1 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b.İsmail, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Âmir b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) şöyle demiştir:
Veda Haccında, hastalığımdan dolayı Rasulullah (sav) beni ziyarete geldi. Neredeyse ölecek kadar hastaydım. Rasulullah'a (sav) “ey Allah'ın Rasulü, bendeki bu hastalık senin de gördüğün gibi çok ıstırap vermeye başladı. Çok malım mülküm, bana varis olacak da bir tek kızım var. Malımın üçte ikisini sadaka olarak vereyim mi?” diye sordum. Rasulullah (sav) "hayır" buyurdu. Ben “yarısını sadaka vereyim mi?” dedim. Rasulullah (sav) "üçte bir bile çoktur. Ey Sa'd, senin mirasçılarını zengin bırakman, onları fakir ve insanlara el açar bir hâlde bırakmandan daha hayırlıdır. Sen Allah rızası için harcayacağın her nafakadan muhakkak ecre nail kılınırsın. Hatta yemek yerken eşinin ağzına koyacağın bir lokmadan bile sevap alırsın" dedi. Ben “dostlarım gidecek ben burada mı kalacağım (öleceğim)?” diye sordum. Allah Rasulü şöyle buyurdu: "Hayır, sen bizden asla geri kalmayacaksın. Sen Allah rızasını kazanmaya vesile olacak yararlı işler yapacaksın ve bu sayede Allah katında makam ve merteben yükselecek. Öyle ümit ediyorum ki senin ecelin geri bırakılacak ve uzun zaman yaşayacaksın. Hatta bazı topluluklar senden fayda görecek, bazıları da zarar. Allah'ım, ashabımın hicretini geçerli kıl, onları topukları üzerinde geri döndürme, Ah gidi Sa'd b. Havle" buyurdu.
Sa'd ibn Ebu Vakkâs der ki: Rasulullah (sav), Sa'd b. Havle'ye (hicret ettikten sonra) Mekke'de ölmesinden dolayı hüzünlenip acıdı.