Öneri Formu
Hadis Id, No:
233469, EYM003694
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عِيسَى الْمِصْرِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ، حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي الْعَمْيَاءِ، أَنَّ سَهْلَ بْنَ أَبِي أُمَامَةَ، حَدَّثَهُ، أَنَّهُ دَخَلَ هُوَ وَأَبُوهُ عَلَى أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ بِالْمَدِينَةِ زَمَنَ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ وَهُوَ أَمِيرٌ، فَصَلَّى صَلَاةً خَفِيفَةً كَأَنَّهَا صَلَاةُ مُسَافِرٍ أَوْ قَرِيبٌ مِنْهَا، فَلَمَّا سَلَّمَ قَالَ: يَرْحَمُكَ اللَّهُ، أَرَأَيْتَ هَذِهِ الصَّلَاةُ الْمَكْتُوبَةُ أَمْ شَيْءٌ تَنَفَّلْتَهُ؟ قَالَ: إِنَّهَا الْمَكْتُوبَةُ، وَإِنَّهَا صَلَاةُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، مَا أَخْطَأْتُ إِلَّا شَيْئًا سَهَوْتُ عَنْهُ، إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَقُولُ: "لَا تُشَدِّدُوا عَلَى أَنْفُسِكُمْ فَيُشَدَّدَ اللَّهُ عَلَيْكُمْ، فَإِنَّ قَوْمًا شَدَّدُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ فَشُدِّدَ عَلَيْهِمْ، فَتِلْكَ بَقَايَاهُمْ فِي الصَّوَامِعِ وَالدِّيَارَاتِ" : {رَهْبَانِيَّةً ابْتَدَعُوهَا مَا كَتَبْنَاهَا عَلَيْهِمْ} الحديد: 27، ثُمَّ غَدَوْا مِنَ الْغَدِ فَقَالُوا: نَرْكَبُ فَنَنْظُرُ وَنَعْتَبِرُ، قَالَ: نَعَمْ، فَرَكِبُوا جَمِيعًا، فَإِذَا هُمْ بِدِيَارٍ قَفْرٍ، قَدْ بَادَ أَهْلُهَا وَانْقَرَضُوا وَنُفُوا، خَاوِيَةٍ عَلَى عُرُوشِهَا، فَقَالُوا: أَتَعْرِفُ هَذِهِ الدِّيَارَ؟ قَالَ: مَا أَعْرَفَنِي بِهَا وَبِأَهْلِهَا، هَؤُلَاءِ أَهْلُ دِيَارٍ أَهْلَكَهُمُ الْبَغِيُ وَالْحَسَدُ، إِنَّ الْحَسَدَ يُطْفِئُ نُورَ الْحَسَنَاتِ، وَالْبَغْيُ يُصَدِّقُ ذَلِكَ أَوْ يُكَذِّبُهُ، وَالْعَيْنُ تَزْنِي، وَالْكَفُّ، وَالْقَدَمُ، وَالْيَدُ، وَاللِّسَانُ، وَالْفَرْجُ يُصَدِّقُ ذَلِكَ أَوْ يُكَذِّبُهُ
Tercemesi:
Bize Ahmed b. İsa , ona Abdullah b. Vehb, ona da Said b. Abdurrahman b. Ebu Amyâ', Sehl b. Ebu Ümâme'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
Sehl ve babası, Ömer b. Abdülaziz Medine valisi iken Enes b. Mâlik'in (ra) yanına girdiler. Enes'in yolculuk ya da buna yakın bir namaz gibi hafif, kısa bir şekilde namaz kıldığını gördüler. Selam verdiğinde babam: Allah sana rahmet etsin! Bu farz namaz mıdır yoksa nafile kıldığın bir namaz mıdır? dedi. Enes, Farz namazdır. O, Rasulullah'ın (sav) kıldığı namazdır. Yanılmam hariç hiçbir şeyde hata etmedim. Rasulullah (sav), "Kendinize ibadet konusunda çok yüklenmeyin ki size yüklenilmesin! Nitekim bir topluluk kendilerine yüklendiler de Allah da onlara yüklendi. İşte manastırlar ve kiliselerden geriye kalanlar! Uydurdukları ruhbanlığı onlara biz farz kılmadık!" buyurdu dedi. Ertesi gün babam: Bizle gelip bakmaz ve ibret almaz mısın? dedi. Enes (ra): Tabii, dedi. Hep birlikte yola çıktılar da ahalisi kalmamış ve gitmiş, sütunları üzere metruk bir şekilde kalmış bir kiliseye geldiler. Babam: Bu kiliseyi biliyor musun? dedi. Enes: orayı ve ahalisini iyi bilirim. Bu, kendilerini azgınlığın ve hasedin helak ettiği bir topluluğun kilisesidir. Haset iyi amellerin nurunu söndürür, azgınlık da bunu doğrular ya da yalanlar. Göz zina eder; el, ayak, beden ve avret yeri de bunu doğrular veya yalanlar, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Ya'lâ el-Mevsılî, Müsned-i Ebû Ya'la, Enes b. Malik 3694, 6/365
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
Konular:
Kıskançlık, Haset, iyilikleri yok eder