Öneri Formu
Hadis Id, No:
21789, N002444
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ قَالَ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَبِى عَمْرٍو الْغُدَانِىِّ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « أَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ إِبِلٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا نَجْدَتُهَا وَرِسْلُهَا قَالَ « فِى عُسْرِهَا وَيُسْرِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا إِذَا جَاءَتْ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ بَقَرٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَغَذَّ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ وَآشَرَهُ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا وَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ وَأَيُّمَا رَجُلٍ كَانَتْ لَهُ غَنَمٌ لاَ يُعْطِى حَقَّهَا فِى نَجْدَتِهَا وَرِسْلِهَا فَإِنَّهَا تَأْتِى يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَغَذِّ مَا كَانَتْ وَأَكْثَرِهِ وَأَسْمَنِهِ وَآشَرِهِ ثُمَّ يُبْطَحُ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ فَتَطَؤُهُ كُلُّ ذَاتِ ظِلْفٍ بِظِلْفِهَا وَتَنْطَحُهُ كُلُّ ذَاتِ قَرْنٍ بِقَرْنِهَا لَيْسَ فِيهَا عَقْصَاءُ وَلاَ عَضْبَاءُ إِذَا جَاوَزَتْهُ أُخْرَاهَا أُعِيدَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ فَيَرَى سَبِيلَهُ » .
Tercemesi:
Bize İsmail b. Mesud, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arube, ona Katade (b. Diâme), ona Ebu Amr el-Ğudânî, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kimin develeri var da darlıkta ve bollukta (necdetihâ ve rislihâ) onların zekatını vermiyorsa..." Bunun üzerine sahabe: "Darlık ve bolluk ne demektir" dediler. Rasulullah (sav) da: "Kolaylık ve zorlukta" buyurdu. (Sonra şöyle devam etti) "Kıyamet günü o develer daha hareketli ve daha semiz bir halde gelirler ve geniş bir alana konulmuş olan sahiplerini çiğnerler, develerin sonuncusu gelince diğerleri tekrar başa dönerek çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene olan kıyamet gününde sürüp gider ve tüm insanların hesabı görülünceye kadar da devam eder. Daha sonra kişi gideceği yeri (Cennet veya Cehennem) mutlaka görür. Yine kimin sığırları olur da darlıkta ve bollukta onların zekatını vermezse o sığırlar kıyamet günü daha semiz daha hareketli ve daha haşin olarak getirilir ve sahiplerini ayaklarıyla çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve tırnaklarıyla onu çiğnerler sondakiler bitince baştakiler aynı şekilde yapmaya devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren kıyamet gününde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür. Yine kimin koyunları olur da bolluk ve darlıkta onların zekatını vermezse kıyamet günü o koyunlar daha hareketli daha semiz ve daha haşin olarak getirilir ve bu koyunlar sahiplerini toynağı ile çiğnerler, boynuzlarıyla toslarlar ve boynuzlarında da hiçbir eksiklik ve kırıklık yoktur. Son koyun çiğnemesini bitirince baştakiler tekrar başa dönüp çiğnemeye devam ederler. Bu iş bir günü elli bin sene süren, kıyamet günlerinde insanların hesapları görülünceye kadar devam eder. O kimse de gideceği yeri görür."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 2, /2245
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ömer el-Ğadânî (Ebu Ömer)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. İsmail b. Mesud el-Cahderi (İsmail b. Mesud)
Konular:
Zekat, fazileti
Zekat, vermemenin cezası