Ahmed b. Hasan’ın şöyle dediğini duydum: Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: ibn ebî Leylâ’nın hadisleri delil olarak alınmaz aynı şekilde bazı âlimler Mûcâhid b. Saîd, Abdullah b. Lehia ve benzeri şahısları tenkid etmişlerdir. Bunun sebebi de onların ezbere dayalı rivâyetleri ve çok hata yapmamalarıdır. Kaldı ki pek çok âlimler onlardan hadis rivâyet etmişlerdir. Şayet bunlardan biri rivâyetinde tek kalırsa ve onu takip eden biri de olmazsa onun hadisi delil olarak kabul edilmez. Bu sebeble Ahmed b. Hanbel, İbn ebî Leylâ hakkında onun hadisleri delil olarak alınmaz demekte böylece rivâyette yalnız kaldığını kastetmektedir. Bunun daha da şiddetli olanı Râvînin senedi muhafaza edememesi. Senede ilave ve eksiltmeler yapması veya senedi değiştirmesi veya manayı değiştirecek şekilde hadis rivâyet etmesidir. Âlimler manayı değiştirmedikleri sürece senedi muhafaza edip lafzan değişiklik yapanlar konusunda yumuşak davranılmıştır.
Muhammed b. Beşşâr bize anlattı. Ona da Abdurrahman b. Mehdî anlatmış, Muaviye b. Salih; Alâ b. Hâris’den, Mukhul’den, Vasile b. Eskâ’nın şöyle dediğini bize aktarmıştır: “Size mana ile hadis rivâyet ettiğimizde bu size yeterlidir.”
Yahya b. Musa bize nakletti, Abdurrezzak bize anlattı. Ma’mer, Eyyûb’tan, Muhammed b. Sirîn’nin şöyle dediğini bize haber vermiştir: “On kişiden hadis dinlerdim lafız farklı ama mana aynı idi.”
Ahmed b. Menî’ bize anlattı, Muhammed b. Abdullah el Ensarî, İbn Avn’ın şöyle dediğini bize nakletmiştir. İbrahim en Nehaî, Hasan ve Şa’bî mana ile hadis rivâyet ederlerdi. Kâsım b. Muhammed, Muhammed b. Sirîn ve Reca b. Hayve ise hadisleri harf harf tekrarlayarak aktarırlardı.
Ali b. Haşrem bize anlattı. Hafs b. Gıyas, Âsım el Ahvel’in, Ebû Osman en Nehdî’ye şöyle dediğini bize nakletmiştir: Sen bize hadis rivâyet ediyorsun sonra aynı hadisi daha önce bize anlatmadığın şekilde aktarıyorsun. Bunun üzerine Ebû Osman en Nehdî şöyle demiştir: “İlk duyduğuna bağlan!”
Carûd bize nakletti, Vekî’; Rabi’ b. Subeyh’den, Hasan’nın şöyle dediğini bize aktarmıştır: “Manayı doğru anladıysan bu rivâyet senin için yeterlidir.”
Ali b. Hucr bize nakletti. Abdullah b. Mübarek, Seyf b. Süleyman’ın, Mücâhid’den şöyle duyduğunu bize nakletmiştir: “Hadiste kısaltma yoluna gidebilirsin ama sakın ona bir ilavede bulunma.”
Ebû Amr, Hüseyin b. Hureys bize nakletti. Zeyd b. Hubab bir adamdan aktararak şunu haber vermiştir. Sûfyân es Sevrî, yanımıza geldi ve şöyle dedi: “Size duyduğum her hadisi aynen aktarıyorum dersem bana inanmayın çünkü benim yaptığım sadece manasını aktarmaktır.”
Huneys b. Hureys bize haber verdi. Veki’den şöyle söylediğini duydum: “Mana ile rivâyet bu kadar yaygın olmasaydı; insanlar helak olurdu.” Tirmizî der ki: İlim adamlarının değerini bir kat daha artıran şey onların hafızalarıyla rivâyetleri çok iyi yapmaları, duyduklarını dinledikleri andaki gibi korumaya devam edip aktarmalarıyla olmuştur. Bunca hafıza gücüne rağmen yanlış ve hatadan uzak kalmamışlardır.
Muhammed b. Humeyd bize aktardı. Cerir Umâra b. Ka’ka’dan bize nakletmiş ve demiştir ki: İbrahim en Nehaî bana şöyle dedi: “Bana hadis rivâyet ettiğinde Ebû Zür’a b. Amr b. Cerir’den rivâyet et! Çünkü o bana bir defasında bir hadis nakletmişti seneler sonra ona aynı hadisi sordum bir harf bile değiştirmeden aktardı.”
Ebû Hafs, Amr b. Ali bize aktardı. Yahya b. Saîd el Kattan, bize Musa’dan, Mansur’dan şöyle anlattı: İbrahim’e dedim ki: Neden Sâlim b. ebî’l Ca’d senden daha güzel hadis rivâyet ediyor? O’da şöyle dedi: “O hadisleri yazardı.”
Abdulcebbar b. Alâ b. Abdulcebbar bize nakletti. Ona da Sûfyân anlatarak şöyle demiş. Abdulmelik b. Umeyr dedi ki: “Ben hadisleri bir harf dahi eksiltmeden rivâyet ediyorum.”
Huseyn b. Mehdî el Basrî bize anlattı, Abdurrezzak bize nakletti Ma’mer, Katâde’nin şöyle söylediğini bize aktarmıştır: “Kulaklarımın işittiği her hadisi kalbim mutlaka korumuş ve anlayıp muhafaza etmiştir.”
Saîd b. Abdurrahman el Mahzûmî bize nakletti. Sûfyân b. Uyeyne Amr b. Dinar’ın şöyle söylediğini bize haber vermiştir: “Hadis konusunda Zührî’den daha iyi aktaran birini görmedim.”
İbrahim Saîd el Cevherî bize anlattı. Sûfyân b. Uyeyne, Eyyûb es Sahtiyanî’nin şöyle dediğini bize aktarmıştır, “Zührî’den sonra Medînelilerin, hadislerini Yahya b. ebî Kasir’den daha iyi bilen birini bilmiyorum.”
Muhammed b. İsmail el Buhârî bize nakletti. Süleyman b. Harb bize aktardı. Hammad b. Zeyd bize şunları nakletmiştir: İbn Avn hadis rivâyet ediyordu. Ben de onun rivâyet ettiği hadisin hılafına Eyyûb’un, İbn Sirîn’den rivâyet ettiği bir hadisi ona aktardığım vakit İbn Avn önceden kendisinin söylediğini bırakıp şöyle dediğini, işittim: Eyyûb, Muhammed b. Sirîn’in hadisleri konusunda bizden daha âlimdir.
Ebû Bekir, Ali b. Abdullah’tan bize naklederek şöyle demiştir: Yahya b. Saîd’e sordum: Hişâm ed Destevaî ve Mis’ar’dan hangisi hadis konusunda daha sağlamdır? Mis’ar’ın bir benzerini görmedim. O insanlar arasında hafızası çok sağlam olan biriydi.
Ebû Bekir b. Abdulkuddus b. Muhammed bize nakletti ve dedi ki: Ebû’l Velid, bana Hammad b. Zeyd’in şöyle dediğini haber verdi: “Şu’be herhangi bir konuda farklı bir rivâyet nakletmişse ben kendi rivâyetimi bırakmışımdır.” Ebû İsa dedi ki: Ebû Bekir diyor ki: Ebû’l Velid bana naklederek şöyle demiştir: Hammad b. Seleme bana şunları söyledi: “Hadis öğrenmek istiyorsan sana Şu’be yeter.”
Abd b. Humeyd bize anlattı. Ebû Davut Şu’be’nin şöyle dediğini bize aktarmıştır: Birinden hadis rivâyet ettimse onun yanına pek çok kere gitmişimdir. On hadis rivâyet ettimse ondan fazla gitmişim demektir. O kimseden elli hadis rivâyet ettiysem elliden çok; yüz hadis rivâyet ettiysem yüzden çok onun yanına gitmişimdir. Sadece Hayan el Kufî el BârîkÎ hariç; ondan birkaç hadis işittim, sonra onun yanına geri döndüğümde o ölmüştü.
Muhammed b. İsmail bize aktardı. Abdullah b. ebî-l Esved bize nakletti. Ona da İbn Mehdî anlatarak şöyle demiştir: Sûfyân’ın şöyle dediğini duydum: “Şu’be hadis konusunda mü’minlerin lideridir.”
Ebû Bekir Ali b. Abdullah bize nakletti ve dedi ki: Yahya b. Saîd’in şöyle dediğini duydum: “Şu’be’den daha çok sevdiğim birisi olmadığı gibi onun yerini tutacak kimse de yoktur.” Sûfyân, Şu’be’ye muhalefet ederse o zaman Sûfyân’ın görüşünü kabul ederim. Ali der ki: Uzun hadisleri Sûfyân mı? yoksa Şu’be mi daha iyi bilir diye Yahya’ya sordum, O da: “Şu’be bu konuda Sûfyân’dan üstündür. Yahya diyor ki: Şu’be hadisleri rivâyet eden şahıslarla alakalı bilgileri çok iyi bilirdi. Sûfyân ise fıkhi konularda otorite idi.”
Amr b. Ali, Abdurrahman b. Mehdî’nin şöyle söylediğini bize nakleti: “Hadisteki önder ve liderler şu dört kişidir. Sûfyân es Sevrî, Mâlik b. Enes, Evzâî ve Hammad b. Zeyd.”
Ebû Ammâr, Husayn b. Hureys bize naklederek demiştir ki: Veki’in şöyle dediğini duydum. Şu’be şöyle demiştir: “Sûfyân hafıza bakımından benden daha kuvvetlidir. Sûfyân bana hadis hocalarından birinden bir hadis rivâyet ettiğinde o hadisi o şeyhe sorardım da Sûfyân’ın naklettiğiyle aynı olduğunu görürdüm.”
İshâk b. Musa el Ensarî’den duydum Ma’n b. İsa el Kazaz şöyle diyordu: Mâlik b. Enes, Rasûlullah (s.a.v.)’in hadislerinde geçen harflerin aynı olması konusunda bile işi sıkı tutardı.
Ebû Musa bize anlattı. Medîne kadısı İbrahim b. Abdullah b. Küreym el Ensarî bana aktararak şöyle dedi: Mâlik b. Enes oturarak hadis rivâyet eden Ebû Hazim’in yanından geçti fakat orada durmadı. Geçip gitti. Niçin oturmadığı kendisine sorulunca şöyle dedi: Oturacak bir yer bulamadım. Allah’ın Rasûlünün hadislerini de ayakta almayı hoş görmedim.
Ebû Bekir, Ali b. Abdullah’tan bize Yahya b. Saîd’in şöyle dediğini nakletmiştir. Mâlik’in, Saîd b. el Müseyyeb’den hadis rivâyet etmesi, Sûfyân es Sevrî’nin, İbrahim Nehaî’den hadis rivâyet etmesinden daha sevimlidir. Yahya diyor ki: Bu zamanda Mâlik b. Enes’den daha sahih hadis rivâyet eden biri yoktur. Mâlik, hadiste otoriter birisi olup liderdir. Ahmed b. Hasan’dan, Ahmed b. Hanbel’in şöyle dediğini duydum: Yahya b. Saîd el Kattan gibi birini bu gözlerim görmüş değil. Ahmed dedi ki: Ahmed b. Hanbel’e Vekî’ ve Abdurrahman b. Mehdî soruldu. Ahmed bunun üzerine şöyle dedi: Vekî’ hadisleri kalbinde muhafaza yönünden çok iyi ve sağlamdır. Abdurrahman ise hadiste otorite kimselerdendir. Muhammed b. Amr b. Nebhan b. Safvân es Sekafî el Basrî’nin kendisinden Ali b. el Medinî’nin şöyle söylediğini duydum. Hacer-ül esved ile İbrahim makamı arasında yemin etmem istenseydi, Abdurrahman b. Mehdî’den daha âlim birini görmediğime yemin ederdim. Tirmizî der ki: İlim adamlarının bu konudaki görüş ve rivâyetleri pek çoktur. Biz sadece bunlardan az bir kısmını açıkladık ki, bu konuda âlimlerin dereceleri, birbirlerine olan üstünlükleri hadisleri ezberleme ve nakletmedeki özellikleri belli olsun ve bir kimse hakkında konuşulduysa niçin konuşulduğu bilinsin diye az bir açıklamada bulunduk.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular: