Giriş

Kitabımda Yakub b. İbrahim'den şöyle nakledildiğini gördüm: Bize İsmail b. Uleyye, ona Ravh b. el-Kasım, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti:
Rasûlullah (sav) mezarlığa gitti ve "Mü'minler kavminin yurduma selâm olsun!" diyerek mezardakilere selâm verdi, sonra şöyle dedi:
"İnşallâh bizler de sizlere kavuşacağız. Kardeşlerimi görmeyi çok arzu ederdim." Yanındakiler;
"- Biz senin kardeşlerin değ*il miyiz?" dediler.
"- Siz benim ashâbımsınız. Benim kardeşlerim ise ümmetim içerisinde benden sonra dünyaya gelecek olan kişilerdir. Ben onları havuz başında hasretle bekleyeceğim" buyurdu.
"- Ümmetinden, senden sonra dünyaya gelecek olanları nasıl tanıyacaksın?" diye sorduklarında;
"- Sakar ve sekili atları olan bir adam, duru ve siyah at sürüsü içerisinden kendi atlarını tanımaz mı?" diye sordu.
"- Evet, ey Allah'ın rasûlü" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle dedi:
"- Onlar, abdest azalarının parlaklığından sakar ve sekili atlar gibi mahşere gelecekler, ben de onları havuz başında bekleyeceğim.Ben bazı insanları havuzumdan kovacağım, tıpkı sürünün arasından yabancı develerin kovulduğu gibi. Ben onlara, 'Hey, bu tarafa gelin' diye sesleneceğim. Ama bana, 'Onlar senden sonra pek çok şey ihdas ettiler' denecek. Bunun üzerine ben de, 'Öyleyse defolsunlar, defolsunlar!' diyeceğim.
-


    Öneri Formu