Öneri Formu
Hadis Id, No:
2290, M004555
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ مَعْمَرٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "غَزَا نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ فَقَالَ لِقَوْمِهِ لاَ يَتْبَعْنِى رَجُلٌ قَدْ مَلَكَ بُضْعَ امْرَأَةٍ وَهُوَ يُرِيدُ أَنْ يَبْنِىَ بِهَا وَلَمَّا يَبْنِ وَلاَ آخَرُ قَدْ بَنَى بُنْيَانًا وَلَمَّا يَرْفَعْ سُقُفَهَا وَلاَ آخَرُ قَدِ اشْتَرَى غَنَمًا أَوْ خَلِفَاتٍ وَهُوَ مُنْتَظِرٌ وِلاَدَهَا. قَالَ فَغَزَا فَأَدْنَى لِلْقَرْيَةِ حِينَ صَلاَةِ الْعَصْرِ أَوْ قَرِيبًا مِنْ ذَلِكَ فَقَالَ لِلشَّمْسِ أَنْتِ مَأْمُورَةٌ وَأَنَا مَأْمُورٌ اللَّهُمَّ احْبِسْهَا عَلَىَّ شَيْئًا. فَحُبِسَتْ عَلَيْهِ حَتَّى فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْهِ - قَالَ - فَجَمَعُوا مَا غَنِمُوا فَأَقْبَلَتِ النَّارُ لِتَأْكُلَهُ فَأَبَتْ أَنْ تَطْعَمَهُ فَقَالَ فِيكُمْ غُلُولٌ فَلْيُبَايِعْنِى مِنْ كُلِّ قَبِيلَةٍ رَجُلٌ. فَبَايَعُوهُ فَلَصِقَتْ يَدُ رَجُلٍ بِيَدِهِ فَقَالَ فِيكُمُ الْغُلُولُ فَلْتُبَايِعْنِى قَبِيلَتُكَ. فَبَايَعَتْهُ - قَالَ - فَلَصِقَتْ بِيَدِ رَجُلَيْنِ أَوْ ثَلاَثَةٍ فَقَالَ فِيكُمُ الْغُلُولُ أَنْتُمْ غَلَلْتُمْ - قَالَ - فَأَخْرَجُوا لَهُ مِثْلَ رَأْسِ بَقَرَةٍ مِنْ ذَهَبٍ - قَالَ - فَوَضَعُوهُ فِى الْمَالِ وَهُوَ بِالصَّعِيدِ فَأَقْبَلَتِ النَّارُ فَأَكَلَتْهُ. فَلَمْ تَحِلَّ الْغَنَائِمُ لأَحَدٍ مِنْ قَبْلِنَا ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى رَأَى ضَعْفَنَا وَعَجْزَنَا فَطَيَّبَهَا لَنَا."
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona İbn Mübarek, ona Ma'mer; (T)
Bize Muhammed b. Râfi', -hadisin lafızları ona aittir- ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Peygamberlerden biri gazâya çıkıp kavmine, bir kadınla evlenmiş ve henüz gerdeğe girmemiş ancak gerdeğe girmek isteyen beni izlemesin! Bir ev inşa eden (ancak) henüz çatısını yükseltmeyen beni izlemesin! Bir koyun ya da gebe deve satın alıp onun yavrularını bekleyen beni izlemesin dedi. (Böylece) gazâya çıktı da ikindi namazında ya da buna yakın bir vakitte bir yerleşim yerine yaklaştı. Güneşe, sen de memursun, ben de memurum. Allah'ım! Onun benim için biraz durdur dedi. Allah kendisine fethi müyesser kılana dek (güneş) onun için durduruldu. (Fetihten sonra) elde ettikleri ganimetleri topladılar. Ateş de ganimeti yemek için çıkageldi (ancak) onu yemekten vazgeçti. (Peygamber), içinizde ganimetten çalanlar var. Her kabileden biri bana biat etsin dedi. Ona biat ettiler. (Derken) bir adamın eli onun eline yapışıverdi! (Peygamber), ganimetten çalanlar sizin içinizdedir. Kabilen bana biat edecek dedi. (Kabilesi) ona biat etti de iki ya da üç adamın eli (onun eline) yapışıverdi! (Peygamber), ganimetten çalanlar sizin içinizde! Siz çaldınız dedi. (Peygamber) için inek kafası kadar altını çıkardılar ve yerde duran (ganimet) mal(larının) içine onu koydular. Ateş de onu yemek için geliverdi! Ganimetler bizden önce hiç bir kimse için helal kılınmadı. Bunun sebebi, Allah tebâreke ve teâlânın bizim zayıflığımızı ve acziyetimizi görmesidir. (Bundan dolayı ganimeti) bize helal kıldı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4555, /743
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, ganimete ihanet etmek
Ganimet, helal kılınmıştır
Güneş, secde etmesi
Hadis, israiliyyat içerikli haberler