Öneri Formu
Hadis Id, No:
212185, İHS000611
Hadis:
611 - أَخْبَرَنَا أَبُو يَعْلَى، قَالَ: حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِي بَكْرٍ الْمُقَدَّمِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ، قَالَ: حَدَّثَنِي أَبِي، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَبِي الصِّدِّيقِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ: أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «كَانَ فِيمَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ رَجُلٌ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا، فَسَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الْأَرْضِ، فَدُلَّ عَلَى رَاهِبٍ، فَأَتَاهُ، فقَالَ: إِنَّهُ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا، فَهَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ؟، قَالَ: لَا فَقَتَلَهُ وَكَمَّلَ بِهِ مِائَةً، ثُمَّ سَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الْأَرْضِ، فَدُلَّ عَلَى رَجُلٍ، فقَالَ: أَنَّهُ قَتَلَ مِئَةً، فَهَلْ لَهُ تَوْبَةٌ؟، قَالَ: نَعَمْ، مَنْ يَحُولُ بَيْنَكَ وَبَيْنَ التَّوْبَةِ؟ ائْتِ أَرْضَ كَذَا وَكَذَا، فَإِنَّ بِهَا نَاسًا يَعْبُدُونَ اللَّهَ فَاعْبُدِ اللَّهَ وَلَا تَرْجِعْ إِلَى أَرْضِكَ، فَإِنَّهَا أَرْضُ سُوءٍ، فَانْطَلَقَ حَتَّى إِذَا انْتَصَفَ الطَّرِيقَ، أَتَاهُ الْمَوْتُ، فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلَائِكَةُ الرَّحْمَةِ، وَمَلَائِكَةُ الْعَذَابِ، فَقَالَتْ مَلَائِكَةُ الرَّحْمَةِ: جَاءَنَا تَائِبًا مُقْبِلًا بِقَلْبِهِ إِلَى اللَّهِ جَلَّ وَعَلَا، وَقَالَتْ مَلَائِكَةُ الْعَذَابِ: إِنَّهُ لَمْ يَعْمَلْ خَيْرًا قَطُّ، فَأَتَاهُ مَلَكٌ فِي صُورَةِ آدَمِيٍّ فَجَعَلُوهُ بَيْنَهُمْ، فقَالَ: قِيسُوا مَا بَيْنَ الْأَرْضَيْنِ: أَيُّهُمَا كَانَ أَقْرَبَ، فَهِيَ لَهُ، فَقَاسُوهُ فَوَجَدُوهُ أَدْنَى إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي أَرَادَ، فَقَبَضَتْهُ بِهَا مَلَائِكَةُ الرَّحْمَةِ».
Tercemesi:
Bize Ebû Ya'lâ haber verdi: Bize Muhammed İbn Ebû Bekr el-Mukaddemî anlattı: Bize Muâz İbn Hişâm anlattı: Babam bana Katâde'den, o da Ebu's-Sıddîk'tan, o da Ebû Saîd el-Hudrî'den, Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu anlattı:
Sizden önceki milletlerden birinde, 99 adam öldürmüş biri vardı. Yeryüzünün en bilginini soruşturdu. Kendisine bir rahibi gösterdiler; o da ona gitti ve 99 kişi öldürdüğünü bildirerek kendisi için bir tevbe söz konusu olup olmadığını sordu. Rahip ona: Hayır yok, dedi. Rahibi de öldürerek sayıyı 100'e tamamladı. Sonra yeryüzünün en bilginini aramaya devam etti. Kendisine bir adamı gösterdiler; gidip ona, kendisinin 100 kişiyi öldürdüğünü bildirerek tevbe edip edemiyeceğini sordu. O da: Evet, hem seninle tevbe arasına kim girebilir ki? Falanca memlekete git, orada Allâh'a kulluk eden insanlar var; sen de onlarla birlikte Allâh'a kulluk et ve artık memleketine geri dönme; çünkü senin bu memleketin kötülük diyarıdır. Bunun üzerine adam yola koyuldu; yolu yarılamıştı ki kendisine ecel gelip çattı. Rahmet melekleri ile azap melekleri kendi aralarında tartışmaya başladılar. Rahmet melekleri dediler ki: Kalbini Allâh Celle ve Alâ'ya yönelterek ve tevbe ederek bize geldi. Azap melekleri ise: O, en küçük bir hayır bile işlemiş değildir, dediler. Bir insan kılığında başka bir melek onlara çıkageldi; onlar da onu aralarında hakem yaptılar. Bunun üzerine o dedi ki: Buradan itibaren geldiği yeri ve gitmek istediği yeri ölçün; nereye yakınsa oradan sayılsın. Onlar da ölçtüler ve gördüler ki varmak istediği yere daha yakın bulunuyor. Bunun üzerine onun canını rahmet melekleri aldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 611, 2/376
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular: