İş bu sözleşme falan, falan, falan ve filan şahıslar arasında yapılmıştır. Söz konusu kişilerden her biri bilinci yerinde ve hür iradesiyle bu sözleşmeye imza koymuştur. Ortaklar olarak biz değişik ticaretler, alışverişler ve ortaklıklar yaptık, başkalarına borç verdik, emanet para verdik, ihalelere katıldık, kiraladık, ekim dikim yaptık. Şu anda yaptığımız her işi sona erdirerek gönül rızasıyla bu ortaklığı bitirdik, birlikte yaptığımız tüm işleri ve aramızda geçen her şeyi tek tek ve açık olarak açıkladık. Her birimiz ortağının her konudaki doğruluğunu ve haklılığını bilerek ve haklılığına kanaat getirerek bu ortaklığın dağılmasına karar verdik. Ortaklardan her biri hakkı olan malın tamamını teslim aldı. Bu sözleşmede adı geçen ortakların diğer ortaklardan alacağı hiçbir şey kalmadı. Biz ortaklar hiç birimiz diğerinden bir şey isteme ve dava etme yetkisi olmadığı gibi başkalarından da hiçbir ortağın bir şey isteme hakkı yoktur ve böyle bir yetkisi de kalmamıştır. Çünkü hepimiz hakkını alıp elindekine razı olmuştur. Bu söylenenleri kabul ederek falan, falan, falan ve falan kimseler bu sözleşmenin feshini imza altına almışlardır.
Yüce Allah şöyle buyurur (Bakara 229) “…Boşanmadan sonra, kadınlara önceden mehir olarak verdiğiniz bir şeyi geri almanız sizin için helâl olmaz. Ancak ikisi (karı koca) Allah’ın sınırlarını yani evlilik haklarını koruyamamaktan korkar ve siz de onların bu sınırları koruyup yerine getiremeyeceklerinden endişe ederseniz, kadının serbestliğe kavuşması için mehrinden kocasına bazı şeyler bırakmasında her iki taraf için de bir günah yoktur.”
Bu dilekçe falan oğlu, falanın kızı filanın bilinci yerinde olarak falan oğlu filana gönderdiği dilekçesidir. Ben senin hanımın idim, benimle birlikte oldun, içli dışlı oldun. Sonra ben seninle birlikte olmaktan hoşlanmaz oldum. Bana zarar vermeksizin ve senin üzerinde hakkım olan bir görevi yerine getirmeme engel olmaksızın senden ayrılmaya karar verdim. Allah’ın sınırlarını koruyamama sıkıntısı yaşadığımızda bana ait mallarımı (mehrimi) vererek beni boşamanı istedim ki bu miktar şu kadar ve şu kadar dinardır. Ayrıca sana verdiğim şu kadar da dinarı sen olarak beni kesin bir şekilde- dönüşü olmayan- boşamayla boşamış oldun. Seninle konuştuğumda bana söylediklerini kabul etmiş ve buna razı olmuştum. Bu yüzden senin sözlerine inanarak bu dilekçede belirtilen tutarları sana verdim ancak geriye benim mehrim kaldı. Böylece bu dilekçede yazıldığı şekliyle senden boşanmış oldum. Bu durumda bu kararından vazgeçme ya da başka bir şey talep etme hakkın kalmamıştır. Benim durumumdaki bir kadının senin gibi bir kocasından alması gerekenlerin tümünü aldım. İddet süresi içinde boşanmış bir kadının alması gerekenlerin hepsini almış bulunmaktayım. Ne senin benim, ne de benim senin üzerinde herhangi bir hakkım, talebim kalmamıştır. Bundan sonra sen yada ben birbirimizin üzerinde herhangi hak talep ederse ya da başka bir alacak iddia ederse bu iddianın gerçekle bir ilgisi yoktur. Karşı taraf böyle yükümlülükten uzaktır. Her birimiz bu dilekçede belirtilen diğerimizin verdiği ifadeleri kabul etmiş, evlenmeden önce şifahi olarak konuşulan şeyleri kabul etmiş ve buna dayanarak bu sözleşmeyi imzalamış demektir. Falan ve filan imza ettiler.
KİTABET= Efendinin kölesine miktarı belirlenmiş para karşılığı hürriyetine kavuşma sözleşmesi yapmak demektir. Yüce Allah (Nur sûresi 33. ayetinde) “…Yasal olarak sahip bulunduğunuz köle ve cariyelerden serbestliği satın almak isteyenlerin kendilerinde iyi niyet görüyorsanız onlarla sözleşme yapıp yazışın…”
Bu sözleşme falan oğlu falanın bilinci yerinde ve sıhhatli iken sahip olduğu kölesi falan kimse için kaleme alınmıştır. Şöyle ki: Ben açık ve net eksiksiz üç bin dirhem karşılığı ve bu dirhemleri peş peşe gelen altı yıl boyunca yedi taksit şeklinde ödenmesi şartıyla ilk taksitini şu yılın şu ayının başında verecek ve şu yılın şu ayında son taksitle ödeme sona erecektir. Bu süre içersinde bu sözleşmede belirtilen parayı ödediğin takdirde hürriyetine kavuşacaksın, özgür bir insanın sahip olduğu tüm haklara sahip olacaksın. Eğer bu sözleşmeye aykırı davranırsan bu sözleşmenin geçerliliği sona erer ve sen de köle olarak kalırsın, böyle bir sözleşme yapılmamış sayılır. Bu sözleşmede belirtilen şartlar çerçevesinde seninle bulunduğumuz yerde yaptığımız bu sözleşmeyi olduğu gibi kabul ettim. Sözleşmeyi imza eden taraflar falan ve filan.
Bu dilekçe (sözleşme) falanca oğlu falanın o tarihte sahibi olduğu falan aşçı fırın ustası Sakalli’li kimse için yapılmıştır. Ben yüce Allah’tan sevap umarak ve O’nun rızasını isteyerek seninle bu sözleşmeyi yapıyorum. Sen benim ölümümden sonra hürsün. Ben öldükten sonra senin üzerinde hiçbir kimsenin herhangi bir hakkı yoktur. Vela hakkı ise benim ve benden sonra gelen zürriyetimin hakkıdır. İş bu ifadeyi falan oğlu falan kendi özgür iradesi ve bilinci yerinde iken vermiştir. Bütün bu ifadeler bu tutanakta ve yazan şahitlerin huzurunda ifadeyi verene okutuldu. İş bu ifadeyi duyduğunu, anladığını ve içeriğini tam olarak bildiğini söyledi. Buna Allahı da şahit gösterdi. Ve Allah şahit olarak yeterlidir dedi. Sonra şahitler huzurunda Sakalli’li aşçı köle geldi, bilinci ve sağlığı yerinde olarak bu tutanakta yazılı olanların doğruluğunu beyan etti.
Bu dilekçeyi (sözleşmeyi) şu tarihle falan oğlu filan kendi isteğiyle ve sıhhati yerinde olarak falan tarihte sahibi olduğu falan isimli Rum kölesi hakkında yazmıştır. Ben Allah’ın rızasını ve sevabını umarak geri dönmesi olmayan kayıtsız şartsız bir kararla seni azâd ettim yani hürriyetine kavuşturdum. Sen Allah rızası ve Ahiret yurdunun sevabı için artık hürsün. Ne benim ne de başka bir kimsenin senden hiçbir hak talep etme yetkisi yoktur. Sadece Vela hakkı vardır. O da bana ve benim zürriyetimden gelenlere aittir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Muzâraa 47,48, /2346
Senetler:
1. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
2. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
4. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Köle, mükateb
Ticaret, Ortaklık
Ticaret, Şirket kurma, ortaklık
Ticaret, yazılı belge/sözleşme