Öneri Formu
Hadis Id, No:
209046, İHS000173
Hadis:
173 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ بْنِ خُزَيْمَةَ، حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ وَاضِحٍ الْهَاشِمِيُّ، حَدَّثَنَا مُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ قَالَ: قُلْتُ: يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَعْنِي لِابْنِ عُمَرَ: إِنَّ أَقْوَامًا يَزْعُمُونَ أَنْ لَيْسَ قَدَرٌ قَالَ: هَلْ عِنْدَنَا مِنْهُمْ أَحَدٌ؟ قُلْتُ: لَا، قَالَ: فَأَبْلِغْهُمْ عَنِّي إِذَا لَقِيتَهُمْ: إِنَّ ابْنَ عُمَرَ يَبْرَأُ إِلَى اللَّهِ مِنْكُمْ، وَأَنْتُمْ بُرَآءُ مِنْهُ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ، قَالَ: بَيْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي أُنَاسٍ، إِذْ جَاءَ رَجُلٌ لَيْسَ عَلَيْهِ سَحْنَاءُ سَفَرٍ، وَلَيْسَ مِنْ أَهْلِ الْبَلَدِ، يَتَخَطَّى حَتَّى وَرَكَ، فَجَلَسَ بَيْنَ يَدَيْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِسْلَامُ؟ قَالَ: «الْإِسْلَامُ أَنْ تَشْهَدَ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ، وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ، وَأَنْ تُقِيمَ الصَّلَاةَ، وَتُؤْتِيَ الزَّكَاةَ، وَتَحُجَّ وَتَعْتَمِرَ، وَتَغْتَسِلَ مِنَ الْجَنَابَةِ، وَأَنْ تُتِمَّ الْوُضُوءَ، وَتَصُومَ رَمَضَانَ»، قَالَ: فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ فَأَنَا مُسْلِمٌ؟ قَالَ: «نَعَمْ»، قَالَ: صَدَقْتَ، قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِيمَانُ؟ قَالَ: «أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ، وَتُؤْمِنَ بِالْجَنَّةِ وَالنَّارِ وَالْمِيزَانِ، وَتُؤْمِنَ بِالْبَعْثِ بَعْدَ الْمَوْتِ، وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ»، قَالَ: فَإِذَا فَعَلْتُ ذَلِكَ، فَأَنَا مُؤْمِنٌ؟ قَالَ: «نَعَمْ»، قَالَ: صَدَقْتَ، قَالَ: يَا مُحَمَّدُ، مَا الْإِحْسَانُ؟ قَالَ: «الْإِحْسَانُ أَنْ تَعْمَلَ لِلَّهِ كَأَنَّكَ تَرَاهُ، فَإِنَّكَ إِنْ لَا تَرَاهُ، فَإِنَّهُ يَرَاكَ»، قَالَ: فَإِذَا فَعَلْتُ هَذَا، فَأَنَا مُحْسِنٌ؟ قَالَ: «نَعَمْ»، قَالَ: صَدَقْتَ، قَالَ: فَمَتَى السَّاعَةُ؟ قَالَ: «سُبْحَانَ اللَّهِ، مَا الْمَسْؤُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنَ السَّائِلِ، وَلَكِنْ إِنْ شِئْتَ نَبَّأْتُكَ عَنْ أَشْرَاطِهَا»، قَالَ: أَجَلْ، قَالَ: «إِذَا رَأَيْتَ الْعَالَةَ الْحُفَاةَ الْعُرَاةَ يَتَطَاوَلُونَ فِي الْبِنَاءِ، وَكَانُوا مُلُوكًا»، قَالَ: مَا الْعَالَةُ الْحُفَاةُ الْعُرَاةُ؟ قَالَ: «الْعُرَيْبُ»، قَالَ: «وَإِذَا رَأَيْتَ الْأَمَةَ تَلِدُ رَبَّتَهَا، فَذَلِكَ مِنْ أَشْرَاطِ السَّاعَةِ»، قَالَ: صَدَقْتَ، ثُمَّ نَهَضَ فَوَلَّى، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «عَلَيَّ بِالرَّجُلِ»، فَطَلَبْنَاهُ كُلَّ مَطْلَبٍ فَلَمْ نَقْدِرْ عَلَيْهِ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «هَلْ تَدْرُونَ مَنْ هَذَا؟ هَذَا جِبْرِيلُ أَتَاكُمْ لَيُعَلِّمَكُمْ دِينَكُمْ، خُذُوا عَنْهُ، وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ مَا شُبِّهَ عَلَيَّ مُنْذُ أَتَانِي قَبْلَ مَرَّتِي هَذِهِ، وَمَا عَرَفْتُهُ حَتَّى وَلَّى».
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: تَفَرَّدَ سُلَيْمَانُ التَّيْمِيُّ بِقَوْلِهِ «خُذُوا عَنْهُ»، وَبِقَوْلِهِ: «تَعْتَمِرَ وَتَغْتَسِلَ وَتُتِمَّ الْوُضُوءَ».
Tercemesi:
Bize Muhammed İbn İshâk İbn Huzeyme haber verdi: Bize Yûsuf İbn Vâdıh el-Hâşimî anlattı: Mu'temir İbn Süleymân bize babasından, o da Yahyâ İbn Ya'mer'den anlattı:
Ebû Abdurrahmân'a yani İbn Ömer'e şöyle dedim:
-Birtakım insanlar, kader diye bir şey olmadığını iddia ediyorlar.
İbn Ömer:
-Aramızda onlardan kimse var mı?
-Hayır.
-O halde sen onlarla görüştüğünde, benim onlardan uzak olduğumu, onların da benden uzak olduklarını kendilerine bildir. Bize, Ömer İbnü'l-Hattâb şöyle anlattı: Birgün Allâh'ın Elçisi (sas)'in yanında bizler kalabalık bir halde otururken, üzerinde yolculuk izi bulunmayan ve şehir halkından da olmayan bir adam çıkageldi. İnsanların arasından geçerek, Peygamber (sas)'in yanına vardı ve diz çökerek ona şöyle dedi:
-Ey Muhammed, İslam nedir?
Peygamber (sas) şöyle cevap verdi:
-İslam: Allah'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed'in Allâh'ın Elçisi olduğuna tanıklık etmen, namazı kılman, zekâtı vermen, haccetmen, umre yapman, cünüplükten yıkanman, abdesti güzelce alman ve Ramazan orucunu tutmandır.
-Bunları yaparsam, artık ben Müslüman sayılır mıyım?
-Evet.
-Doğru söyledin. Ey Muhammed, İman nedir?
-Allâh'a, meleklerine, kitaplarına, elçilerine inanman; Cennet'e, Cehennem'e ve Mîzan'a (1) inanman; öldükten sonra dirilmeye inanman ve kaderin iyisine de kötüsüne de inanmandır.
-Bunları yaparsam, artık ben mümin sayılır mıyım?
-Evet.
-Doğru söyledin. Ey Muhammed, İhsân nedir?
-İhsân: Her şeyi, Allâh için, Allâh'ı görüyormuşçasına yapmandır; sen Onu görmüyorsan da, O seni kesinlikle görür.
-Bunu yaparsam, ben artık muhsin sayılır mıyım?
-Evet.
-Doğru söyledin. Peki Kıyâmet ne zaman kopacak?
-Sübhânallâh! Kendisine sorulan, sorunun cevabını sorandan daha iyi bilmiyor ki! Ancak dilersen, sana onun alâmetlerinden bahsedebilirim.
-Olur.
-Yoksul, yalınayak ve çıplakların binaları yükseltmekte birbirleriyle yarıştıklarını ve kral olduklarını gördüğünde…
-Yoksul, yalınayak ve çıplaklar kimlerdir?
-el-Urayb'dır(2). Cariyenin efendisini doğurduğunu gördüğünde de anla ki, bu da Kıyâmet alâmetlerindendir.
-Doğru söyledin.
Sonra adam kalktı, gitti. O gittikten sonra, Peygamber (sas) dedi ki: Deminki adamı bana getirin!
Onu her yerde aradık fakat bulamadık. Bunun üzerine, Peygamber (sas) şöyle buyurdu: Biliyor musunuz, o adam kimdi? O, Cibril idi. Size, dininizi öğretmek üzere buraya geldi, söylediklerini iyi belleyin; canımı elinde tutan Allâh'a yemin ederim ki, ilk geldiğinden beri bana hiç böyle görünmemişti, ben de onu, ancak o gittikten sonra tanıyabildim.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (ra): 'Söylediklerini iyi belleyin' , 'Umre yapman, cünüplükten yıkanman ve abdesti güzelce alman' sözleri, sadece Süleymân et-Teymî'nin aktarımında yer alır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, İmân 173, 1/397
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular:
İhsan, ihsan nedir?
İman, Esasları, Kitaplara iman
İslam, islam nedir?
KTB, İMAN