlan."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Talak 25, /329
Senetler:
1. Seleme b. Sahr el-Ensarî (Seleme b. Sahr b. Selman b. Harise b. Haris)
2. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Amiri (Muhammed b. Amr b. Ata b. Ayyaş b. Alkame)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Zıhar, keffareti