Öneri Formu
Hadis Id, No:
23710, B006444
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ قَالَ قَالَ أَبُو ذَرٍّ كُنْتُ أَمْشِى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَرَّةِ الْمَدِينَةِ فَاسْتَقْبَلَنَا أُحُدٌ فَقَالَ "يَا أَبَا ذَرٍّ" قُلْتُ لَبَّيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ "مَا يَسُرُّنِى أَنَّ عِنْدِى مِثْلَ أُحُدٍ هَذَا ذَهَبًا ، تَمْضِى عَلَىَّ ثَالِثَةٌ وَعِنْدِى مِنْهُ دِينَارٌ ، إِلاَّ شَيْئًا أُرْصِدُهُ لِدَيْنٍ ، إِلاَّ أَنْ أَقُولَ بِهِ فِى عِبَادِ اللَّهِ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا" عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ وَمِنْ خَلْفِهِ . ثُمَّ مَشَى فَقَالَ "إِنَّ الأَكْثَرِينَ هُمُ الأَقَلُّونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا - عَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ وَمِنْ خَلْفِهِ - وَقَلِيلٌ مَا هُمْ" ثُمَّ قَالَ لِى "مَكَانَكَ لاَ تَبْرَحْ حَتَّى آتِيَكَ" ثُمَّ انْطَلَقَ فِى سَوَادِ اللَّيْلِ حَتَّى تَوَارَى فَسَمِعْتُ صَوْتًا قَدِ ارْتَفَعَ ، فَتَخَوَّفْتُ أَنْ يَكُونَ قَدْ عَرَضَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَرَدْتُ أَنْ آتِيَهُ فَذَكَرْتُ قَوْلَهُ لِى "لاَ تَبْرَحْ حَتَّى آتِيَكَ" فَلَمْ أَبْرَحْ حَتَّى أَتَانِى ، قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَقَدْ سَمِعْتُ صَوْتًا تَخَوَّفْتُ ، فَذَكَرْتُ لَهُ فَقَالَ "وَهَلْ سَمِعْتَهُ" قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ "ذَاكَ جِبْرِيلُ أَتَانِى فَقَالَ مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِكَ لاَ يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّةَ". قُلْتُ وَإِنْ زَنَى وَإِنْ سَرَقَ قَالَ "وَإِنْ زَنَى وَإِنْ سَرَقَ"
Tercemesi:
Bize Hasan b. Rabî', ona Ebu Ahves, ona A'meş, ona da Zeyd b. Vehb rivayet ettiğine göre Ebu Zerr şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) ile birlikte Medine’nin Hârre bölgesinde yürüyordum. Karşımıza Uhud Dağı çıktı. Rasulullah (sav): "Ey Ebu Zerr!" dedi. Ben de: 'Buyur ya Rasulallah!' dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Şu Uhud dağı kadar altınım olsa, ondan bir dinar bile elimde kalacak şekilde üç gün geçmesini istemem. Ancak bir borç için ayırdığım hariç. Elimdeki o altını Allah’ın kulları arasında şöyle, şöyle ve şöyle (sağına, soluna ve arkasına işaret ederek) dağıtmak isterim."
Sonra yürüdü ve şöyle dedi: "Kıyamet günü malı çok olanlar, sevabı az olanlardır; ancak malını şöyle, şöyle ve şöyle (sağına, soluna ve arkasına işaret ederek) infak edenler müstesna. Bunlar da ne kadar azdır!"
Sonra bana dönüp şöyle dedi: "Bulunduğun yerde kal, ben sana dönünceye kadar ayrılma."
Sonra gecenin karanlığında uzaklaştı, ta ki gözden kayboldu. O sırada yüksek bir ses işittim ve Rasulullah’a (sav) bir şey olmuş olabileceğinden endişelendim. Ona doğru gitmek istedim ama onun bana dediği "Ben gelinceye kadar bulunduğun yerden ayrılma" sözünü hatırladım. Bu yüzden yerimden ayrılmadım. Sonra Rasulullah (sav) geldi. Ben dedim ki: "Ey Allah’ın Rasulü! Yüksek bir ses işittim ve korktum." Durumu kendisine anlattım.
Bana: "Sen o sesi duydun mu?" dedi. Ben: “Evet” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "O Cebrail’di. Bana geldi ve şöyle dedi: 'Ümmetinden kim Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölürse, cennete girer.'"
Ben sordum: "Zina etse ve hırsızlık yapsa da mı?" Rasulullah (sav): "Evet, zina etse ve hırsızlık yapsa da!" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Rikâk 14, 2/568
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Hasan b. Rabi' el-Burani (Hasan b. Rabi b. Süleyman)
Konular:
Kelime-i Şahadet, Kelime-i Şehadetin Fazileti
KTB, SADAKA
Şirk, Şirk- Müşrik
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,