— Ben (karşımızda) öyle ordu birlikleri görüyorum ki, onlar karşılarındaki (sayıca ve keyfiyetçe) akranı olan orduyu kesin surette boğup öldürmedikçe, geri dönmeyecektir, dedi.
Muâviye de Amr ibn Âs'a -ki vallahi Muâviye bu iki adamın hayırhsıdır-:
— Ey Amr! Eğer muhaliflerimiz askerlerimizi veya askerlerimiz muhaliflerimizi öldürürlerse (Allah'ın ifâsını emrettiği) insanların işlerini benim adıma yerine getirmeyi kim üzerine alır? Bana bu öldürülenlerin kadınlarına, yetîm ve dullarına bakmayı kim tekeffül eder? dedi.
Ve (barış için) Hz. Hasen'e, Kureyş'ten ve Abdu Şems oğulları'n-dan iki kişiyi: Abdurrahmân ibn Semure ile Abdullah ibn Âmir ibn Kurayz'ı gönderdi. Ve bunlara hitaben:
— Haydi şu adama (Alî'nin oğlu Hasen'e) gidiniz. Ona barışı arzediniz. Ona (barış istediğimi) söyleyiniz. Ne arzu ederse onları öğrenip geliniz! dedi.
Bunlar Hz. Hasen'e gittiler, huzuruna girip konuştular. Ve (Muâviye'nin tekiîfini) söylediler. İsteklerini sordular. Hasen ibn Alî bunlara cevaben:
— Bizler Abdulmuttalib oğulları'yız. (Kerem ve cömertliğe alışmışız. Halifelik adına) Beytu'l-mâl'den bize düşen hisse nedir ki? (Onunla etrafımızdaki muhtaçları infâk edeceğiz.) Şübhesiz bu ümmet (görüyorsunuz, ihtiyâçtan) kendi kanı içinde şaşırmış birbirini kırıyor, dedi.
Onlar cevaben:
— Muâviye size şöyle şöyle (mal, elbise, erzak) arzediyor; (bunları dağıtırsınız) ve daha neye ihtiyâcınız varsa onu sormamızı ve sizin bildirmenizi istiyor, dediler.
Hz. Hasen:
— Bu söylediğiniz şeyleri bana karşı kim tekeffül edip üzerine alır? dedi.
Muâviye'nin elçileri:
— Biz bunları senin için üzerimize alırız! dediler.
Ve Hasen ibn Alî her ne istediyse, onlar "Biz te'min ederiz" diye karşıladılar, Hasen bu suretle (yânî vâki' olan şartlar üzerine dînî maslahatı ve ümmetin maslahatını gözeterek) Muâviye ile sulh and-laşması yaptı.
el-Hasen el-Basrî şöyle dedi: Ben Ebû Bekre (Nufey' ibn Haris -R)'den işittim; o şöyle diyordu: Ben Rasûlullah'ı minber üzerinde torunu Hasen ibn Alî yanıbaşında olduğu hâlde gördüm. Kendisi bir kerre cemâate, diğer bir defa da Hasen ibn Alî'ye dönüp, ona işaret ederek şöyle buyuruyordu: "Şübhesiz bu benim oğlumdur, bir sey-yiddir (şeref sahibi efendidir). Allah'ın bu oğlum sebebiyle müslü-mânlardan iki büyük fırkanın arasını düzeltmesini umarım."
Ebû Abdillah Buhârî dedi ki: Alî ibn Abdillah bana şöyle dedi: el-Hasen el-Basrî'nin Ebû Bekre'den işitmesi, bize ancak bu hadîs ile sabit olmuştur
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Sulh 9, 1/730
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Hasan b. Ali el-Haşimî (Hasan b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Musa İsrail b. Musa el-Basrî (İsrail b. Musa)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Savaş, barış yollarını aramak, savaştan önce
Savaş, ve Barış
Yetim,
Yetim, yetim çocuğun bakımı